“Melekler ve Kumarbazlar” Sinema filminin Galası; oyuncuların yanı sıra protokol ve basın mensuplarının katılımıyla; Ada AVM Cinebonus’ta düzenlenen seansla gerçekleşti.
Önceki gün gösterime giren ve başrollerini Cem Davran, İrem Altuğ, Hakan Gerçek ve Bülent Şafak'ın paylaştığı "Melekler ve Kumarbazlar" filminin ikinci galası; Ada Alışveriş Merkezi (AVM) Cinebonus’ta gerçekleşti.
Ada AVM Cinebonus’ta yapılan galaya; filmin yönetmeni Sakaryalı Ertekin Akpınar ile başrol oyuncularından Cem Davran’ın yanı sıra; AK Parti Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, SATSO Başkanı Akgün Altuğ, Adapazarı Milli Eğitim Müdürü Ziya Cevherli, Sakarya Vali yardımcıları, SATSO 7. Meslek Komitesi Başkanı adem Bilgen, daire müdürleri, ADA AVM Genel Müdürü Akgün Yıldız, Cinebonus Operasyon Müdürü Hande Gülüm, Cinebonus Anadolu Yakası Bölge Müdürü Ali Dayanımlı, Sakaryasporlu futbolcular, tatangalar, basın mensupları ile çok sayıda Adapazarılı sinemasever katıldı.
FİLMİN KONUSU
17 Ağustos 1999 tarihinde yaşanan depremden sonra Adapazarı'nda dört yakın arkadaşın yaşadığı travmaları, geleceğe dair umutlarını, arayışlarını ve tutkularını anlattığı gerçek bir yaşam hikâyesi olan "Melekler ve Kumarbazlar" filmin konusu ise şöyle: “Çocukluk rüyasını evlenmeden önceki son yaz tatilinde gerçekleştirmek isteyen bir adam: Şehsuvar. Geçmişini kaybetmiş bir kadın: Zeynep. Hayatını Sakaryaspor’a adamış fanatik bir amigo: Selami. Hayata tutunamayan, saplantılarının esiri olmuş serseri bir adam: Haydar. 17 Ağustos depreminde bir enkazda kalan genç bir adam: Soner. Eşini ve oğlunu depremde kaybetmiş alkolik bir fotoğrafçı: İrfan Abi. Sert bir hayatın ortasından yapayalnız bir kadın: Aydan. Gelgitli bir ilişkinin ortasında kalmış, yaptığı işlerde bir türlü istediklerini gerçekleştirememiş bir kahveci: Metin. Ne istediğini bilen ama hayatını bir türlü yoluna koyamayan Aysun. Taşranın sert dünyasında keşisen hayatlar. Mutluluğun ne olduğunu bilmeyen nefes alamayan insanlar, tamamlanmamış öyküler. Asla sona ermeyen gerçek ve uzun hikâyeler. Kazananların sonsuza kadar kazanamayacağı, yıkıma uğramış enkaz olan hayatın kesitleri…”