Komşuları selden kurtarmıştı, tedavisi sürüyor

Özçiçek'i kurtaran komşularından Harun Arslan, tepelerden gelen suları dere yatakları almayınca köyü sel bastığını bildirdi.  

Yarım saatte afet olduğunu, bu sırada Özçiçek'in evinin önünü temizlediğini anlatan Arslan, "Yağmur hızlanınca evden içeriye girmesini söyledik. Bir anda su gelince heyecanlandı mı panik mi yaptı bilemiyorum. Yukarıda komşunun arabası vardı, suda sürüklenmeye başladı. Nesrin ablaya, 'hemen içeriye gir' dedik. Yukarıdan bir anda aşırı şekilde su gelince, yukarıdan gelen ağaçlar evin bahçe duvarını yıktı, Nesrin abla da sele kapıldı" diye konuştu. 

Arslan, Özçiçek'in suyun içinde sürüklenmeye başladığını, tutmaya çalıştıklarını ancak tutamadıklarını belirterek, şunları söyledi:

"Müdahale edemiyorsun çünkü aşırı su geliyordu. Kurtarmaya çalıştık ama su çok hızlı akıyordu. Artık 'gitti' dedik, yapacak bir şey kalmadı. Araba, suyun gittiği sokağın yolunu kapatınca su yan taraftaki bahçeye doğru yöneldi. Sular azalınca hemen o yöne doğru gittik, milin içinde bulduk. Allah bağışladı, kurtuldu."

"Çamurun içinden çıkardık, aldık teyzeyi"

Mehmet Arslan da sele kapılan Özçiçek'in olay sırasında balkondaki suları boşaltmaya çalıştığını belirtti. 

"Teyze, bu tarafa geç, bırak' diyorum, hala devam ediyordu" diyen Arslan, "O anda komşumuzun arabası altımızdan geçti. Su yükselmeye başlayınca biz de evi terk ettik, diğer eve geçtik. Diğer evden bakarken, ağabeyim teyzenin sele kapıldığını görüyor ama müdahale edemiyorsunuz, adımınızı attığınız andan itibaren sular seni de götürüyor" dedi. 

Arslan, sular durulunca aramaya çıktıklarını ifade ederek olayı şöyle anlattı:

"Buralar komple su, çakıl, ağaç, çöp kutusu, araba, ne var ne yok hepsini getiriyor. Yukarıya doğru bir kıpırtı geliyor, biz de gittik çamurun içinden çıkardık, aldık teyzeyi. Çıkarttığımızda konuşamıyordu, korkudan titriyordu. Direk banyoya soktuk, soğuk suyla duş aldırdık. Ne yüzü ne gözü, tanınmayacak haldeydi, toprakla aynıydı, her tarafı çamurdu. Ambulansla hastaneye gitti, 'iyi' diye geri geldi, ayaklarında şişme olduğu söylendi. Tekrar bugün hastaneye yatırıldı."

Nesrin Özçiçek'in eşi Nusret Özçiçek de sel sırasında tedavi için Adapazarı'nda bulunduğunu ifade etti. Kendisine telefonla köyde sel olduğu söylendiğinde inanamadığını aktaran Özçiçek, "Eve geldiğimde her yer su ve çamur içindeydi. Suyu akıtmak için evin duvarlarını deldiler. Ev tamamen gitti. Eşyalarımız mahvoldu" dedi.

Eşinin sele kapıldığını telefonla öğrendiğini, yanına geldiğinde durumunun iyi olduğunu anlatan Özçiçek, "Eşimin ayaklarında ve kollarında şişmeler oldu. Sonra Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Vücudu iltihaplanmış, mikrop kapmış. Doktorlar ilaçla tedaviyi denediler olmayınca bugün diz kapağından ameliyat edecekler. Vücudun içindeki iltihabı ameliyatla çekeceklermiş. Ayağında, kollarında ve vücudunun değişik yerlerinde morluklar var. Sanırım kendisine selde sürüklenen ağaçlar veya eşyalar çarpmış. Sağ ayağında da bir delik var, sert bir cisim ayağını delmiş. Hayati tehlikesi yok, genel durumu çok şükür iyi, tedavisi sürüyor" diye konuştu.