TSK bünyesinde hazırlandığı iddia edilen “Balyoz Darbe Planı” ve Anayasa Mahkemesi'nin askere sivil yargı yolunu kapatan kararı, Türkiye’nin bir çok İli ile eş zamanlı olarak Sakarya’da da protesto edildi.
Özgür-Der’in çağrısıyla Türkiye’nin bir çok İlinde "Cuntanın Balyozu Kırılsın!, Genelkurmay’dan Hesap Sorulsun!" üst başlığıyla gerçekleştirilen protesto eylemlerinin birisi de, Özgür-Der Sakarya Şubesi’nin girişimi ve duyarlı insanların katılımıyla Adapazarı Gar Meydanı’nda gerçekleştirildi.
Özgür-Der Sakarya Şubesi adına basın açıklamasını okuyan Ömer Sevim, gündeme bomba gibi düşen "Balyoz" darbe planına ilişkin olarak kamuoyundaki tepkilerin yetersizliğini şu sözlerle ifade etti: “Taraf gazetesinin yayınlarıyla ortaya çıkan "Balyoz" darbe planı Türkiye'de militarizmin vahşi niteliğini bir kez daha ve en açık boyutlarıyla ortaya koymaktadır. Bugüne kadar ortaya çıkan darbe planları karşısında gösterilen "Şaşkınlık içerisindeyim! Bu kadar da olmaz! Yok artık! Vay canına!" tepkileri dahi, Balyoz darbe planının detayları incelendiğinde yetersiz kalmaktadır.”
Sevim, açıklamanın sonraki bölümlerinde EMASYA protokolü yürürlükteyken darbeci zihniyetin ve darbe heveslilerinin tasfiye edilmesinin mümkün olmadığını belirtirken, Genelkurmay’ın bugüne kadar gündeme gelen delilleriyle sabit birçok cunta girişimini örtme tavrını şu sözlerle protesto etti: “Camilere bomba koyarak Olağan Üstü Hal ve Darbe yolunu açmayı planlayan bir gözü dönmüşlük içeren Balyoz darbe planlarıyla ilgili olarak Genelkurmay'ın örtme tavrı kamuoyunu asla tatmin edemez. Artık bıkkınlık veren "TSK'ya karşı asimetrik savaş yürütülüyor!" retoriğine sığınma saçmalığı durumu kurtaramaz. "TSK'nın her kademesinde böyle planlar, oyunlar vardır!" masalının müşterisi kalmamıştır. 29'u general 162 subayın katıldığı darbe toplantılarıyla ilgili olarak Genelkurmay'ın yaptığı açıklamalar Balyoz Darbe Planı'nın TSK'nın bütünü tarafından desteklendiğini, organize edildiğini ve icra edilmek istendiğini göstermektedir.”
Militarist zihniyetle hesaplaşmadan ordunun darbeci eğilimlerini terk etmeyeceğini, Hükümet’in artık anlaması gerektiğini belirten Sevim, Hükümetin yapması gerekenleri şu sözlerle açıkladı: ““Ankara’nın tünellerine girmedik girmeyeceğiz” diyen Başbakan ve Hükümet’te üzerine düşeni yapmalı ve uyum içerisindeyiz edebiyatlarını bırakmalıdır. Militarist zihniyetle köklü bir hesaplaşma içine girmeden ordunun darbeci eğilimlerini terk etmeyeceğini Sarıkız, Yakamoz, Eldiven, Ayışığı, Kafes ve şimdi de Balyoz darbe planları açıkça göstermektedir.”
Açıklama Müslümanlara şu sözlerle seslenilerek sona erdi: “Bugünden tezi yok sağcı sığınmacı ve muhafazakar tutum ve söylemler hemen terk edilmelidir. Hak ve özgürlükler ilgili tüm talepler müdahaneci ve ricacı bir anlayışla değil, onur ve vakar ile gündemleştirilmeli ve bunun için mücadele edilmelidir. Kazanılan tüm haklar kimsenin lütfu olmamalı, gösterilen eylemlilik ve direnişin haklı kazanımları olmalıdır. Başkalarının takdim ettiği hakların bir gün gelip tekrar geri alınabileceği bilinmelidir.”
Basın açıklamasında "Cuntanın Balyozu Kırılsın! Genelkurmay'dan Hesap Sorulsun!" pankartını açan katılımcılar, "Vesayet Senaryolarının Dayanağı: Emasya Protokolü İptal Edilsin!", "Anayasa Mahkemesi Militarizmin Hukuk Bürosu Mu?", "Kemalist Zihniyetle Hesaplaşmadan Darbe Planları Bitmez!", "Balyozcu-Kafesçi Paşalardan Hesap Sorulsun!", "İç Hizmet Kanunu 35.Madde Kaldırılsın!", "Genelkurmay Kanlı 'Oyun'lara Son Ver!" ve "Neden Herkese Aynı, Askere Ayrı Yargı?" vb. dövizler taşıdılar. Açıklama boyunca “Balyozcu Paşalar Yargılansın!”, “Balyoza Karşı Omuz Omuza”, “Uyan Diren Özgürleş” ve “Tevhid Adalet Özgürlük” sloganları atıldı.