Kalp hızının yavaşlamasını engelleyen ve kalp yetersizliğini tedavi eden kalp pilleri, elektroşok özelliği sayesinde ani ölümlerin de önüne geçiyor.
Sakarya Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Harun Kılıç, kalbin yetersiz pompa gücüne sahip olduğu kalp yetmezliği durumunda, elektroşok özelliğine sahip kalp pillerinin kişinin hayatta kalmasını sağladığını belirtti. Her dört kişiden birinin kalp pili sayesinde hayatta kalabildiğini kaydeden Prof. Dr. Kılıç “Kalp krizi geçirsin veya geçirmesin, kalp yetmezliği olan hastalarda ‘ejeksiyon fraksiyonu’ dediğimiz bir ölçüm vardır. Bu, kalbin pompa gücünü ifade eder. Normal bir kişinin kalbi yüzde 50’nin üzerinde bir pompa yapar. Bu pompa gücü, yüzde 35’in altına indiğinde bu hastalara elektroşok özelliğine sahip kalp pili takılıyor. Hastanın kalbinde ritim bozukluğu olduğu anda cihaz devreye giriyor ve kalp ritmini normale döndürüyor. Ejeksiyon fraksiyonu yüzde 35’den düşük olan hastalardan dörtte biri kalp pili sayesinde hayatta kalabiliyor” diye konuştu.
Kalpteki 3 farklı durum için 3 farklı kalp pili olduğunu belirten Prof. Dr. Kılıç, “Kalp pilleri 3 temel amaç için kullanılıyor. Bunlardan ilki kalbin yavaşlaması durumunda kalbi hızlandırmak için kullanılan kalp pilleri. Bunlar kalpte yavaşlama olduğunda devreye giriyor ve kalbin tekrar normal hızda çalışmasını sağlıyor. Bir tür uyarıcı olarak vazife görüyor. İkinci tür kalp pilleri elektroşok özelliğine sahip, kalpteki ölümcül ritim bozukluklarını düzelterek ani ölümlerin önüne geçiyor. Bir diğer kalp pili ise kalp yetersizliğinde kullanılan, 3 odacıklı pil dediğimiz, kalp kasının kasılma düzenini ayarlayan piller. Bu piller kalbin pompa gücünü arttırarak kişinin normal yaşama dönmesini sağlıyor” ifadelerini kullandı.
Kalp pilinin her yaştan insana takılabileceğini belirten Kılıç, “Kalp elektrik sistemindeki bozukluktan kaynaklanan kalp yavaşlaması, ritim bozukluğu her yaşta görülebilir. Doğuştan da olabilir. Ancak genellikle ileri yaşlarda daha sık görülür. Eğer kişinin kalbinde duraklama, yavaşlama varsa, genç yaşlı farketmez kalp pili takılması gerekir.” diye konuştu.
Tansiyon düşmesine bağlı baş dönmesi, bayılma gibi şikayetlerin, kalbin hızının yavaşlamasından veya kalbin duraklamasından kaynaklanabileceğini belirten Kılıç, bu durumda kalp pili takılması gerektiğini söyledi.
Kalp pilinin basit bir operasyonla takılabileceğini ifade eden Kılıç, “Kalp pili takılması küçük cerrahi işlem olarak kabul edilir. Genel anastezi gerektirmez ve ciddi komplikasyonları yoktur. Lokal anastezi ile hastaya kol saati büyüklüğündeki kalp pili takılır. Genelde sol köprücük kemiğinin altına küçük bir kesi yapılarak batarya buraya konulur. Cihazın kabloları ve elektrotları kalbe uyarı yapacak şekilde yerleştirilir. Daha sonra kesik kapatılır. Tüm operasyon yaklaşık 1-2 saat sürer. Çoğu zaman hastalarda kalp pilinin takılması dolayısıyla oluşan kabarıklık dışarıdan belli bile olmayabilir” diye konuştu.
Kalp pilinin ömrünün, kişinin durumuna göre değiştiğini kaydeden Kılıç, “Bu durum tamamen kişinin ne kadar pile bağımlı olduğuyla ilişkili. Mesela cep telefonunu düşünün, ne kadar çok kullanırsanız o kadar çabuk bataryası bitiyor. Bunun gibi, kişinin kalbi buna ne kadar bağımlıysa, kalp pilinin ömrü de o kadar kısa veya uzun olacaktır. Ama en bağımlı kalpte bile en az 5 yıl dayanıyor. Normal durumlarda kalp pilinin bataryası 7-8 yıl dayanmaktadır” şeklinde konuştu.
Kalp pilinin takıldıktan sonra belirli aralıklarla kontrol edilmesi gerektiğini belirten Kılıç sözlerini şöyle sürdürdü: “Kalp pili takıldıktan sonra mutlaka kontrol edilmeli. Bu nedenle ilk takıldıktan bir ay sonra hastayı kontrole çağırıyoruz. Sonraki kontrolü, 3 ay sonra yapıyoruz. Bu ilk kontroller çok önemli. Çünkü bu süre içinde kalp pilinin yerleşip yerleşmediğini kontrol ediyoruz. Sonrasında da her 6 ayda bir kontrollere devam ediyoruz. Kalp pilleri aslında küçük bir bilgisayar gibi. Telemetrik yöntemlerle, bluetooth veya wi-fi aracılığıyla bu cihazlara bağlanarak dışarıdan değerler okunabilmektedir. Böylece, hastanın kalp ritmi, ritim bozukluğu ölçülebildiği gibi kalp pilinin ne kadar çalıştığı, ne kadar ömrü kaldığı gibi bilgilere de erişilebilmektedir. Bu değerler doğrultusunda kalp pili yeniden programlanabilmekte, kişi için en uygun değerlere göre ayarlanabilmektedir.”
Kalp pilinin yaşam konforunu etkilemediğini hatta arttırdığını dile getiren Kılıç, “Kalp ritim bozukluğu olan hastalar kalp pili yardımı ile normal yaşam düzenlerine dönebilmektedir. Kalp pili takılı kişiler normal yaşamda olduğu gibi işlerine devam edebilir, araba kullanabilir, yüzebilir. Kalp pili cinsellikle ilgili herhangi bir kısıtlamaya neden olmaz. Evdeki elektronik eşyalar kalp pilini etkilemez. Buna karşın kalp pili takanların, kuvvetli manyetik alan oluşturan cihazlardan uzak durmaları gerekiyor. MR cihazı bunların arasında yer alıyor. Cep telefonlarının ve mağaza girişlerindeki metal detektörlerinin kalp pilini etkilediği kesin olarak söylenmese de dikkatli olmakta fayda var” şeklinde konuştu.
SAÜ Tıp Fakültesi Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kalp pili takılması operasyonunun sorunsuz bir şekilde yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Harun Kılıç, bu işlemin sosyal güvenlik kapsamında ücretsiz yapıldığını sözlerine ekledi.