Mazlumder Sakarya Şubesi tarafından yapılan basın açıklamasında yeni eğitim-öğretim yılıın da yasaklarla açıldığı belirtilirken, eğitimin özgürleşmesi için taleplerini sıraladı.
Mazlumder Sakarya Şubesi Başkanı Av. Nurallah F. Şentürk tarafından yapılan basın açıklamasında eğitim sistemindeki hak ve özgürlükler meselesi değerlendirildi. Şentürk, başörtüsü ve anadilde eğitim hakkının engellenmesini eleştirirken, öğrenci andının kaldırılması gerektiğini ifade etti. Şentürk, açıklamasında başörtüsü yasağıyla ilgili olarak “Yeni eğitim-öğretim yılı, geçmişin sorunlarıyla; yasakçı, tektipçi, dayatmacı uygulamalarıyla birlikte başladı. Okullar açıldığı günden bugüne geçen kısa süre zaman zarfında özellikle başörtüsü yasağıyla ilgili birçok şikâyet ve haber söz konusu oldu. Özellikle yaz tatilinde değiştirilen kılık-kıyafet yönetmeliğinde, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda başörtüsünün yine yasaklı bırakılması, bu baskıların yasal dayanağına dönüştü. İmam-hatip okulları dışında birçok okulda, öğrencilerin başörtülü eğitim görmesi engelleniyor. Diğer taraftan başörtülü öğretmenlere dönük bazı yayın organlarında yürütülen linç kampanyası, bu yasağın tüm izleri ve sonuçlarıyla birlikte en kısa zamanda ortadan kaldırılması gerektiğini bir kez daha ortaya koymuştur.” dedi.
"Öğrenci Andı"
Milli Eğitim Sistemi’yle ilgili eleştirilerini anadilde eğitim ve öğrenci andıyla sürdüren Mazlumder Sakarya Şubesi Başkanı Av. Nurallah F. Şentürk, Mazlumder’in temel hak ve özgürlükleri esas alan bir eğitim anlayışını savunduğunu belirterek “Ülkemizdeki farklı etnik grupların, kendi dillerinde eğitim görme talebinin siyasal bir çatışma zeminine dönüştürülmesi, temel bir hakkın iadesinin pazarlık unsuruna dönüşmesi kabul edilemez. Kamusal alanda, toplumun her kesimi dinini, dilini ve kültürünü özgürce ifade etme ve yaşama hakkına sahip olmalıdır. 12 Eylül ve 28 Şubat askeri darbe süreçlerinin yargılandığı bir dönemde, bu tür yasakların sürdürülmesinin izah edilebilir bir tarafı yoktur. İlkokullarda zorunlu tutulan “Öğrenci Andı” ise Hitler Almanyası’ndan, Mussolini İtalyası’ndan alınmış militarist bir uygulamadır. Eğitsel hiçbir değer taşımayan ve 1933 yılından beri öğrencilere zorunlu tutulan bu ideolojik ant, hem İslam’ın inanç esaslarına aykırı öğeleri açısından hem de ülkemizde tek bir etnik kimliğin herkese dayatılması açısından ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Toplumun dini, mezhebi, etnik ve kültürel farklılıklarını gözetmeyen, tek tip bir kimliği, düşünceyi, inancı ve hayat tarzını dayatan her türlü eğitsel uygulama, toplumsal barışa ve kardeşliğe zarar vermektedir.” dedi.