Sakarya’nın gündeminde uzun zamandır yer alan Gar Meydanı Düzenlemesi ve Kentsel Dönüşüm Projesine, Kent Şurası Platformu'ndan tepki geldi.
Sakarya’yı seven Sakaryalı kent gönüllülerden oluşan, Kent Şurası platformu gar meydanı ile ilgili düzenlemeleri değerlendirerek gar binasının yerinin taşınmasının trafik sorununa bir çözüm getirmeyeceğini belirtti.
Kent Şurası Platformu, trafiği aksatan unsurun tren yolu olmadığını, gar çevresindeki yoğunluğun en önemli sebepleri arasında şehrimizin tek merkezli bir yapıya büründürülmüş olması yani “ÇARŞI” olarak adlandırılan çevredeki kafeteryalar, sinema salonları, katlı Pazar yeri, alışveriş mağazaları, dolmuş durakları gibi alanların aynı çekirdek bölge içinde yer almasından kaynaklandığını belirtti.
Büyük Bir Avantaj
Diğer ana arterlerdeki trafik yoğunluğuna dikkat çeken kent şurası platformu; Orhan Cami önü, Bulvar, Yenicami kavşağı, SSK kavşağı, TEK önü gibi şehrin diğer bölgelerinde de mevcut trafik yoğunluğunun bulunduğunu, ayrıca gar merkezinin yerine düşünülen alışveriş merkezinin bu bölgedeki trafik yoğunluğunu daha da arttıracağını ve zaten mevcut alışveriş merkezlerinin açılmasıyla bölgedeki esnafın işlerinin durma noktasına geldiğini ve civardaki esnafın gar meydanına açılması düşünülen alışveriş merkezinden olumsuz yönde etkileneceğini vurguladı.
Kent şurası platformu üyeleri, garımızdan kalkan trenlerin şehrimiz ile Türkiye’nin ticaret ve ekonomi merkezi İstanbul ve sanayi bölgesi İzmit arasında adeta bir banliyö hattı gibi günün her saati çalışarak şehir merkezine kadar geldiğini ve bunun Adapazarı halkı ve bu bölgedeki esnaf için büyük bir avantaj olduğunu vurguladı.
Beton Yığını Görüntüsü Verecek
Diğer yönden Adapazarı merkezine gelen trenin şehrimizin tarihi dokusunu canlı tuttuğunu ve Adapazarı’nın tarihinde trenin önemine değinen Kent Şurası, gar meydanı ve tren yolunun Adapazarı ile özdeşleştiği yönünde görüşlerini bildirdi.
Kent Şurası olarak garın olduğu yerde kalması gerektiği, hatta şehrin diğer bölgelerine özellikle yeni yerleşim bölgeleri olan Karaman, Camili, Korucuk yerleşkelerinin de hafif raylı sistem ile desteklenmesi gerektiği, şehir merkezine gelen otomobil, minibüs, otobüs gibi araçların trafik yoğunluğunu etkisinin daha fazla olduğu, gar binasının yerine yapılacak olan ticaret merkezinin şehrin ortasında bir beton yığını görüntüsü vereceği, yapılması düşünülen yeni yatırımların çevreye yayılması gerektiği ve böylece şehri tek merkezlilikten kurtarmanın mümkün olduğu belirtildi.
İşler Durma Noktasına Gelecek
Kent şurasının tepki gösterdiği bir diğer konu ise Kentsel Dönüşüm Projesi. Dörtyol sanayi çarşısı ve modern sanayi çarşısı için düşünülen kentsel dönüşüm projesi kapsamında bu bölgede yer alan esnafın bir başka bölgeye taşınması planlanıyor. Kent Şurası, şehrimiz için öncelikli bir “Master Plan” oluşturulması gerektiğini ve diğer yol ve benzeri düzenlemelerin buna uygun yapılması gerektiğini, kentsel dönüşüm yerine kentsel iyileştirme yapılarak mevcut görüntü kirliliğinin ve çarpık yapılaşmanın önüne geçilebileceğini belirterek çevre görüntüsü oluşturmayan yerlerin mevcut yerlerinde kalması gerektiğini belirtti.
Kentsel dönüşüm projesi kapsamında yeni yerleşim yeri olarak düşünülen Hanlı bölgesinin zemin yapısının 4-5 katlı binaları karşılayamayacağı ve şehir merkezinde en fazla 2 kata müsaade edilen bir ortamda bu durumun bir çelişki oluşturacağını vurgulayan Kent Şurası Platformu ayrıca belediye, vilayet, SATSO gibi yönetimlerin Sakarya Üniversitesi ile bilimsel bir platformda ortaklaşa bir hareket planı oluşturup şehrimiz için bir “Master Planı“ yapılması gerektiğini vurguladı.
Ayrıca yapılan bu uygulamadaki haksızlıklara değinen Kent Şurası platformu üyeleri kişiye özel yaptırımlardan kaçınmak gerektiğini, hak sahiplerine iş yerlerinin bedellerinin gerçek güncel fiyatlar üzerinden uygulanması yerine bedellerinin % 30’u üzerinden ödeme yapılmasının adil olmadığını, expertiz işlemlerinin doğru ve adil bir şekilde yapılması gerektiğini, eğer bu kapsamda yeni bir bölgeye geçilecekse bunun o bölgedeki tüm esnaf için geçerli olması gerektiğini aksi takdirde iki farklı yerleşkede (eski ve yeni) bulunan ticaret alanından dolayı buradaki esnafın büyük zarar göreceğini, işlerinin durma noktasına geleceğini belirttiler.
Şehiriçi trafiğinin rahatlaması için gar ve tren yolunun 32 evler semtine taşınması mı gerekiyor? Ya da başka şekilde soracak olursak; şehiriçi trafiğini kilitleyen unsur tren yolunun şimdiki güzergâhımıdır?
Tren yolu kaldırıldığında trafikte istenen rahatlık sağlanacak mıdır?
Bunun böyle olmadığını Adapazarı’nda yaşayan hemen herkes bilebilir: Orhan Cami önünde, Bulvarda, Yenicami kavşağında, SSK kavşağında, TEK önündeki ışıklarda belli saatlerde tıkanan trafiğin sebebi demiryolu hattı mıdır? Yoksa trafiğin tıkanmasının en önemli sebebi bulvar merkez kabul edilerek 500 m.yarıçapındaki çekirdek bölgeye yapılan yatırımlar mıdır? Bölge cazibe merkezi haline geldi; Prestijli çarşılar, Sinemalar, kafeteryalar, park,bulvar vs. insanlarımızı çekiyor… Ulaşımda toplu taşıma araçları yerine özel araçların tercih edilmesi park sorununu beraberinde getiriyor, yol kenarları tabii otoparklar oluyor. Bu durumda yollar daralıyor trafik akışı yavaşlıyor.
Mevcut yoları genişletemeyeceğimize göre alınacak tedbirlerin başında bu bölgeye araç girişini sınırlandıracak tedbirler gerekir.
Bir diğer tedbir de şehri tek merkezli olmaktan çıkarıp bir kaç merkezli hale getirmeye çalışmaktır.
Bunun bir yolu da yeni yatırımları bulvar civarına yapmak yerine çevreye yaymaktır.
Gar ve peronların yerine yapılması planlanan alışveriş merkezi bu bölgede yeni bir çekim merkezi olacak ve dolayısıyla bu bölgede zaten sıkışık olan trafiği daha da artıracaktır.
Şimdi soruyu bir daha soralım; Tren yolu kaldırıldığında trafikte istenen rahatlık sağlanacak mıdır?
Komşumuz İzmit’te de demiryolu güzergâhı değiştirildi ama o güzergâha bulvar yapıldı. Tarihi istasyon binası ise aynen muhafaza edildi.
Bulvar da yeni bir çarşıya ihtiyacımız vardı?
Adapazarlıların “çarşı” sözüyle belirtmek istedikleri tam da sözünü ettiğimiz Gümrükönü, Yenicami hattı değil midir?
Bilindiği gibi Adapazarı adı üstünde bir ‘pazar şehirdir’,esnaf şehridir. Çarşı bölgesi burada olduğuna göre esnafımızın da önemli bölümü buradadır.
Çarşı içine yapılacak yeni alışveriş merkezi mevcut çarşılarımızı olumsuz etkileyecektir. Esnafımız bundan zarar görecektir.
Özel tren : “ADAPAZARI EKSPRESİ”
İstanbul ülkemizin en büyük şehri ve İstanbul, Adapazarı arasında karşılıklı tren seferleri var. Üstelik adı da “Adapazarı ekspresi”…
Ülkemizde böyle şehirden şehire özel tren seferleri var mıdır? Bilmiyorum.
Bildiğim bunu daha fazla nasıl değerlendirebileceğimizi düşünmek olmalıdır.
İstanbul İzmit ve Adapazarı adeta birleşmiş vaziyettedir. Bu treni bir banliyö treni şeklinde düşünüp, istifade etmeye çalışmalıyız.
İstanbul’dan çarşımızın içine kadar gelen adeta 12 adet otobüsün taşıyabileceği kadar yolcuyu belli bir düzen ve disiplin içinde taşıyan trenimize sahip çıkmaya çalışmalıyız.
Bizim şehrimizi ayrıcalıklı kılan husus özel bir trenimizin olması ve bu trenin çarşımızın içine kadar gelebilmesidir.
Bu ayrıcalıktan ne adına vazgeçeceğiz?
Garın taşınmasını akıllara getiren galiba 2007 yılında çıkarılan ve demiryolları arazilerinin değerlendirilmesini de hedefleyen bir kanun..
Buna göre DDY idaresi şehrin merkezi yerindeki garın taşınarak peronların bulunduğu araziden gelir temin etmek istemektedir.
Belediyemizin bu doğrultuda gerekli imar düzenlemelerini yaptığını basından öğrenmiş bulunuyoruz.
Zamanında bu arazi DDY’na ne için ve ne şartlarda verilmiştir? Bunun araştırılması gerekir.
Eğer bu yerler demiryolu işletmeciliği yapsın diyerek bedelsiz verilmiş ise
Ve günümüzde DDY bu hizmetini teknik sebeplerden ötürü başka bir yerde yapmayı uygun görüyorsa bu durumda boşaltacağı araziyi asıl sahibine - yani Adapazarlılara - bedelsiz iade etmeli değilmidir?
Kaldı ki DDY İdaresi gar meydanın vilayet meydanı tarafındaki özel mülkiyet parsellerinin bir imar uygulaması olarak milli egemenlik caddesi tarafına taşınmasına dahi onay vermemektedir. Ve bunu bir koz olarak kullanmaktadır.
Sonuç olarak; bu gar ve demiryolu hattı şehirlerarası bir gar ve demiryolu değildir. İstanbul ve Adapazarı’nı birbirine bağlayan çok özel bir hattır. Ve sanıyorum ülkemizde başka bir örneği yoktur. Lütfen bir de bu açıdan düşünelim ve sahip çıkalım.