Nimet Çubukçu, Hendek'te Önemli Açıklamalarda Bulundu

Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, koruyucu aile olmanın çocuklarla hukuki bir bağ oluşturmadığını sadece çocuğa geçici bir süre aile sıcaklığı vermek ve barındırmak olduğunu belirterek, İzmirli ailenin duygularını hassasiyetini ve üzüntülerini hissettiğini söyledi.  

Sakarya'nın Hendek ilçesinde İzmir'de yaşanan koruyucu aile olayıyla ilgili açıklamalarda bulunan Bakan Çubukçu, "Koruyucu aile olmak çocuklarınızla hukuki bir bağ olmadığı gibi, çocuğa geçici bir süre aile sıcaklığını vermek ve barındırmaktır. Ve gerçekten ailenin duygularını hassasiyetini ve üzüntülerini hissediyorum. Keşke böyle bir şey olmasaydı. Ama biz koruyucu aile kavramını son derece önemsiyoruz. Ne manaya geldiği konusunda da sürekli insanları bilgilendirmeye çalışıyoruz. Bu ailelerin, her şeyden önce çocuğu koruyucu aile olarak aldıkları, imzaladıkları sözleşmede buna vakıf oldukları, çocuğun herhangi bir şekilde evlat edindirmeye uygun bir aile bulunduğu zaman, kendilerinden alınması gerektiği konusunda yeteri kadar bilgi sahibi ve sözleşme imzalıyorlar. Eğer bir aile çocukla kendi arasında hukuki bir bağ kurulmasını istiyorsa, onun kendi evladı olmasını istiyorsa, her şeyden önce evlat edindirme başvurusu olması gerekirdi. Kısa zamanda biz kendilerine evlat edindirmeye uygun bir çocukla hukuki bağ kurmak üzere harekete geçerdik" dedi.  
Burası Duygularımızla Yönettiğimiz Bir kurum Değil

Koruyucu aileyle ilgili düzenlemeler olduğunu belirten Bakan Çubukçu, "Burada kurum çok suçlanıyor sorgulanıyor ama, insanların yetiştirdikleri veya baktıkları çocuklara duygusal olarak bağlanmalarını bir anne olarak çok yakından hissedebilirim ve bunu anlayabilirim. Ama burası duygularımızla yönettiğimiz bir kurum değil. Her şeyden önce evlat edindirmeyle ilgili koruyucu aileyle ilgili düzenlemeler var. Bu çocukların üstün yararı gözetilerek yapılmaktadır. Her şeyden önce bu çocuk şu anda kendisini evlat edinen ailenin yanındadır. Onunla arasında hukuki bir bağ kurulmaktadır. Dolayısıyla hem çocuğun üstün yararı hem onun geleceği için bence bu haberler ele alınırken biraz daha çocuğun üstün yararını düşünerek hareket etmemizde yarar var. Bu açıdan da dikkatli olmak zorundayız. Bir kez daha altını çiziyorum, koruyucu aile olmak o çocukla aranızda hukuki bir bağ, yani evlat edindirmeden farklı olarak bu çocuk sizde geçici bir süreliğine bulunur. Ve zaten çocuğu teslim etmeniz gerektiğinde, çocuk sizden istendiğinde vermek zorundasınız" diye konuştu. 

Herkesin Hakkını Aramakta Özgür 

Çubukçu, Türkiye geleninde 400'ün üzerinde koruyucu aile bulunduğunu belirterek, "0-2 yaş arasında sayısız bebeğimiz koruyucu aile yanında bu tip olaylarla biz birkaç kez karşılaştık. Çok istisnai bir durum. Yani ailenin çocuğu vermek istememesi durumu çok istisnai bir durumdur. Sistemi sorgulayalım derseniz, hiçbir şekilde çocukları koruyucu aileye vermeyeceğiz. Ve kurum bakımında tutacağız ki, bu bizim tercih ettiğimiz bir yöntem değildir. Çocukları öncelikle kendi ailelerinin yanında yoksa evlat edindirme yoluyla, o da olmuyorsa koruyucu aile yanında bakmaya çalışıyoruz. Bakın tüm Avrupa'da koruyu aile yanında kalan çocukların oranı yüzde 75'in üzerindedir. Kurum bakımından çok daha fazlası. Ama insanlar bunun geçici bir görev olduğunu bildikleri gibi aynı zamanda bizim açımızdan profesyonel bir hizmettir. Biz aile istediği sürece ortalama 550 YTL de yardım yapıyoruz. Baktığı için. Yani durum bundan ibaret" dedi.  

Ailenin aradaki yaş farkı nedeniyle çocuğu evlat edinmesinin mümkün olmadığını ifade eden Çubukçu, Türkiye'nin hukuk devleti olduğunu ve herkesin hakkını aramakta özgür olduğunu kaydetti.   
<font size="2"><font face="Arial"><strong>Burası Duygularımızla Y&ouml;nettiğimiz Bir kurum Değil<br /><br /></strong><font color="#333399">Koruyucu aileyle ilgili d&uuml;zenlemeler olduğunu belirten Bakan &Ccedil;ubuk&ccedil;u,</font> &quot;Burada kurum &ccedil;ok su&ccedil;lanıyor sorgulanıyor ama, insanların yetiştirdikleri veya baktıkları &ccedil;ocuklara duygusal olarak bağlanmalarını bir anne olarak &ccedil;ok yakından hissedebilirim ve bunu anlayabilirim. Ama burası duygularımızla y&ouml;nettiğimiz bir kurum değil. Her şeyden &ouml;nce evlat edindirmeyle ilgili koruyucu aileyle ilgili d&uuml;zenlemeler var. Bu &ccedil;ocukların &uuml;st&uuml;n yararı g&ouml;zetilerek yapılmaktadır. Her şeyden &ouml;nce bu &ccedil;ocuk şu anda kendisini evlat edinen ailenin yanındadır. Onunla arasında hukuki bir bağ kurulmaktadır. Dolayısıyla hem &ccedil;ocuğun &uuml;st&uuml;n yararı hem onun geleceği i&ccedil;in bence bu haberler ele alınırken biraz daha &ccedil;ocuğun &uuml;st&uuml;n yararını d&uuml;ş&uuml;nerek hareket etmemizde yarar var. Bu a&ccedil;ıdan da dikkatli olmak zorundayız. Bir kez daha altını &ccedil;iziyorum, koruyucu aile olmak o &ccedil;ocukla aranızda hukuki bir bağ, yani evlat edindirmeden farklı olarak bu &ccedil;ocuk sizde ge&ccedil;ici bir s&uuml;reliğine bulunur. Ve zaten &ccedil;ocuğu teslim etmeniz gerektiğinde, &ccedil;ocuk sizden istendiğinde vermek zorundasınız&quot; diye konuştu.&nbsp;<br /><br /><strong>Herkesin Hakkını Aramakta &Ouml;zg&uuml;r</strong>&nbsp;<br /><br />&Ccedil;ubuk&ccedil;u, T&uuml;rkiye geleninde 400'&uuml;n &uuml;zerinde koruyucu aile bulunduğunu belirterek, &quot;0-2 yaş arasında sayısız bebeğimiz koruyucu aile yanında bu tip olaylarla biz birka&ccedil; kez karşılaştık. &Ccedil;ok istisnai bir durum. Yani ailenin &ccedil;ocuğu vermek istememesi durumu &ccedil;ok istisnai bir durumdur. Sistemi sorgulayalım derseniz, hi&ccedil;bir şekilde &ccedil;ocukları koruyucu aileye vermeyeceğiz. Ve kurum bakımında tutacağız ki, bu bizim tercih ettiğimiz bir y&ouml;ntem değildir. &Ccedil;ocukları &ouml;ncelikle kendi ailelerinin yanında yoksa evlat edindirme yoluyla, o da olmuyorsa koruyucu aile yanında bakmaya &ccedil;alışıyoruz. Bakın t&uuml;m Avrupa'da koruyu aile yanında kalan &ccedil;ocukların oranı y&uuml;zde 75'in &uuml;zerindedir. Kurum bakımından &ccedil;ok daha fazlası. Ama insanlar bunun ge&ccedil;ici bir g&ouml;rev olduğunu bildikleri gibi aynı zamanda bizim a&ccedil;ımızdan profesyonel bir hizmettir. Biz aile istediği s&uuml;rece ortalama 550 YTL de yardım yapıyoruz. Baktığı i&ccedil;in. Yani durum bundan ibaret&quot; dedi.&nbsp;&nbsp;<br /><br />Ailenin aradaki yaş farkı nedeniyle &ccedil;ocuğu evlat edinmesinin m&uuml;mk&uuml;n olmadığını ifade eden &Ccedil;ubuk&ccedil;u, T&uuml;rkiye'nin hukuk devleti olduğunu ve herkesin hakkını aramakta &ouml;zg&uuml;r olduğunu kaydetti.&nbsp;&nbsp;&nbsp;</font></font>
Türkiye Cinsiyet Eşitliği Konusunda Mesafe Kat Etmeli

Basın mensuplarının açıklanan kadın erkek eşitliği hakkındaki sorularına Çubukçu, ''Geçen sene de ben bu istatistiklerin oluşturulması sürecinde, bazı itirazlarım olmuştu. Bugün de aynı şeyleri söylüyorum. Bu göstergelerin hazırlanışındaki yöntemleri de sorguluyorum. O listede öyle ülkeler var ki, Türkiye'den daha ileri olduklarını kabul etmem mümkün değil. Yani o ülkelere bir kez gitmiş olsanız. Hatta bir saat o ülkede dolaşmış olmanız Türkiye ile kıyaslanmayacak durumda olduğunu anlarsınız. Türkiye onlarla kıyaslanamayacak bir durumda. Bu arada zannediyorum ki, cinsel suçlarla ilgili göstergelerde 4 istatistik kullanılıyor. Ama bir ülkede kadınların her şeyden önce özgür bir ortamda soluk alıp vermeleri haklarını eşit olarak kullanıyor olmaları bu konudaki gelişmişlik endeksinde çok önemlidir. Türkiye seçme ve seçilmişlik hakkını uzun yıllardır kullanan bir ülke. Çok eskiden beri bu noktadayız. İstatistikler bu anlamda bence her zaman gerçeği yansıtmayabilir. Türkiye'nin geride gösterildiği ülkelerin ismini zikretmeyeceğim. Bu anlamda bir nezaketsizlik yapmak istemem. Türkiye'nin o ülkelerden ilerde olduğunu biliyoruz. Ama Türkiye cinsiyet eşitliği konusunda halen daha mesafe kat etmesi gereken bir ülke. Sorunlarımızın da farkındayız" dedi.  

Sarah Ferguson olayıyla ilgili olarak, Teftiş Kurulu'nun raporundan sonra dava açılıp açılmayacağına karar vereceklerini söyleyen Çubukçu, davaya açmaya karar vermeleri halinde suçun işlendiği Ankara'da açacaklarını söyledi. 
<font size="2"><font face="Arial"><strong>T&uuml;rkiye Cinsiyet Eşitliği Konusunda&nbsp;Mesafe Kat Etmeli<br /><br /></strong>Basın mensuplarının a&ccedil;ıklanan kadın erkek eşitliği hakkındaki sorularına &Ccedil;ubuk&ccedil;u, <font color="#333399">''Ge&ccedil;en sene de ben bu istatistiklerin oluşturulması s&uuml;recinde, bazı itirazlarım olmuştu. Bug&uuml;n de aynı şeyleri s&ouml;yl&uuml;yorum. Bu g&ouml;stergelerin hazırlanışındaki y&ouml;ntemleri de sorguluyorum. O listede &ouml;yle &uuml;lkeler var ki, T&uuml;rkiye'den daha ileri olduklarını kabul etmem m&uuml;mk&uuml;n değil. Yani o &uuml;lkelere bir kez gitmiş olsanız. Hatta bir saat o &uuml;lkede dolaşmış olmanız T&uuml;rkiye ile kıyaslanmayacak durumda olduğunu anlarsınız. T&uuml;rkiye onlarla kıyaslanamayacak bir durumda. Bu arada zannediyorum ki, cinsel su&ccedil;larla ilgili g&ouml;stergelerde 4 istatistik kullanılıyor. Ama bir &uuml;lkede kadınların her şeyden &ouml;nce &ouml;zg&uuml;r bir ortamda soluk alıp vermeleri haklarını eşit olarak kullanıyor olmaları bu konudaki gelişmişlik endeksinde &ccedil;ok &ouml;nemlidir. T&uuml;rkiye se&ccedil;me ve se&ccedil;ilmişlik hakkını uzun yıllardır kullanan bir &uuml;lke. &Ccedil;ok eskiden beri bu noktadayız. İstatistikler bu anlamda bence her zaman ger&ccedil;eği yansıtmayabilir. T&uuml;rkiye'nin geride g&ouml;sterildiği &uuml;lkelerin ismini zikretmeyeceğim. Bu anlamda bir nezaketsizlik yapmak istemem. T&uuml;rkiye'nin o &uuml;lkelerden ilerde olduğunu biliyoruz. Ama T&uuml;rkiye cinsiyet eşitliği konusunda halen daha mesafe kat etmesi gereken bir &uuml;lke. Sorunlarımızın da farkındayız&quot;</font> dedi.&nbsp;&nbsp;<br /><br />Sarah Ferguson olayıyla ilgili olarak, Teftiş Kurulu'nun raporundan sonra dava a&ccedil;ılıp a&ccedil;ılmayacağına karar vereceklerini s&ouml;yleyen &Ccedil;ubuk&ccedil;u, davaya a&ccedil;maya karar vermeleri halinde su&ccedil;un işlendiği Ankara'da a&ccedil;acaklarını s&ouml;yledi.&nbsp; </font></font>
16 yıl önce
hendek
Yorumlar
[İlk yorum yapan siz olun]
47964185b1fc77ffc3615a60c69135d4@