Özgür-Der Sakarya Şubesinin 2008-2009 döneminde düzenleyeceği aylık konferanslar dizisinin ilki, "Kur'an Ahlakı ve İbadetlerimizle Hayatın İrtibatı" başlığı altında, araştırmacı-yazar Ramazan KAYAN'ın sunumuyla gerçekleştirildi.
Ramazan KAYAN, ahlaki alandaki yozlaşmanın hayatın akışına nasıl tesir ettiğini ve ahlakın biz Müslümanların hayatında nerede durması gerektiği hususunu açıklayarak sunumuna başladı. Müslümanların ahlakçı olmak yerine ahlaklı olması gerektiğini vurguladığı konuşmasını, 'Hangi ahlak?' sorusuna ilişkin örnekler üzerinden yaptığı açıklamalarla sürdürdü. Sadece ahlak ile hiçbir şeyin halledilemeyeceğini, ahlakı vahyin bütünlüğü içerisinde değerlendirmemiz gerektiğini ve ahlak kadar ahkam, amel ve akidenin de önemli olduğunun altını çizdi. Bu bağlamda kartezyen bir din anlayışından sıyrılıp, dini parçalamadan bütünsellik içerisinde değerlendirmemiz gerektiğini vurguladı.
KAYAN, konuşmasının devamında ahlakı tanımlayarak şu ifadelerle konuyu temellendirdi; “Ahlak, değer yüklenmiş eylemler bütünüdür. İnsanın yaratılış gerçeğine uygun davranış formlarını tercih etmesi yani fıtri olanı tercih etme durumu olarak açıklayabileceğimiz ahlak bir diğer anlamıyla insanın kendini gerçekleştirmesinin, insan olma sanatının, hevanın baskı ve tahakkümüne karşı özgürleşmenin diğer adıdır. İnsanı oluşturan eylem ahlaktır. Bu bağlamda değerlerimizden sıyrılarak, ilkelerimizi dışlayarak doğru bir ahlak tasavvuru oluşturmamız mümkün değildir.”
Peygamberlerin toplumlara ‘ahlaki dibe vurma’ anlarında gönderildiğine dikkati çeken KAYAN, kalem suresinde geçen bahçe sahipleri temsilinde verilen ahlak dersinin çok önemli mesajlar içerdiğini ifade etti.
KAYAN, ahlakın olmadığı yerde; iktidarın tahakküme ve tekebbüre dönüşerek insanı Yezidleştireceğini, Haccaclaştıracağını; sermaye ve servetin insanı Karunlaştıracağını; bilginin ise insanı Belamlaştırıp merkepleştireceğini ifade ettiği konuşmasını, ahlakın olmadığı noktada heva ve hevesin insanı hayvanlaştıracağını, özne olması gereken insanın nesneleşmesine, nesnelerin ise hayatın merkezine yerleşmesine neden olacağını belirterek sürdürdü.
KAYAN, hareket ahlakı, mücadele ahlakı ve davet ahlakı noktasındaki hassasiyetlerimizi ve sorumluluklarımızı yeniden gözden geçirmemizin önemine vurgu yaptığı konuşmasını; ahlaki yozlaşma, çürüme ve ameli hayattaki savrulma sonucunda Müslümanların hayatında dünyevileşme merkezli nasıl dönüşümlerin oluştuğunu şu örneklerle açıkladı:
Mananın yerini meta, meadın yerini madde, değerlerin yerini çıkarlar, anlamın yerini yarar, ahlaklı olmanın yerini iş bitirici olma, idealizmin yerini realizm (idare-i maslahat), adaletin yerini kalkınma, felahın yerini refah, takvanın yerini kalite (marka), helal kazancın yerini karlı yatırım, bereketin yerini gelir artışı, sevap kazanmanın yerini daha çok kazanç, tasadduğun yerini tasarruf, kulluk yükümlülüklerinin yerini piyasa kuralları, adanmışlığın yerini benlik ve uyanıklık, kollektif ruhun yerini katı bireycilik, vahyin yerini mutlak akıl ve akılcılık, takva örtüsünün yerini başarı üniforması, iffetin yerini imaj, mahremiyetin yerini moda, sefer sorumluluğunun yerini seyir kültürü, olmanın yerini sahip olmak, direnişin mektebi evin yerini dışarısı, hayanın yerini karizma, tövbenin yerini özeleştiri, Salih amelin yerini sosyal faaliyet, medrese ve camiinin yerini STK, annenin yerini iş kadını, letafet ve nezaketin yerini itiraz ve isyan, irfanın yerini popüler kültür, kardeşliğin yerini kârdaşlık, mabedin yerini market, nefis terbiye ve tezkiyesinin yerini kişisel gelişim, davetin yerini propaganda, birbirine duacı olmanın yerini birbirine davacı olmak gibi ‘Kur’an ahlakı’na uymayan olgu ve tutumların Müslümanları çevrelediğini ifade etti.
Müslümanların ahlaki donanımı ve ibadi hayatı nasıl olmalı? İslami kimliğimizi muhkemleştirmemiz için bu bağlamda hangi ilkeleri gözetmeliyiz? sorularına cevap niteliği taşıyan şu ifadelerle konuşmasını sonlandırdı. * Allah’ın boyası ile boyanmalıyız. (Bakara-138)
* Allah’ın ahlakı ile ahlaklanmalıyız.
* Allah’ın izzeti ile izzetlenmeliyiz.
* Allah’ın nuru ile nurlanmalıyız.
* Allah’ın ruhu(vahiy) ile ruhlanmalıyız. (Hicr-29,Şura-52)
Konferansın son bölümünde kendisine yöneltilen soruları cevaplayan KAYAN, okuyucularının isteğini geri çevirmeyerek kitaplarını imzaladı.