Sakarya Barosu Başkanı Av. Zafer Kazan hilafetin kaldırılmasının 92. Yıldönümünde Ankara Atatürk Spor ve Sergi Salonunda Hizb-ut Tahrir adlı şeriatçı örgüt tarafından düzenlenen “Hilafet hayal mi, yakın bir gelecek mi” adlı konferansta Atatürk ve Cumhuriyet kadrosuna “kafir” diyen, “Ankara Cumhuriyet kenti değildir” diyerek Demokrasi ve laikliğin yıkılacağını anons eden, Yargıtay tarafından da illegal örgüt olarak kabul edilen‘’Hizb-ut Tahrir’’ adlı grup ve yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundu.
Ne olmuştu?
06.03.2016 tarihinde TBMM’nin yanı başında yapılan “Hilafet hayal mi, yakın bir gelecek mi” adlı konferansta “Hizbut Tahrir” isimli şeriatçı örgüt ve yöneticiler Atatürk’e “kafir” demiş, Demokrasi ve Laikliği “bela” olarak tanımlamış, “hadi kalkın hilafet davasına sahip çıkın” diyerek halkı alenen tahrik etmiş ve “demokrasiye bu topraklarda yer yok” diyerek meydan okumuşlardı.
Başkan Kazan tarafından suç duyurusunda bulunulan konferansta; “Bundan tam 92 yıl önce hayati ve tarihi değerimiz olan hilafetin kaldırıldığı bu şehirde yeniden hilafetin sesini yükseltiyoruz. Ankara’nın bir cumhuriyet şehri olmadığını aksine İslam’la yoğrulmuş öz be öz bir Anadolu şehri olduğunu, cümle âleme gösteriyoruz. Bizler, burada dimdik ayaktayız. İslam’ın sancağını yeniden kaldırıyoruz, adım adım hilafete doğru yürüyoruz… İslam düşmanı kâfirler 3 Mart 1924’te hilafeti kaldırmakla İslam’ı ilelebet tarihe gömdüklerini zannettiler.” denilerek Cumhuriyete meydan okunmuştu.
“Demokrasiye bu topraklarda yer yok”
Konferansın devamında ayrıca; “Bugün burada, bu konferansta yere düşen sancağı yeniden ayağa kaldırıyoruz. Ankara’da ayağa kaldırıyoruz. Allah’ın yardımı ve kudretiyle sizlere Anadolu topraklarından hilafetin ayak seslerini haber veriyoruz… Hilafetin kaldırılmasından tam 92 yıl sonra, hilafetin kaldırıldığı Meclis’in hemen yanı başında, burada, hilafeti yeniden ihya edeceğimizi tüm dünyaya ilan ediyoruz. Hilafet, egemenliği kayıtsız ve şartsız şeriata veren, otoriteyi ümmetten alan İslam’ın yönetim sistemidir… Hilafet, Müslümanları Batılı devletlerin hegemonyasından, sömürgeci sermayedarların tuzaklarından, demokrasi ve laiklik belasından kurtaracak tek çaredir. Buradan tüm Müslümanlara sesleniyorum hadi kalkın ve hilafet davasına sahip çıkın. Üzerine İslam elbisesi giydirilmiş demokrasiye bu topraklarda yer yok…” denilerek demokrasi ve laiklik “bela” olarak tanımlanmış ve halk alenen tahrik edilmişti.
Yargıtay; “Hizbut Tahrir terör örgütüdür"
Yapılan suç duyurusunda ayrıca Yargıtay tarafından 2004 yılında alınan kararla, “Hizb-ut tahrir” isimli örgütün illegal bir yapı, Devletin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini yıkmak veya ele geçirmek amacıyla kurulmuş bir terör örgütü olarak kabul edildiği belirtildi.