Hz. Muhammed kavunu çok sever ve ondan şöyle söz ederdi: "O yemektir, o şerbettir, o çövendir, o reyhandır, o iç organları temizler." Muhammed, "iç organları temizler" derken daha yüzyıllar öncesinde kavunun kanı temizleyici özelliğini anlatmış. Günümüzde Avrupa ve Amerika'da doktorlar tarafından yararları tescil edilen kavunun en önemli özelliği kandaki zehirli maddeleri atması.
Kavunu, İbni Sina ve Davudi Antaki gibi eski hekimler de övmüş ve faydalarını eserlerinde anlatmışlar. Kavunun yüzde doksanbeşini su oluşturur. A, B 1, C vitaminleri, meyve şekeri, selüloz, azotlu ve yağlı maddeler de var. Kavun gerek erkeğin, gerek kadının cildini tazeler, ona canlılık ve güzellik kazandırır. İsmi estetik tarihine geçen ünlü güzellerin ve artistlerin pek çoğu ciltlerindeki gerginlik ve tazeliği kavuna borçlu olduklarını söylerler.
NASIL ALACAKSINIZ?
1. İyi kavun ağır olur. Elinizde okkalayın, ağır olanı alın.
2. Yuvarlak, san kavunun sapı, çektiğiniz zaman kolay kopuyorsa iyi kavundur.
3. Kavun Kırkağaç kavunu ise dibinin sarıya çalması gerekir.
4. Bir kavun ne kadar yumuşaksa içi o kadar da asitleşmiş demektir. Kavunun yumuşağına yanaşmayın.
5. Turfanda kavunlar lezzetsizdir. Kavunu, sezonun başlangıcından bir ay sonra yiyin ancak o zaman lezzet kazanır.
NASIL YİYECEKSİNİZ?
Kavunu genellikle yemeklerden sonra yemek gibi bir alışkanlığımız var. Akşamcılar ise kavunu yemek arasında, diğer mezelerle birlikte yer. Her iki şekli de fazla yarar sağlamaz. Kavunu yemeklerden önce yiyin.
YARARLARI
Kanı zehirlerden temizler.
İştah açar,
Bağırsakları yumuşak tutar,
Sinirleri yatıştırır ve rahat bir uyku sağlar,
Böbreklerdeki kum ve taşların dökülmesine yardım eder,
Romatizma ağrılarını hafifletir,
Hafif yanıkları iyileştirir,
Göz nezlesini önler. Bağırsaklarında ülser ya da iltihap olanlarla, şeker hastaları ve yüksek tansiyonu olanlar yememelidir.