'Medeniyetleri inşa eden ana damar dinlerdir'
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Tayfun Amman, hikmet, iffet, cesaret ve adelete dayalı bir ahlak anlayışı ortaya çıkmadan medeniyet inşa edilemeyeceğini söyledi
Sakarya Üniversitesi Akademik Ve Sosyal Gelişim Merkezi (SASGEM)’nin Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlediği konferansta konuşan Prof. Dr. M. Tayfun Amman, sözlerine kültür ve medeniyet kavramlarının farkını ortaya koyarak başladı. Her topluluğun bir kültüre sahip olduğunu ancak bu kültürün bir medeniyete dönüşmesi için gelişmeye ihtiyacı olduğunu belirten Amman, “Her toplumun bir kültürü vardır ama her toplumun bir medeniyeti yoktur” dedi.
F.Braudel’in “Medeniyetleri inşa eden ana damar dinlerdir” sözünü hatırlatan Prof. Dr. Amman, medeniyetimizin, İslam medeniyeti olarak adlandırılmasının doğru olduğunu belirtti. Amman, Abbasiler ve Selçuklu-Osmanlı olarak iki dönem ayrılan İslam medeniyetinin, tarih boyunca üç ciddi meydan okumayla karşılaştığını hatırlattı. Bunlardan ilk olan Yunan medeniyetinin meydan okumasına, askeri ve ekonomik güçle, Moğol istilasına ise medeni birikimle cevap verdiğini vurguladı. Batı medeniyetinin meydan okumasına ise ne askeri ekonomi ne de medeni birikim olarak cevap veremediğini anlatan Amman, bu durumun toplumda tarih, kültür, dil, din ve devlet anlamında savrulmalara yol açtığını ve şimdilerde bu savrulmalardan kurtulma gayretleri içerisinde olunduğunu dile getirdi.
Medeniyetin yeniden inşası için olmazsa olmazın hikmet, iffet, cesaret ve adalete dayalı bir ahlak anlayışı olduğunu vurgulayan M. Tayfun Amman, toplumun model sıkıntısı çektiğini ifade etti. Amman, bu arayışta en doğru modelin ise sadece ona inananların değil, tüm dünyanın saygı duyduğu yüksek bir şahsiyet olarak Hz. Muhammed olduğunu sözlerine ekledi.
Sakarya Üniversitesi Akademik Ve Sosyal Gelişim Merkezi (SASGEM)’nin Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlediği konferansta konuşan Prof. Dr. M. Tayfun Amman, sözlerine kültür ve medeniyet kavramlarının farkını ortaya koyarak başladı. Her topluluğun bir kültüre sahip olduğunu ancak bu kültürün bir medeniyete dönüşmesi için gelişmeye ihtiyacı olduğunu belirten Amman, “Her toplumun bir kültürü vardır ama her toplumun bir medeniyeti yoktur” dedi.
F.Braudel’in “Medeniyetleri inşa eden ana damar dinlerdir” sözünü hatırlatan Prof. Dr. Amman, medeniyetimizin, İslam medeniyeti olarak adlandırılmasının doğru olduğunu belirtti. Amman, Abbasiler ve Selçuklu-Osmanlı olarak iki dönem ayrılan İslam medeniyetinin, tarih boyunca üç ciddi meydan okumayla karşılaştığını hatırlattı. Bunlardan ilk olan Yunan medeniyetinin meydan okumasına, askeri ve ekonomik güçle, Moğol istilasına ise medeni birikimle cevap verdiğini vurguladı. Batı medeniyetinin meydan okumasına ise ne askeri ekonomi ne de medeni birikim olarak cevap veremediğini anlatan Amman, bu durumun toplumda tarih, kültür, dil, din ve devlet anlamında savrulmalara yol açtığını ve şimdilerde bu savrulmalardan kurtulma gayretleri içerisinde olunduğunu dile getirdi.
Medeniyetin yeniden inşası için olmazsa olmazın hikmet, iffet, cesaret ve adalete dayalı bir ahlak anlayışı olduğunu vurgulayan M. Tayfun Amman, toplumun model sıkıntısı çektiğini ifade etti. Amman, bu arayışta en doğru modelin ise sadece ona inananların değil, tüm dünyanın saygı duyduğu yüksek bir şahsiyet olarak Hz. Muhammed olduğunu sözlerine ekledi.
9 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]
50477bf3b502f0179bf728b3860b5e1f@