14 Şubat Sevgililer gününde ancak sevgisizliğin kol gezdiği ülkemizde 20 yaşında, henüz hayatının baharında, ileriye dönük hayalleriyle üniversitede okuyan genç bir kadını toprağa verdik.
İnsanlıktan nasibini almamış üç kişi tarafından hunharca, vahşice katledildi, yaşam hakkı elinden alındı. Bu vahşeti yapan üç kişi yasaların ön gördüğü en ağır cezayı da alsalar, aldıkları bu ceza asla vicdanları tatmin etmeye yeterli olmayacaktır. Peki sadece bu caniliği gerçekleştiren üç kişi mi sorumlu ve suçlu??
Evinden çıkıp, okuluna, işine giden bir kadının akşam evine dönememesi, evine cansız bedeninin gitmesinin suçluları; kadını eve tıkmak isteyen, kadının sosyal hayatın içinde olmasını istemeyen, kadını sadece cinsel bir obje olarak görmekten öteye gitmeyen zihniyettir. Suçlu olan; katledilen kadının davranışlarında falso arayan, yargılayan söylemlerdir. Suçlu olan; yaşanan bunca acı olaydan ders çıkartmayan, gerekli önlemleri almayan, yetkililerdir. Suçlu olan; 2-3 gün ah vah edip sonra herşeyi unutan, balık hafızalı toplumdur. Hep son olmasını istediğimiz ama maalesef bir türlü sonu gelmeyen ve yeni kurbanların giderek arttığı bu cinayetleri unutmamalı ve unutturmamalıyız.
Sakarya Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak tüm kadınları, utanmadan yaşadıkları tacizleri, mücadele etmek zorunda kaldıkları cinsiyetçi anları anlatmaya davet ediyoruz. Anlatılsın ki, bunları gerçekleştirenlerin yanına kalmasın ve toplum nazarında deşifre olsunlar. Anlatılsın ki vahşice öldürülen kadınlarımız unutulmasın ve bundan sonra bu acılarla karşı karşıya kalmayalım.