Sakarya Kent Şurası, 2017’nin ilk toplantısını geçtiğimiz gün gerçekleştirdi.
Yeni katılan üyeleriyle daha da güçlenen Kent Şurası’nda ülke ve şehir gündemine ilişkin önemli konular masaya yatırıldı. Yeni müfredat, şehirdeki trafik sorunu, eski stadyum araziyle ilgili tartışmalar, tarımsal sorunlar, yeni açıklanan nüfus istatistikleri ele alınan konular arasında yer aldı.
65. TOPLANTI
Sakarya Kent Şurası’nın 65’inci toplantısı Erenler Güleser Et Lokantası Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Şura Başkanı Yavuz Deniz, toplantıya yeni katılan üyeleri tanıtarak başladı. Deniz, Türk Kadınlar Birliği Sakarya Şubesi Başkanı Tevhide Yağan, TEMA Vakfı Sakarya Şube Başkanı Mahnaz Gümrükçüoğlu, İş Kadını Şengülay Erdem Yurdal ile İş Adamları Cavit öztaş, Fikret Cebeci ve Hüseyin Mete’nin yeni dönemde Kent Şurası’na değerli katkılar yapacağını aktardı.
BAŞKAN’DAN ÖNERİLER
Başkan Yavuz Deniz, toplantının açılış konuşmasında Ada Treni için başlatılan imza kampanyasına üyelerden destek vermelerini istedi. Deniz, yeni yapılan stadyuma ‘Atatürk Stadı’ isimi verilmesini ve şehirdeki trafik sorunu için de yetkililerin daha etkin çözümler üretmesini istedi.
ERSOY, YENİ MÜFREDATI DEĞERLENDİRDİ
Başkan Yavuz Deniz’in açılış konuşması sonrasında Sakarya ve birçok ilde Milli Eğitim Müdürü olarak görev yapan Aziz Ersoy söz aldı. Bir dönem Milli Eğitim Bakanlığı Genel Müdür Yardımcılığı da yapan Ersoy, yeni müfredatla ilgili değerlendirmelerini paylaştı.
‘BÜTÜN MÜFREDAT DEĞİŞTİ’
Müfredat değişikliğini genel olarak ‘yerinde’ bulduğunu anlatan Ersoy, “Günümüzde her şey hızlı değişiyor, sosyal hayat hızlı değişiyor, yaşantı değişiyor, anlayış farklılığı çok hızlı, çünkü iletişim çok hızlı ulaşım çok hızlı, insanlar hali ile kendilerini yenilemeye ihtiyaç duyuyor. Toplumu yönetenler de gelecek nesihleri daha iyi nasıl yetiştiririz endişesi ile müfredatları çağa uygun olarak yenilerler. Müfredat, 1948’de, 68 -82-yılarında ve 94 yılında biraz ucundan bucağından törpülendi. 2004’de ise bazı konular değişti. Bu sefer hemen hemen bütün müfredat değişti. Bu iyi bir şey mi? Evet, gelişme açısından iyi bir şeydir” dedi.
‘ÇOK YUMUŞATILMIŞ’
Eski müfredatlarda tamamen bilgiye dayalı bir anlayış olduğuna dikkat çeken Ersoy, “Yeni müfredat ise konu içeriği itibarı ile çok yumuşatılmış. Çocuklar her şeyi bilsin anlayışından tamamen çıkmış program. Konu, ‘çocuklar neyi, nasıl yapabilire’ gelmiş. Bu çok iyi, güzel bir anlayış olmuş. Bunu özelikle belirtiyorum” diye konuştu.
‘ATATÜRKÇÜLÜĞÜ PERDELEMİŞLER’
Müfredatta Atatürk’ün yeterince yer almadığı yönündeki eleştirilere de değinen Ersoy, “1968 yılı programında her dersin başında ‘Atatürk İlke ve İnkılâplarına bağlı’ cümlesi muhakkak vardı. Hama her desin başında. Yeni programda bu cümle yok. Bu programda her desin amaçlarının başına ‘1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun hedefleri doğrultusunda’ cümlesini koymuşlar. Altına diğer amaçları sıralamışlar. 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda ‘birinci amacın Atatürk İlke ve İnkılâplarına bağlı nesiler yetiştirmek olduğu’ cümlesi vardır. Yeni müfredatta bu cümle kapatılmış. Atatürkçülük kelimesini perdelemişler” ifadelerini kullandı.
‘KEŞKE OLSAYDI’
Yeni müfredatta Türkiye Cumhuriyeti Tarihi ve İnkılâpçılık dersinin sadece 8 sınıfta okutulacağına da dikkat çeken Ersoy, “Diğerlerindeyse 1-2-3-4-5-6-7 de Sosyal Bilgiler Programı içerisine amaç olarak koyulmuş. Özelikle ilk dörtte hemen hemen hiç görünmüyor. Belirli günler ve haftalar dediğimiz yani Cumhuriyet Bayramı’nda yani 10 Kasım’da yani 23 Nisan’da bunlar anılacak. Burada bahsede bilirsiniz diye bir şey geçmişler. Keşke, ‘1739 Sayılı Mili Eğitim Temel Kanunu’nun hedefleri’ cümlesi yerine ‘Atatürk İlke ve İnkılâpları’ diye koyulmuş olsaydı. Daha verimli olurdu, daha açık olurdu, daha anlaşılır olurdu diye düşünüyorum” dedi.
‘TÜRK MİLLİLYETÇİLİĞİ İFADESİ KONMAMIŞ’
Ersoy, yeni müfredatta dikkat bir diğer konunun da ‘Türk Milliyetçiliği’ kavramının törpülenmiş olmasını gösterdi. Daha önceki müfredatlarda ‘Türk milliyetçiliğine bağlı’ kelimesinin geçtiğine işaret eden Aziz Ersoy, “Türk kelimesi bizim literatürümüzde bir üst kimliktir. Ben ilk Sakarya’ya geldiğimde ‘hangi millettensin?’ sorusu ile karşılaşmıştım. Yani Türk kelimesi bir üst kimliktir, programda onu gördüm, milletçilik kavramı vurgulanmış, ama milliyetçilik kavramında bir sıfat konmamış. Yani Türk milliyetçiliği kelimesi konmamış. Nerede geçmiş lise son sınıfta Türk İslam Medeniyeti diye ders koymuşlar orada geçmiş” dedi.
‘DERS SAATLERİ BUNALIMA SOKUYOR’
Henüz gün aydınlanmadan çocukların okula gitmesini doğru bulmadığını dile getiren Ersoy, “Haftalık ders programı yoğunluğu nedeniyle çocuklar sabah namazı saatinde saat 07.00’de okurlarda. Saat 07.15’de ezan okunuyor çocuklar saat 07.00’da deste oluyor. Bu saate çocuktan verim beklenemez. Çocukların okula gitmesi için saat 06.30’da kalkması gerekiyor. Ders saatleri 6’dan beş saate düşürülerek ağırlığın hafifletilmesi gerekir. Ortaokul ve liselerde de ders saati fazla. Bu da çocuklarda bunalıma sebep oluyor. Bunun hafifletilmesi gerekir” diye konuştu.
İNÖNÜ SAVAŞLARI KONUSU
Eski Milli Eğitim Müdürü Ersoy’un son değindiği konu ise yine çok tartışılan İnönü Savaşları oldu. Ersoy, “Müfredata ismet İnönü Savaşları anılmadı gibi eleştiriler var. Konular tek tek ele alınmadığı için İstiklal Savaşları genel başlık olarak vermiş. O başlıkların alt başlıkları olarak vermediği için tek tek bahsedilmiş. İstiklal Savaşlarını tek başına anlatırken Birinci İnönü ve İkini İnönü’yü anlatmamak mümkün değil. Öyle bir şey olamaz zaten, bunu bir art niyet olarak değerlendirmek doğru değildir” ifadelerini kullandı.
ÇAMLIYURT: “EĞİTİMİN DURUMU İYİ DEĞİL’
Aziz Ersoy’un bu önemli tespitlerinin ardından şura üyesi Erdoğan Çamlıyurt söz alarak eğitim sistemine eleştiriler yöneltti. Çamlıyurt; “Herkes biliyor, eskiden Köy Enstitüleri vardı; Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuştu. Daha sonra bu enstitüler kapatıldı. Halbuki iyi bir modelle bu enstitüler geliştirilerek yaygılaştırılabilirdi. Bugünkü eğitim sistemi çok farklı bir yerde. Milli Eğitim bakanları sürekli değişiyor. Her gelen yeni bir şeyler getiriyor. Ancak, eğitimin durumunun iyi olmadığını hep birlikte görüyoruz” diye konuştu.
ETÇİOĞLU: “TREN, ADAPAZARI’NIN HAKKI’
Büyükşehir Belediyesi’nin MHP’li Meclis Üyesi ve aynı zamanda Kent Şurası üyesi olan Erkal Etçioğlu ise Ada Treni ve şehirdeki trafik sorununu toplantının gündemine taşıdı. Etçioğlu, “ Şehrimizde raylı sisteme ihtiyaç var. Özellikle Ada Treni’nin yeniden gara gelmesi gerekiyor. Trenin trafiğe hiçbir engeli yok. Tren, Adapazarı’nın hakkıdır. Ancak, siyaset mekanizması herhalde çok güçlü değil bu nedenle tren bir türlü seferlerine başlayamıyor. Şehirdeki ulaşım sorununu çözmek için de ulaşımda değişik varyantların hayata geçirilmesi gerekir. Trafikte, planlama ve uygumla sorunu var. Trafik kuralarına uyulmaması sorunu var” ifadelerini kullandı.
ŞENOĞLU: “AŞAĞI SAKARYA PROJESİ UYGULANAMZ’
Sakarya Ziraat Odası Başkanı Hamdi Şenoğlu ise yaklaşık 40 yıl sonra raftan indirilen Aşağı Sakarya Sulama Projesi’ne değindi. Ferizli Belediyesi’nin proje için ihaleye çıkacağını duyurmasını değerlendiren Şenoğlu, “Aşağı Sakarya Sulama Projesi Fatiha okunacak bir sulama projesi. 1965 yılında çıkan bir proje. Yılardır rafta duran bu projenin bugün uygulanabilirliği yok. Öte yandan biliyorsunuz bir de sit alanı koruma projesi çıkardılar. Alınan sit alanı koruma projesinin bilimsel bir geçerliliği yok” değerlendirmesinde bulundu.
GÜRPINAR: ‘ESKİ STADYUM İTİRAZIMIZI YAPTIK’
İMO Sakarya Şubesi Başkanı ve Kent Şurası üyesi Hüsnü Gürpınar ise eski stadyum arazisinin imara açılmaması için Büyükşehir Belediyesi’ne yaptıkları itirazı şuranın gündemine taşıdı. Eski stat arazinde TOKİ’nin yapacağı konut ve ticari merkez projesini daha önce mahkemeye götürdüklerini hatırlatan Gürpınar, “ Dava bir buçuk yıl sürdü. Sakarya birinci bölge idare mahkemesi bizi haklı gördü o planı iptal etti. Bu sefer Büyükşehir Belediyesi geçtiğimiz Aralık ayında aynı yeri emsal proje getirerek 3 kat sınırlaması ile imara açtı. Belediyede o plan önceki gün askıdan indi. Biz yine gereken ihtirazımızı yaptık. Şimdi belediyeden gelecek cevabı bekliyoruz. Olumsuz cevap gelirse mahkeme başvuracağız” dedi.
HACIEYÜPOĞLU:”SAKARYA’DA KAÇ YABANCI VAR?”
Kent Şurası’nın Kurcu Başkanı Erol Öztürk Hacıeyüpoğlu ise geçtiğimiz gün açıklanan nüfus istatistiklerine değindi. Verilere göre; Sakarya’nın nüfusunun 1 milyona yaklaştığını belirten Öztürk, “Ben şunu merak ediyorum Sakarya’da kaç yabancı var? Kaç Suriyeli, kaç Iraklı bizim vatandaşımız olmuş. Bunu öğrenmek istiyoruz. Bu insanları madem bağrımıza bastık kimdir, nedir diye bilmek de hakkımız. Bu rakamların Nüfus Müdürlüğü tarafından açıklanmasını bekliyoruz” dedi.
‘ALINAN ÖNLEMLER YETERLİ DEĞİL’
Hükümetin, SGK primlerinin ötelenmesi, Sicil Affı uygulaması ve aldığı diğer önlemleri de değerlendiren Hacıeyüpoğlu, “Hükümetimize çok teşekkür ediyoruz. Demek ki Türkiye’nin dar boğazda olduğunu görmüşler ve harekete geçmişler. Ancak bu önlemler yeterli değil. Memleket dar bir boğazın içerisinde, hepimiz yaşıyoruz biliyoruz. Yaşamım boyunca böyle bir sıkıntı görmedim, yaşamdım. Önlemler alındıkça dar boğazdan geçtiğimiz bu günleri el birliği ele atlatacağız” dedi
KİMLER KATILDI?
İki saat süren Sakarya Kent Şurası, dilek ve temennilerin alınmasıyla son buldu. Şura Başkanı Yavuz Deniz bir sonraki toplantının 28 Şubat’ta yapılacağını belirterek toplantıyı kapattı. Sakarya Kent Şurası’nın 65. Toplantısı’na katılan isimler ise şöyle: Abdül Akgün, Ahmet Akyüz, Ahmet Çubuk, Ahmet Erdem, Ali Özkan, Avni Akran, Aydemir Horozlu, Aziz Ersoy, Azmi Gürkan, Berrin Jode Ertürk, Mahnaz Gümrükcüoğlu, Oya Arapoğlu Bayan Reyhan Şahin, Şengülay Erdem Yurdal, Tevhide Yağan, Zeliha İrez, Cavit Öztaş, Cavit Pay, Celalettin Tanta, Cevat Bezek, Erdoğan Çamlıyurt, Erkal Etçioğlu, Erol Öztürk Hacıeyüpoğlu, Faruk Öz, Fethi Sarıoğlu, Gürsoy Alagöz, Hakan Alkan, Halil Müftüoğlu, Hamdi Şenoğlu, Hayati Özdoğan, Hüseyin Mete, Hüsnü Gürpınar, İbrahim Balaban, İsmail Çallı, İsmail User, Kamil Tever, Mehmet Aklaş, Mehmet Çatalbaş, Mehmet Dinler, Mehmet Hammaz, Muzaffer Başer, Necati Eker, Nurettin Eryılmaz, Nuri Paker, Orhan Ekici, Osman Nuri Ürküt, Özcan Toplar, Sait Beşir, Salim Yarar, Sami Çakan, Seçkin Tekeoğlu, Taner Başoğlu, Tansu Uzun, Vedat Kocabıyık, Yaşar Tercan, Yavuz Deniz, Zeki Çelebi, Ahmet Köprülüoğlu, Fikret Çelebi.