Ölen yakınları için adalet istediler

Havai fişek fabrikasındaki patlamaya ilişkin davada taraf avukatları, iddianameye ilişkin savunmalarını yaptı.

Hendek ilçesi Yukarıçalıca Mahallesi mevki'inde yaklaşık 15 dönüm üzerine kurulu havai fişek fabrikasında 3 Temmuz 2020'de meydana gelen ve yaklaşık 50 kilometre mesafeden duyulan patlamalarda 7 kişi hayatını kaybederken, 127 kişi yaralanmıştı. Olaya ilişkin davanın 7’nci duruşması Ferizli ilçesindeki yeni cezaevi kampüsünde bulunan Sakarya Ağır Ceza Mahkemeleri Duruşma Salonu'nda görülmeye başlandı. Duruşmaya, tutuklu yargılanan fabrika sahiplerinden Y.C. ile H.A.V, tutuksuz sanıklar fabrika sahiplerinden A.R.E.C., E.Ö., A.A., A.B. ve taraf avukatları hazır bulundu. Tutuksuz müşteki sanık A.Ç. ise duruşmaya katılmadı. Duruşma salonu ve çevresinde polis ekiplerince geniş güvenlik önlemleri alınırken, müştekiler, patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları ve diğer izleyiciler salona korona virüs tedbirlerine uygun olarak alındı. Cumhuriyet Savcısı esas hakkındaki mütalaayı tekrar etti. Mahkeme heyeti ise Cumhuriyet Savcısının verdiği mütalaa sonrasında müşteki, sanık ve taraf avukatlarına beyanlarını söylemeleri için söz hakkı verdi. Konuya ilişkin davanın duruşmasında söz hakkı alan müştekiler adalet istediklerini ve sanıkların cezalandırılmalarını istedi.

“Müşteki ve taraf avukatları beyanlarını sunuyor”

Havai fişek fabrikasının patlamasına ilişkin görülen davanın 7’nci duruşmasında Cumhuriyet Savcısının mütalaasına yönelik beyanda bulunan patlamada hayatını kaybeden Halis Yılmaz’ın babası Muammer Yılmaz, mütalaaya katılmadığını ve adalet istediğini söyledi. Halis Yılmazın kardeşi, Mervenur Yılmaz ise beyanında annesine bir buçuk yıldır ağabeyinin canı yanmadan hayatını kaybettiğini inandırmaya çalıştığını aktardı.

“Adalet yerini bulsun istiyorum”

Müşteki Rabia A., “İlk defa mahkemelerle kardeşimin sayesinde tanıştım. Yaşamaya, anlamaya çalışıyorum ama kimseyi suçlamıyorum alenen bu yapıldı demiyorum. Ölüm hak, kardeşimin başına bir şeyler geldi, bir şeyler oldu. Benim kardeşim mert bir insandı. Onu tanımadan, bilmeden adını ağzına alan herkes onun hakkına girmiş oldu. Durduk yere kimse suçlansın istemiyorum, her şey ortaya çıksın istiyorum. O gün kıyamet kopuyor zannettim. Benim kardeşim işini hakkıyla yapan bir insandı, işine patronuna saygı duyan bir insandı, kaç sene çalışmış orada, bir sıkıntı varsa çık dediğimizde, abla ben işimi hakkımla yapan bir insanım derdi. Benim 26 yaşındaki kardeşim gelmemiş bize son kez veda etmemiş. Ben kardeşimi defnettim ama ben inanmıyorum ve ben yaşamıyorum adalet yerini bulsun istiyorum” dedi.

“Ölüm koşullarında çalışmaya mecbur edilmiş insanlar”

Müştekilerin avukatı Şerafettin Can Atalay da olayın bir iş cinayeti olduğunu iddia ederek, "İnsanlar yoksulluğa mahkum edilip sonra yoksullukları istismar edilerek ölüm koşullarında çalışmaya mecbur edilmiş insanlar. Ali Rıza Ergenç C., telefon başında müştekileri arayarak dosyasına vazgeçme beyanı koydurttu. Bu, kastın ne kadar doğru olduğunu ortaya çıkartan bir husustur. Mütalaanızı değiştirmenizi talep ediyoruz. Kaçak barut üretiliyordu ve bu kaçak barut üretimi saklanmaya çalışıldığı için bu olay oldu. Muhtemel kasttan ek savunma isteyiniz” diye konuştu.

Duruşma, taraf avukatlarının Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki mütalaasına karşı beyanların alınmasıyla devam edecek.

2 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]
ffc2443ea3fe536f5d90cff9437a26ea@