Örnek Bir Çalışmaya İmza Attılar

Sakarya'da yaşayan otistik çocuk sahibi anneler, bir araya gelerek Sakarya Otizmle Yaşam Derneği'ni kurdu. Derneğin açtığı rehabilitasyon merkezinde 50 çocuk eğitim görüyor.  

Sakarya'da otistik çocuk sahibi olan Gülser Ergün ve Sevim Balıklıkaya, herkesin takdirini toplayacak örnek bir çalışmaya imza attı. Otistik çocuğa bakmanın zorluğunu bilen Ergün ve Ballıkaya, kendileriyle aynı kaderi paylaşan annelerle birlikte Sakarya Otizmle Yaşam Derneği'ni kurdu.
Belediye Arsa Verdi

Derneği, Serdivan Belediyesi'nin de arsa vermesi, hayırsever işadamı Abdullah Ünal'ın binayı yapmasıyla Özel Ayşe-Sadi Ünal Rehabilitasyon Merkezi'ni hizmete soktu. Merkezde 50 otistik çocuk ücretsiz eğitim görüyor. Maddi imkansızlık yaşayan otistik çocuk sahibi anneler de, derneğin ve rehabilitasyonun çalışmalarından oldukça memnun.
<font size="2"><font face="Arial"><strong>Belediye Arsa Verdi</strong><br /><br />Derneği, Serdivan Belediyesi'nin de arsa vermesi, hayırsever işadamı Abdullah &Uuml;nal'ın binayı yapmasıyla &Ouml;zel Ayşe-Sadi &Uuml;nal Rehabilitasyon Merkezi'ni hizmete soktu. Merkezde 50 otistik &ccedil;ocuk &uuml;cretsiz eğitim g&ouml;r&uuml;yor. Maddi imkansızlık yaşayan otistik &ccedil;ocuk sahibi anneler de, derneğin ve rehabilitasyonun &ccedil;alışmalarından olduk&ccedil;a memnun. </font></font>
Çocuğumuza Sürekli Eğitim Veriyoruz

Sekiz yaşındaki otistik çocuk sahibi Esra Akova, 1,5 yaşındayken çocuğunun diğer çocuklardan faklı olduğunu öğrendiklerini belirterek "Üniversite hastanelerine gittik. Sonunda tanı konuldu. Otizm dendi, otizmle yaşamayı öğrendik. İlk önce hastalığın geçici bir rahatsızlık olduğunu düşündük ama böyle bir şeyin olmadığını öğrendik zamanla. Çocuğumuza sürekli eğitim veriyoruz" dedi.    
<font size="2"><font face="Arial"><strong><font color="#000000">&Ccedil;ocuğumuza S&uuml;rekli Eğitim Veriyoruz</font></strong><br /><br />Sekiz yaşındaki otistik &ccedil;ocuk sahibi Esra Akova, 1,5 yaşındayken &ccedil;ocuğunun diğer &ccedil;ocuklardan faklı olduğunu &ouml;ğrendiklerini belirterek<font color="#333399"> &quot;&Uuml;niversite hastanelerine gittik. Sonunda tanı konuldu. Otizm dendi, otizmle yaşamayı &ouml;ğrendik. İlk &ouml;nce hastalığın ge&ccedil;ici bir rahatsızlık olduğunu d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;k ama b&ouml;yle bir şeyin olmadığını &ouml;ğrendik zamanla. &Ccedil;ocuğumuza s&uuml;rekli eğitim veriyoruz&quot;</font> dedi.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;<br /></font></font>
Ömür Boyu Eğitim Almaları Gerekiyor

Derneğin Başkanı Gülser Ergün de, "Bizim çocuklar Milli Eğitim Bakanlığı okullarında 15 yaşına kadar okuyor. Ondan sonra çocuklarımızın eğitimleri sona eriyor. Fiziki görüntüleri olmayan çocukların sürekli, ömür boyu eğitim almaları gerekiyor" diye konuştu.

Otistik çocuğu olan birkaç anneyle birlikte Sakarya Otizmle Yaşam Derneği'ni kurmaya karar verdiklerini anlatan Gülser Ergün, sözlerine şöyle devam etti:
"1 Kasım 2005 tarihinde derneğimiz faaliyete geçti. Dernek sayesinde 15 yaşından sonra eğitime ihtiyacı olan çocuklarımıza eğitim hizmeti sunmayı amaçladık. Eski Serdivan Belediye Başkanı, şimdiki Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu'nun derneğin kurulmasında çok emeği var. Bize yer verdiler, işadamı Abdullah Ünal binayı yaptı. Valilik ve
Sakarya halkı bize destek oldu. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz. Çocuklarımız burada sabahtan akşama kadar bırakabiliyoruz. Sakarya'da otizm hiç tanınmıyordu. Bu hastalığı halkımıza tanıtmayı amaçlıyoruz. Ancak hastalığı tanıtma konusunda tam başarılı olamadık. Otizme ne kadar erken tanı koyarsak, eğitime ne kadar erken başlarsak, çocuklar için daha iyi oluyor." 
<font size="2"><font face="Arial"><strong>&Ouml;m&uuml;r Boyu Eğitim Almaları Gerekiyor</strong><br /><br />Derneğin Başkanı G&uuml;lser Erg&uuml;n de,<font color="#333399"> &quot;Bizim &ccedil;ocuklar Milli Eğitim Bakanlığı okullarında 15 yaşına kadar okuyor. Ondan sonra &ccedil;ocuklarımızın eğitimleri sona eriyor. Fiziki g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leri olmayan &ccedil;ocukların s&uuml;rekli, &ouml;m&uuml;r boyu eğitim almaları gerekiyor&quot;</font> diye konuştu.<br /><br />Otistik &ccedil;ocuğu olan birka&ccedil; anneyle birlikte Sakarya Otizmle Yaşam Derneği'ni kurmaya karar verdiklerini anlatan G&uuml;lser Erg&uuml;n, s&ouml;zlerine ş&ouml;yle devam etti:</font></font><font size="2"><font face="Arial"><font color="#333399"> &quot;1 Kasım 2005 tarihinde derneğimiz faaliyete ge&ccedil;ti. Dernek sayesinde 15 yaşından sonra eğitime ihtiyacı olan &ccedil;ocuklarımıza eğitim hizmeti sunmayı ama&ccedil;ladık. Eski Serdivan Belediye Başkanı, şimdiki Sakarya B&uuml;y&uuml;kşehir Belediye Başkanı Zeki To&ccedil;oğlu'nun derneğin kurulmasında &ccedil;ok emeği var. Bize yer verdiler, işadamı Abdullah &Uuml;nal binayı yaptı. Valilik ve<br />Sakarya halkı bize destek oldu. Kendilerine &ccedil;ok teşekk&uuml;r ediyoruz. &Ccedil;ocuklarımız burada sabahtan akşama kadar bırakabiliyoruz. Sakarya'da otizm hi&ccedil; tanınmıyordu. Bu hastalığı halkımıza tanıtmayı ama&ccedil;lıyoruz. Ancak hastalığı tanıtma konusunda tam başarılı olamadık. Otizme ne kadar erken tanı koyarsak, eğitime ne kadar erken başlarsak, &ccedil;ocuklar i&ccedil;in daha iyi oluyor.&quot;&nbsp;</font></font></font>
Bunu Aşmaya Çalıştık

İlk başta çocuğunu iyileştirebileceğini düşündüğünü anlatan Sevim Balıklıkaya da, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama daha sonra
umutlarım yıkıldı. Ömür boyu hastalığı olduğunu öğrendim çocuğumun. Doktorlar, çocuğa nasıl yaklaşmamız gerektiğini öğretti. Gece uyuyamıyordu, bunu aşmaya çalıştık. Eğitimle kendi kendine yetmesini öğrenmesini sağladık."
<font size="2"><font face="Arial"><font color="#333399"><strong><font color="#000000">Bunu Aşmaya &Ccedil;alıştık</font></strong><br /></font><br />İlk başta &ccedil;ocuğunu iyileştirebileceğini d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; anlatan Sevim Balıklıkaya da, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;: </font></font><font face="Arial" size="2" color="#333399">&quot;Ama daha sonra<br />umutlarım yıkıldı. &Ouml;m&uuml;r boyu hastalığı olduğunu &ouml;ğrendim &ccedil;ocuğumun. Doktorlar, &ccedil;ocuğa nasıl yaklaşmamız gerektiğini &ouml;ğretti. Gece uyuyamıyordu, bunu aşmaya &ccedil;alıştık. Eğitimle kendi kendine yetmesini &ouml;ğrenmesini sağladık.&quot;</font>
Yaşıtlarından Geridir

Rehabilitasyon Merkezi Müdürü çocuk gelişim uzmanı Ödnü Başoğlu da, erken teşhisin çok önemli olduğunu belirterek şunları söyledi:  "Çocuğu gözlemleyip, diğer çocuklardan farklılıklarını fark etmek gerekiyor. Erkek çocuk arabayla oynarken, otistik çocuk tekerlekle oynamayı tercih eder. Yuvarlakları döndürür. Nesneleri üst üste koymak yerine yan yana dizer. İletişim kurmaz, ismiyle hitap edilince bakmaz. Davranış bozuklukları gösterir. Elini ısırmak, kafasını yere vurmak gibi hareketler yapar. Geceleri uyumaz. Her alanda yaşıtlarından geridir."

Bu Çocuklar Toplumdan Kopuk Değil

Otistik çocukların yaşıtları gibi gelişim göstermeyen çocuklar olduğunu anlatan Başoğlu, şöyle konuştu: "Biz yaygın gelişimsel bozukluk eğitimi veriyoruz. Biz burada zihinsel engelliler ve otizmle ilgileniyoruz. Yaş haddimiz yok. Milli Eğitim Bakanlığı yaş haddi koysa da bu programda yaş haddi yok. Bizim 35 yaşında öğrencimiz var, iki yaşında da öğrencimiz var. Birebir ve grup eğitimi veriyoruz. Gelen çocuğumuzun performansını alıyoruz. Eksileri daima artı yapmaya çalışıyoruz. Mesela çocuk kalem tutamıyorsa, kalem tutturmaya çalışıyoruz. Daha kaşığı tutturamıyorsa önce kaşığı tutturuyoruz. Eğitim baştan aşağı yakından uzağa içten dışa doğru geliştiriyoruz. Önce bakması lazım, vücut organlarını tanıması lazım, isminin hitap edilmesiyle tanıması lazım, seslere duyarlı olması lazım. Bazı çocuklar zamanında sıkı bir özel eğitim alsaydı, bugünkü durumlarından çok daha farklı olurdu. Çünkü zeka geriliği yok. Bazıları zeki oluyor. İlköğretim okulunda okuyan bir öğrencimiz seviye tespit sınavında okul birincisi oldu. Üç tane öğrencimiz var. Bunlar okula gidiyor. Otistik toplumdan kopuk çocuk değil."
<font color="#000000"><font size="2"><font face="Arial"><strong>Yaşıtlarından Geridir</strong><br /><br /></font></font></font><font face="Arial" size="2">Rehabilitasyon Merkezi M&uuml;d&uuml;r&uuml; &ccedil;ocuk gelişim uzmanı &Ouml;dn&uuml; Başoğlu da, erken teşhisin &ccedil;ok &ouml;nemli olduğunu belirterek şunları s&ouml;yledi:&nbsp; <font color="#333399">&quot;&Ccedil;ocuğu g&ouml;zlemleyip, diğer &ccedil;ocuklardan farklılıklarını fark etmek gerekiyor. Erkek &ccedil;ocuk arabayla oynarken, otistik &ccedil;ocuk tekerlekle oynamayı tercih eder. Yuvarlakları d&ouml;nd&uuml;r&uuml;r. Nesneleri &uuml;st &uuml;ste koymak yerine yan yana dizer. İletişim kurmaz, ismiyle hitap edilince bakmaz. Davranış bozuklukları g&ouml;sterir. Elini ısırmak, kafasını yere vurmak gibi hareketler yapar. Geceleri uyumaz. Her alanda yaşıtlarından geridir.&quot;</font><br /><br /><strong>Bu &Ccedil;ocuklar Toplumdan Kopuk Değil</strong><br /><br />Otistik &ccedil;ocukların yaşıtları gibi gelişim g&ouml;stermeyen &ccedil;ocuklar olduğunu anlatan Başoğlu, ş&ouml;yle konuştu:<font color="#333399"> &quot;Biz yaygın gelişimsel bozukluk eğitimi veriyoruz. Biz burada zihinsel engelliler ve otizmle ilgileniyoruz. Yaş haddimiz yok. Milli Eğitim Bakanlığı yaş haddi koysa da bu programda yaş haddi yok. Bizim 35 yaşında &ouml;ğrencimiz var, iki yaşında da &ouml;ğrencimiz var. Birebir ve grup eğitimi veriyoruz. Gelen &ccedil;ocuğumuzun performansını alıyoruz. Eksileri daima artı yapmaya &ccedil;alışıyoruz. Mesela &ccedil;ocuk kalem tutamıyorsa, kalem tutturmaya &ccedil;alışıyoruz. Daha kaşığı tutturamıyorsa &ouml;nce kaşığı tutturuyoruz. Eğitim baştan aşağı yakından uzağa i&ccedil;ten dışa doğru geliştiriyoruz. &Ouml;nce bakması lazım, v&uuml;cut organlarını tanıması lazım, isminin hitap edilmesiyle tanıması lazım, seslere duyarlı olması lazım. Bazı &ccedil;ocuklar zamanında sıkı bir &ouml;zel eğitim alsaydı, bug&uuml;nk&uuml; durumlarından &ccedil;ok daha farklı olurdu. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; zeka geriliği yok. Bazıları zeki oluyor. İlk&ouml;ğretim okulunda okuyan bir &ouml;ğrencimiz seviye tespit sınavında okul birincisi oldu. &Uuml;&ccedil; tane &ouml;ğrencimiz var. Bunlar okula gidiyor. Otistik toplumdan kopuk &ccedil;ocuk değil.&quot;</font> </font>
15 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]
3c369bcd53853b869f9c4316f70060d3@