Sakarya'da yüzde 50'si zihinsel sağlığı olmak üzere toplam yüzde 76 süresiz engel raporu bulunan kızının kaçırıldığını iddia eden anne yaşadığı mağduriyeti anlattı. Kaçırdığı iddia edilen kişi ile evlendirilmeye çalışılan kızına kavuşabilmek için şikayetçi olarak her yolu deneyen gözü yaşlı annenin bu süreçte yaşadıkları ise şoke etti.
Olay, dün Adapazarı ilçesinde yaşandı. Yüzde 50'si zihinsel sağlığı olmak üzere Kocaeli Devlet Hastanesi'nden toplam yüzde 76 süresiz Özürlü Sağlık Kurulu Raporu bulunan 28 yaşındaki S.T. isimli kadın, iddiaya göre özel eğitim gördüğü kurstan geldiği esnada servisten indikten sonra kaçırıldı. Kızının, daha öncesinde istemeye gelen kişi tarafından Kaynarca ilçesine götürüldüğünü öğrenen Nurdan Türk, ilk önce aileye ulaştı. Kızı S.T. ile kaçtığı iddia edilen A.D.'nin evlendirilmek istediğini duyan anne bu duruma kızının engelli olduğu için rızasının olmadığını bir kez daha anlattı. Buna rağmen ailenin ısrarı devam edince karakola giden Nurdan Türk, kızını kaçırdığını iddia ettiği kişi A.D. ile ailesinden şikayetçi oldu.
Savcının söylemleri acılı anneyi şoke etti
Yüzde 50 zihinsel ve 26 fiziksel olmak üzere toplamda yüzde 76 engeli bulunan S.T.'nin annesi Nurdan Türk, karşı ailenin Kaynarca ilçesinde ikamet etmesi sebebi ile konuyu jandarma ekiplerine de bildirdi. Savcılığa intikal edilen olay hakkında elinde bulunan belgelere rağmen yaşadığı mağduriyeti söyleyen anne Türk, şikayetinden vazgeçmeyeceğini belirtti. Anne Türk, tüm belge ve raporları kendisine ulaştırdığı savcının, ‘İnisiyatifimi kullanarak bu gece kızın orada kalmasını istiyorum' söyleminde bulunduğunu aktardı. Öte yandan anne Türk, kızını kaçırdığını ifade ettiği A.D.'nin de fiziksel bir engeli olduğu ve kızını da gittiği özel eğitim kursundan tanıdığını söyledi. S.T.'nin, Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü'ne götürüldüğü öğrenilirken, gözü yaşlı anne ise yaşadığı olayın tekrarlanmamasını ve çocuğuna kavuşmayı bekliyor.
“Kızımı istemeye gelmişlerdi, anlattım anlamadılar”
Daha öncesinde kızını istemeye gelen kişilerin olayı gerçekleştirdiğini belirten Nurdan Türk, “Benim kızım özel bir çocuk 27 yaşında yüzde 76 raporu var. Yüzde 50'si mental geri kalanı ise bedensel. Halk Eğitim'e giden kızım geç kalınca servisteki hostesi aradım. O da bana bıraktıklarını söyledi. Kızıma ulaşma şansım yok çünkü telefon kullanmıyor, özel birey olduğu için. Arkadaşlarından ulaştık, A.D. diye bir çocukla konuştuğunu öğrendik ve biz bu çocuğu öncesinden tanıyoruz. A.D.'nin, kızımı servisten indiği yerden alıp gittiğini öğrendik. Ne şekilde alıp gittiğini bilmiyoruz zorla veya kandırarak, nereye çekerseniz oraya gidiyor. O kişinin kendisini ve annesini aradım cevap vermediler. Daha sonrasında kızımı kaçıran kişinin annesi beni aradı ve ortayı bulalım, hiçbir yere gitmeyin, evlendirelim diye konuşunca ben telefonu kapattım ve karakola gittim. Daha sonrasında yaşadıkları mahallenin muhtarı da olmak üzere birçok kişi beni telefonla tekrar arayarak ortayı bulabilmemiz konusunda bana ısrar etti. Ben de anlattım çocuğun mental, raporlu birey olduğunu ama hiçbir şekilde beni dinlemediler. Hayırlı olsun diyerek telefonu yüzüme kapatıyorlar. Bu insanları biz daha öncesinden tanıyoruz, kızımı istemeye geldiler. O zamanda çocuğumun durumunu anlattım ve evlilik yapamayacağını belirttim. Buna rağmen asla vazgeçmeyeceklerini söylediler” dedi.
“Sağlıklı bir birey değil, doğru karar veremiyor. Kim nereye çekerse oraya gidiyor”
,
Kızının raporuna rağmen yaşadığı mağduriyeti anlatan Türk, “Daha sonrasında biz karakola gittik, orası bizi jandarmaya yönlendirdiler. Orada raporu ve kızımın vasisi olduğumu, imza hakkı bende olduğunu söylüyorum ama bana; ‘Kızın fikri de önemli değil mi? Biz konuştuk kalmak istiyor, kolundan tutup getiremeyiz' deniliyor. Sağlıklı bir birey değil, doğru karar verilemiyor. Kim nereye çekse oraya gidiyor. Savcılığa intikal etti konu. Savcı beyin bize dediği ise ‘inisiyatifimi kullanarak bu gece kızın orada kalmasını istiyorum' dedi. Nasıl böyle bir kanıya varıldı, raporlar elimizde göstermemize rağmen raporu yenileyin diyorlar. Mental olan bir çocuğun düzelme şansı yok. Ben 27 senedir bunların içerisindeyim. Biz bu durumdaki bütün anneler olarak farklı şeyler yaşıyoruz. Bu olaylar yaşanırken bir yandan köyün muhtarı arıyor, gelin evlendirelim diyor. Çocuğun annesi küçük kızımı arıyor ve onu da üzecek şekilde konuşuyor. Çocuğum da diyor ki; ‘Hayrı kaldı mı bu işin, bizim evimize girdiniz yemeğimizi yiyip, çayımızı içtiniz. Sen annesin benimki de anne.'” diye konuştu.
“Milletvekilimiz olmasa çocuğumuzu kendi başımıza alamayacaktık”
AK Parti Sakarya Milletvekili Çiğdem Erdoğan Atabek'in konuya müdahil olması ile bir netice alabildiklerini dile getiren Nurdan Türk, “Ömrüm onun peşinde geçti özel eğitimlerde. Ama bana hiç kimse yardımcı olmadı. Benim ne yapmam gerekiyordu? Ben oraya gidiyorum, farklı bir yere gönderiyorlar. O özel bir çocuk, ben onu gidip o gece alamıyorum. Gidersem haneye tecavüz olacakmış. Şu an kızım Sosyal Hizmetlerde, gece saatlerinde korumaya alındı. Milletvekili Çiğdem Erdoğan Atabek hanımefendiden Allah razı olsun, onun yardımları sayesinde alınabildi. Başka türlü biz çocuğumuzu kendi başımıza mümkün değil alamayacaktık. Beni hiç dinlemediler, anneye izah ettim, olmaz dedim. ‘Sen de annesin benim çocuğum özel, tüm özel ihtiyaçlarını ben görüyorum, her gün peşindeyim, parayı, alışverişi bilmez, kendi başına bir yere gidemez' dedim ama o da bana bu durumlara alışacağını söyledi” şeklinde konuştu.
“Kimsesiz gördüler benim çocuğumu ve bunu yaptılar”
Şikayetinden vazgeçmeyeceğini aktaran Türk, “Ben dün sabah 6.30'dan beri hiç uyumadım. Diğer küçük kızım ve ben çok ağladım. Biz bunu hak etmedik. Ve ben kızımı görmedim, çok kötüyüm. Ben onu görmek ve almak istiyorum. Ben ona hiçbir zaman mentalliğini hatırlatmadım. Ben onun imzasını kullanırken memura rica ediyorum, kenarını o da karalasın ve demesin ki ben atamıyorum, yani üzülmesin. Ben o kadar ince düşünen bir anneyim. Asla şikayetimden vazgeçmiyorum. Ailenin, çocuk da dahil hepsinden şikayetçiyim. Herkes cezasını çeksin. Çünkü ben defalarca, aylardır izah ettiğim halde meydan okudular bana. Eşimin ölümüne rağmen bana, o acılı zamanımda bile bana anlıyorum deyip de beni anlamadılar. Kimsesiz gördüler benim çocuğumu ve bunu yaptılar. Asla şikayetimden vazgeçmiyorum, adalet gerekeni yapsın. Herkes cezasını çeksin. Benim çocuğum bana verilsin, başka hiçbir şey istemiyorum” ifadelerini kullandı.
“Bize karşı daha duyarlı olunsun, yolumuza taş koyulmasın”
Anne Nurdan Türk son olarak, “Ben bütün engelli anneler adına çok rica ediyorum. Bize karşı daha duyarlı olsun Bizim yolumuza taş koymasınlar. Bizim yolumuzu açsınlar. Biz gerçekten hayatı çift yaşayan anneleriz. Hepimiz birbirimizi anlayabiliyoruz ama anlayamayanlar da bize bunu yapıyor. Çok rica ediyorum bizim çocuklarımızın elinden tutsunlar, biz psikolojik anlamda çökertiliyoruz böyle şeyler yaşadığımızda” dedi.