Sakarya’daki 455. Hafta adalet ve özgürlükler eyleminde Sakarya Dayanışma ve Kardeşlik Topluluğu (SADAKAT) tarafından yapılan açıklamada İsrail ile Türkiye arasındaki yakınlaşmaya değinilirken, sembolik kimi adımlarla kamuoyunun gözünün boyanmaya çalışıldığı ifade edildi.
Mavi Marmara şehitlerinin hesabının sorulacağının vurgulandığı açıklamada, İsrail’in Ortadoğu’dan sökülüp atılmasının tek gerçek çözüm yolu olduğu vurgulandı.
Sakarya’da her cumartesi gerçekleştirilen adalet ve özgürlükler eyleminin 455. hafta basın açıklaması Sakarya Dayanışma ve Kardeşlik Topluluğu (SADAKAT) adına Serdar Duman tarafından okundu.Duman açıklamada, Mavi Marmara saldırısıyla Siyonist katillerin hiçbir insani vasfı olmayan katliam makineleri haline geldiğinin tekrar ibretle müşahade edildiği belirtildi.
Tüm İslam coğrafyasında atılması gerekli en önemli adımın İsrail’le diplomatik, ticari ve askeri ilişkilerin bir an önce kesilmesi olduğunu söyleyen Duman, “Bu müfsit devlet ortadan kaldırılmadıkça Müslümanlar için barış ve huzur söz konusu olmayacaktır” dedi.
Filistin direnişini yürüten Hamas, İslami Cihad ve Hizbullah’a gereken desteğin verilmesinin Müslümanlara düşen önemli bir görev olduğunun kaydedildiği açıklamada, AKP Hükümeti’nin İsrail’le ‘normalleşme’ çabalarına da eleştiriler getirildi.
Duman bu minvalde şehitlerin kanına asla maddi bir değer biçilemeyeceğini söylerken, İsrail’in özrü olarak sunulan ifadelerin de Amerika ve İsrai’in bir manevrası olduğunu kaydetti. Hükümete yakın kaynaklarda çıkan ‘normalleşmeyle’ Gazze ambargosunun kalktığı iddialarına karşılık ise Duman, “Gazze ambargosu kalkmamıştır. Sembolik bazı adımlar ile Müslüman kamuoyunun gözü boyanmaya çalışılmaktadır. Ambargo tüm şiddeti ile devam etmektedir.” ifadelerini kullandı.
Açıklamada Mavi Marmara Davası’nda İsrailli komutanlara verilen yakalama kararının memnuniyetle karşılandığı belirtilirken, Başbakan’ın bu karara karşılık “bu karar İsrail ile ilişkilerimizi etkilemez” şeklindeki ifadesinin anlaşılır olmadığı belirtildi.
SADAKAT tarafından yapılan açıklama “Rabbimiz izzetli Filistin direnişinin zaferle sonuçlanmasını nasip et! Bizleri şehitlerimizin yolundan ayırma! Filistin’i özgürleştirerek Mescid-i Aksa’da namazlarımızı eda edeceğimiz günleri bize göster!” duasıyla sona erdi.
Açıklamanın tam metni şu şekilde:
455. Hafta Basın Açıklaması
\'MAVİ MARMARA ONURUMUZDUR!\'
Bugün Mavi Marmara baskının 4. yılı…
Dört sene önce 31 Mayıs 2010’da Gazze ambargosunu kırmak amacıyla yola çıkan Mavi Marmara gemisi siyonist katillerin saldırısına uğramış ve 9 kardeşimiz şehit edilmişti. Bu saldırıda ağır yaralanan ve 4 yıldır bitkisel hayat yaşayan Uğur Süleyman Söylemez kardeşimiz de bir hafta önce şehit oldu. Böylece Mavi Marmara şehitlerimizin sayısı 10’a çıktı. Allah (cc) şehadetlerini mübarek kılsın.
Mavi Marmara baskını Filistin direnişinde sembol olmuş ve adeta direnişe taze kan pompalamıştır. Özellikle Türkiye kamuoyu bu baskın ile birlikte siyonist israil’in ne denli acımasız bir terör devleti olduğunu net bir şekilde öğrenmiş, siyonist katillerin insani hiçbir vasfı olmayan katliam makineleri haline geldiğini ibretle müşahade etmiştir.
Nil’den Fırat’a kadar uzanan toprakları kapsayan “Arz-ı Mev’ud” idealiyle yanıp tutuşan ırkçı ve katil bir terör devleti ile karşı karşıyayız. Siyonist İsrail’in bu hedefine ülkemizin güneydoğusunda yer alan toprakların da dahil olduğunu hatırlatmak istiyoruz.
Yahudi olmayanın canını ve malını mübah gören, bu nedenle acımadan öldüren ve acımadan mazlumların topraklarına el koyan bir zihniyet bu…
Ortadoğu’nun kalbine saplanmış zehirli bir hançerden söz ediyoruz. Bu hançeri Ortadoğu’dan söküp atmadıkça Müslüman coğrafyanın huzura kavuşma imkanının olmadığını da çok iyi biliyoruz.
Emperyalist Amerika’nın Ortadoğu jandarmalığını yapan, İslam coğrafyasındaki her türlü karışıklıkta parmağı olan bir fesat devletinden söz ediyoruz. Bu müfsit devlet ortadan kaldırılmadıkça Müslümanlar için barış ve huzurun söz konusu olamayacağının net bir şekilde farkındayız.
Tüm İslam coğrafyasında atılması gerekli en önemli adım İsrail’le diplomatik ilişkilerin bir an önce kesilmesidir. Bu adımı ticari ve askeri ilişkilerin sıfırlanması aşaması takip etmelidir. Başta Türkiye olmak üzere İslam coğrafyasındaki önemli devletler İsrail ile siyasi, ekonomik ve askeri ilişkilerini kesebilirlerse, bunun Siyonist israil’i çok zor duruma düşüreceği kesindir.
Müslümanlara düşen diğer önemli bir görev de Filistin direnişini yürüten Hamas, İslami Cihad ve Hizbullah’a gereken desteğin verilmesidir. Maddi ve manevi tüm potansiyelimizi bu destek için harekete geçirmeliyiz.
Unutmamalıyız ki, Kudüs ve Mescid-i Aksa bizzat Kur’an’ın tanımladığı kutsallarımızdır. Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın özgürleşmesi için seferber olmak her Müslüman’a farzdır.
Mavi Marmara baskınının 4. yıldönümü nedeniyle toplandığımız bu meydanda şu hususları deklare ediyoruz ve iktidara sesleniyoruz:
1- Şehitlerin kanına asla maddi bir değer biçilemez. Şehit ailelerinin de belirttiği gibi kimsenin İsrail\'in kirli ve kanla yıkanmış parasına ihtiyacı yoktur.
2- Şehitlerimizin hesabını sormak noktasındaki kararlılığımız her platformda devam edecektir. İsrail\'in tüm dünya halkları nezdinde eli kanlı, katil ve işgalci olarak mahkum edilmesi için yoğun bir çaba sarf edilecektir.
3- Gazze ambargosu kalkmamıştır. Sembolik bazı adımlar ile Müslüman kamuoyunun gözü boyanmaya çalışılmaktadır. Ambargo tüm şiddeti ile devam etmektedir.
4- İsrail’in özrü olarak sunulan ifadelerin Amerika ve İsrail’in bir manevrası olduğunu, asıl itibariyle Ortadoğu’da yeni dizaynı kolaylaştırmanın amaçlandığını görmek durumundayız.
5- İsrail Ortadoğu\'da zehirli bir ur olarak kalmaya devam ettiği sürece Müslümanlar için huzur ve barıştan söz etmenin imkanı yoktur. Bu urun kesilip Ortadoğu\'dan atılması tek çözüm yoludur.
Türk Yargısının Mavi Marmara baskınıyla ilgili olarak “sorumlu Siyonist komutanların yakalanması” doğrultusundaki kararını memnuniyetle karşılıyoruz. Bu karara müteakiben Başbakanın “Bu karar İsrail ile ilişkilerimizi etkilemez” şeklindeki ifadesini anlamakta güçlük çektiğimizi belirtmek istiyoruz.
Hükümetin son dönemdeki sıkışmışlığını, İsrail’le ilişkilerin düzelmesi ve buna bağlı olarak Amerika’nın desteğinin yeniden sağlanması yolu ile gidermeye çalıştığı izlenimi güç kazanıyor. Bu yaklaşımı çok tehlikeli buluyoruz. Söz konusu yaklaşım doğru ise bu dünyada ve ahirette çok çetin bir hesabın görüleceğini hatırlatıyoruz.
Ve Mavi Marmara şehitlerimiz… Furkan Doğan, Çetin Topçuoğlu, Cevdet Kılıçlar, Cengiz Songür, Necdet Yıldırım, Ali Haydar Bengi, Cengiz Akyüz, İbrahim Bilgen, Fahri Yaldız, Uğur Süleyman Söylemez... Kanlarıyla Filistin direnişine can veren, bereket katan şehitlerimiz… Selam onların üzerine olsun. Bizler Sakaryalı Müslümanlar olarak şehitlerimizin izinde yürüyeceğimize ve onlardan devraldığımız sancağı kanımızın son damlasına kadar elimizden bırakmayacağımıza ant içiyoruz.
Rabbimiz izzetli Filistin direnişinin zaferle sonuçlanmasını nasip et! Bizleri şehitlerimizin yolundan ayırma! Filistin’i özgürleştirerek Mescid-i Aksa’da namazlarımızı eda edeceğimiz günleri bize göster!