Merkezin Müdürü Prof. Dr. Nurgül Keser, 2009\'da kurulan merkezin kapsamını Kadın, Aile, Sağlık ve Sosyal Araştırmalar Merkezi olarak genişlettiklerini söyledi.
Merkezde fakülte ve meslek yüksekokullarından 50 kişilik çalışma grubu oluşturduklarını anlatan Keser, "5 çalışma grubumuz var. Bunlar, girişimcilik, sanat ve iletişim, eğitim ve sosyal aktiviteler, sağlık, çevre, teknik ve Ar-Ge çalışma gruplarıdır. Bu arkadaşlarımızla hızlı şekilde özellikle proje ağırlıklı çalışmalarımıza devam edeceğiz" diye konuştu.
"Kadınlara yönelik ayrımcılığı önlemek istiyoruz"
Keser, kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığın önlenmesini istediklerini vurguladı.
"Kadınların güçlü ve eşit haklara sahip olabilmesi için eğitim düzeylerinin yükseltilmesi gerekir" diyen Keser, şöyle devam etti:
"Bir kadını eğittiğiniz zaman aslında toplumu eğitiyorsunuz. Eğitim, kadından başlıyor. Dolayısıyla ilk ayak eğitimdir. Sağlıklı ve güçlü kadınların sağlıklı nesiller yetiştirebileceği inancıyla kadın sağlığının korunması ve iyileştirilmesine yönelik eğitim faaliyetleri düzenledik. En son SAÜ akademik ve idari kadın personeline uyguladığımız Web Destekli Sağlık Eğitimi Projesi, uluslararası yayın kabul edildi. Kadına yönelik her türlü fiziksel ve psikolojik şiddetin ortadan kaldırılması için politika üretiyoruz. Ayrıca, kadınların iş gücü piyasasında yer almasını artırmaya dönük çalışma yürütüyoruz."
Geçen yıl Doğu Marmara Kadın Çalışmaları Platformu\'nu kurduklarını ifade eden Keser, her yıl 8 Mart\'ta SAÜ, Kocaeli, Abant İzzet Baysal, Düzce ve Yalova üniversitelerinden birinde ortak platform oluşturulacağını dile getirdi.
Keser, kadınların sorunlarına duyarlılık ve kadınlara yönelik şiddette nerede olduklarını göstermek amacıyla SAÜ İletişim Fakültesinde kısa film yarışması düzenlediklerini anlattı.
"Kadına yönelik şiddet, dünyanın sorunu"
Keser, kadına yönelik şiddetin sadece Türkiye\'nin değil, dünyanın sorunu olduğunu vurgulayarak, en gelişmiş Avrupa ülkesinde bile bu sorunla karşılaşılabileceğine işaret etti.
Kadınların sorunlarına yönelik akademik platformda düşünce ürettiklerini aktaran Keser, "Biz, sivil toplum kuruluşu (STK) değiliz. STK\'ların kadına dokunan gücünü çok önemsiyoruz ama bizim akademik platformda böyle gücümüz maalesef mümkün değil. O yüzden STK\'larla ortak çalışmaya son derece dikkat ediyoruz. Bilimsel önerilerimizi paylaşarak akademik alanda kadınlara dokunmaya çalışıyoruz" diye konuştu.
Nurgül Keser, Türkiye\'de kadın sorunlarına yönelik ciddi adımlar atıldığına işaret ederek, hükumetin gerekli politikalar üreterek sağlam zeminde yürüdüğü bilgisini verdi.
Kadına yönelik şiddetin kronik sorun olduğunu savunan Keser, "Yani bir neşter ver de keselim, cerrahi işlem yapalım, olay bitsin\' değil. Zaman içinde ekilmiş filizlerin yavaş yavaş yeşereceğine, olumlu sonuçlarını daha ileriki yıllarda görebileceğimize inancımız tam" şeklinde konuştu.
Keser, 8 Mart\'ta her zamankinden daha buruk olacaklarını vurgulayarak, "Son yaşadığımız vahşet, hepimizi derinden etkiledi. Bu konudaki görüşlerimizi 12 maddelik basın bildirisiyle sunduk. 8 Mart\'ta da tüm üniversitelerimize ortak çalışma teklifimizi akademik seferberlik ilanı olarak duyuracağız" ifadesini kullandı.