Diyetisyen Zeynep Bozat, Kurban Bayramı öncesi vatandaşların yanlış et tüketimi nedeniyle sağlık sorunları yaşamaması için uyarılarda bulundu.
Bayram geleneklerimizden olan tatlı ve şeker tüketimine ek olarak Kurban Bayramı’nda kırmızı et tüketiminin miktarı ve sıklığının arttığını ifade eden İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Obeziteyle Mücadele Biriminden Diyetisyen Zeynep Bozat, özellikle bu dönemde şişmanlık, yüksek tansiyon, kalp-damar, mide ve diyabet (şeker hastalığı) hastalığı olan kişilerin beslenmelerine dikkat etmesi gerektiğini söyledi.
“RİSK GRUPLARI DİKKAT ETMELİ”
Bozat “Kurban Bayramı’nda da sağlıklı beslenmenin temel prensiplerine, yiyecek seçimine, porsiyon kontrolüne ve besin gruplarının dengeli dağılması için alınması gereken önlemlerin herkes için geçerli olduğu unutulmayıp her zaman özen gösterilmelidir.” dedi. Bozat, yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol içeriği daha yüksek olduğundan kalp-damar hastalığı, diyabet ve yüksek tansiyonu olan kişilerin Kurban Bayramı'nda kısıtlı miktarlarda yağsız veya az yağlı etleri tercih etmeleri önerisinde bulundu.
ET NASIL TÜKETİLMELİ?
Etler sindirimi zor olan besinler olduğundan yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertliğin, hem pişirmede hem de sindirimde zorluğa yol açacağını vurgulayan Bozat, özellikle mide-bağırsak hastalığı olan kişilerin kurban etlerini hemen tüketmemesini, buzdolabında birkaç gün beklettikten sonra haşlama veya ızgarada pişirme yöntemiyle pişirerek tüketmesinin uygun olacağını kaydetti. Sakatat tüketiminin de kurban kesimiyle artacağına dikkat çeken Bozat, özellikle kolesterol hastaları ile kalp-damar hastalığı riski taşıyan kişilerinde sakatat tüketiminden kaçınması gerektiğini belirtti.
ETLER NASIL PİŞİRİLMELİ?
Çok yüksek ısıda, uzun süre pişirme ve kızartma yönteminin çeşitli kanserojen maddelerin oluşumuna neden olacağından tercih edilmemesini öneren Diyetisyen Bozat “Etler iyi kalite proteinin yanı sıra yağ, çeşitli mineraller ve vitaminleri de içermelerine rağmen C ve E vitaminini içermediğinden sebzelerle birlikte pişirilmeli ya da çiğ sebzeyle tüketilmelidir.” diye konuştu. Etle yapılan yemeklerin kendi yağında pişirilmesinin daha uygun olduğuna dikkat çeken Bozat, özellikle kuyruk yağının veya tereyağının et yemeklerinde kullanılmasından kaçınılması gerektiğini vurguladı.
“HİJYEN KURALLARINA UYALIM”
Etlerin ızgarada pişirilirken, etle ateş arasındaki uzaklığın eti yakmayacak ve kömürleşme sağlamayacak şekilde ayarlanması gerektiğini dile getiren Bozat “Çok yüksek ısı, etin dış yüzeyinin yanmasına ve su kaybının fazla olmasına yol açarak besin öğesi kaybını artırırken çiğ veya az pişmiş olarak tüketilen etlerden de bazı zoonoz hastalıkların bulaştığı akıldan çıkarılmamalıdır. Hayvanların kesilmesi, yüzülmesi, karkasın parçalanması, etin nakli, muhafazası, pişirilmesi ve tüketime sunulması aşamalarında kişisel hijyen kuralları ihmal edilmemelidir.” dedi.
ETİ NASIL SAKLAMALIYIZ?
Kurban etlerinin büyük parçalar şeklinde değil, birer yemeklik olacak şekilde küçük parçalara ayrılarak saklanması gerektiğini belirten Bozat, etlerin buzdolabı poşetine koyularak veya yağlı kâğıda sarılarak buzlukta -2 derecede birkaç hafta, -18 derece derin dondurucuda ise 3-4 ay süreyle saklanabileceğini kaydetti. Bozat “Etler dondurulduktan sonra tekrar çözünmesi bazı mikroorganizmalar için üreme ortamı oluşturur ve bu da sağlığımızı tehdit edeceğinden çözünen et hemen pişirilmeli ve tekrar dondurulmamalıdır. Etlerin, oda ısısında açıkta bırakılacak şekilde değil, yine buzdolabının alt bölmesinde çözünmesi sağlanmalıdır. Derin dondurucuda saklanan etin buzdolabının sebzelik kısmının üstüne konularak çözünmesi beklenebilir. Etin çabuk çözünmesi amacıyla uygulanan kalorifer, soba üzerinde çözünme, oda sıcaklığında bekletme gibi yöntemler, insan sağlığı açısından tehlikeli sonuçları da beraberinde getirmektedir. Et hazırlamada kullanılan kesme tahtalarında çiğ sebze ve meyveleri doğrama işlemi yapılmamalıdır.” uyarısında bulundu.
DENGELİ VE SAĞLIKLI BESLENİN
Bayramlarda da yeterli ve dengeli beslenme ilkelerine uygun miktarda et tüketirken çeşitlilik yaratmak için diğer besin grupları ile et tüketiminin önemine değinen Bozat, açıklamasını şu sözlerle noktaladı: “Eti, süt (süt, yoğurt, ayran, peynir vb) grubu; ekmek (tahıl; makarna, bulgur, pirinç) grubu; sebze grubu ve meyve grubu ile aynı öğünde birlikte tüketmeye özen gösterelim. Sağlıklı bir bayram geçirmek için et ve tatlı tüketimimize dikkat edelim.”