Mardin İşadamları Derneği (MARİAD) ile Sakarya Genç İşadamları Derneği (SAGİAD) ortak bir açıklama yaparak ülkenin içinden geçtiği sancılı süreçle ilgili sağduyu çağrısı yaptı. Açıklamada, olağanüstü hal uygulamasına tekrar fırsat verilmemesi istendi.
MARİAD Başkanı Mehmet Ali Babaoğlu ve yönetim kurulu üyeleri bir süre önce kendilerini ziyaret eden SAGİAD'a iade-i ziyarette bulundu. SAGİAD Başkan Vekili Erdoğan Öner ve MARİAD Başkanı Mehmet Ali Babaoğlu, son günlerde yaşanan sancılı süreçle ilgili ortak bir açıklama yaparak itidal ve sağduyu çağrısı yaptı. Ortak açıklamayı Babaoğlu okudu.
Açıklamada, ülkenin içinden geçtiği sancılı sürecin doğu ve batıdaki sağduyulu işadamlarını derinden etkilediği belirtilerek, yüzyıllarca kardeşçe yaşamış, aynı yola baş koymuş, aynı kıbleye yönelmiş, aynı pınarın suyunu içmiş, aynı kurnadan temizlenmiş, Anadolu'nun tüm kardeş topluluklarının insafsız, zalim ve gözü dönmüş caniler tarafından birbirine kırdırılmaya çalışıldığı kaydedildi.
Çocukların ve gençlerin sokağa çıkarılıp taşkınlıkların körüklendiği ifade edilen açıklamada, "Şu sıkıntılı süreçte, şüphesiz ki tüm taraflara ciddi sorumluluklar düşmektedir. Çünkü geleceğimiz ve göz bebeğimiz olan evlatlarımız, kirli bir oyun içine çekilerek gelecekleri karartılmaya çalışılmaktadır. Bulunduğumuz coğrafyada ve dünyada, ülkemizin insanı ile beraber en güzel bir şekilde temsil edilmesi ve çağın en modern ulusları seviyesine ulaşması yolunun açıldığı şu günlerde, karanlık güçlerin bir takım kuytu yerlerde tezgâhladığı zalimce senaryolar, birliğimiz, bütünlüğümüz ve kardeşliğimiz adına bölgemizde yaşayan tüm sağduyulu insanları sivil toplum kuruluşlarını (STK) ve iş dünyasını endişeye sevk etmektedir." denildi.
Bu süreçte sağduyulu işadamları ve STK'lar olarak, tüm ülke insanlarını, bütün STK'ları, tüm parti yöneticilerini, tüm anne ve babaları, bütün kanaat önderlerini, toplumun her katmanını ivedilikle itidal ve sağduyuya davet edilen açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Unutmayalım ki öncelikle hepimiz kardeşiz. Bu memleket Türkü, Kürdü, Lazı, Arabı, Çerkezi, Boşnağı, Romanı ile hepimizindir. Hepimiz aynı geminin yolcularıyız. Gemimizin altını oymaya çalışan karanlık odaklara pirim vermeyelim. Tüm sorunlarımızın çözüm yeri TBMM'dir. Birlik ve beraberliğimizin ön önemli güvencesi olan demokrasimize sahip çıkalım. Yıllarca ülkemiz insanının kâbusu haline gelen olağanüstü hal uygulamasının tekrar pişirilip önümüze koyulmasına fırsat vermeyelim. Bu süreç on binlerce faili meçhul cinayetlerin olduğu, asit kuyularının hafızalara kazındığı, vicdanların ve gönüllerin yaralandığı, binlerce yetim, dul ve masumun acılar içinde kaldığı talihsiz bir dönemdir."
TOPLUM ACIYI VE SANCILI SÜRECİ TEKRAR TATMAK İSTEMİYOR
Açıklamada, bu toplumun bu acıyı ve sancılı süreci tekrar tatmak istemediği vurgulanan açıklamada, "Ayrıca tarihin köhne ve kuytu sayfaları arasında kalmaya mahkûm bir takım yanlış uygulamaların ve düzenlerin tekrar gündeme getirilmesindeki gayenin arkasında hangi şer şebekelerinin olduğunu bu millet çok iyi bilmektedir. Toplumumuzun her katmanı, her ferdi, her aile reisi ve aklı başındaki herkes öncelikle sokağa sahip çıkmalı ve hiçbir huzursuzluğa meydan verecek taşkınlıklara müsaade etmemelidir. Biz biliyoruz ki tüm gayri demokratik müdahale planlarının arkasında insanları sokağa dökme projesi vardır. Bu bağlamda herkes camiasına sahip çıkmalı ve sağduyuyu elden bırakmamalıdır. Yarınların güçlü Türkiye'sini, tük ekonomik ve sosyal sorunlarını halletmiş olarak gelecekteki yerini almıştır. Bu zor günler elbette hoşgörü, tolerans ve sağduyunun ülkemize hâkim olması ile atlatılacaktır. Bu vesile ile bir kez daha tüm halkımızı sağduyuya davet ediyoruz."