Hendek’teki havai fişek fabrikasında yaşanan ve 7 kişinin hayatını kaybettiği patlamanın sanığı Yaşar Coşkun’un avukatı, patlamada yaşamını yitiren Halis Yılmaz’ın babası Muammer Yılmaz hakkında açtığı davada, Yılmaz’a 7 bin 280 lira para cezası verildi
Hendek ilçesindeki havai fişek fabrikasında 3 Temmuz 2020 tarihinde meydana gelen patlamada 7 kişi hayatını kaybetmiş, 126 kişi de yaralandı. Yaşanan faciaya ilişkin açılan davada mahkeme; iş güvenliği uzmanı Aslı Bozkurt’a, sorumlu personel Ahmet Çağrıcı'ya, genel ustabaşı Erşan Öztürk’e, fabrika sorumlu müdürü Asiye Angın’a “bilinçli ve taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 6 yıl 8’er ay, genel ustabaşı Hasan Ali Velioğlu’na 12 yıl 6 ay, fabrika sahipleri Yaşar Coşkun ve Ali Rıza Ergenç Coşkun’a ise 16 yıl 3’er ay hapis cezası verilmesine karar vermişti.
Patlamada yaşamını yitiren Halis Yılmaz’ın babası Muammer Yılmaz hakkında, sanık Yaşar Coşkun’un yeğeni ve avukatı olan Avukat Abdullah Tekneci “duruşmalardaki hal ve hareketleri” gerekçesi ile şikayette bulundu.
Şikayet üzerine açılan davada ilk duruşma bugün Ferizli Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Görülen davada Muammer Yılmaz’a kamu görevlisine hakaretten 7 bin 280 lira para cezası verildi. Yılmaz ve avukatı karara itiraz edeceklerini belirtti.
‘ETTİKLERİ HAKARETİ KENDİLERİNE ÇEVİRDİLER’
Yılmaz, “10 Haziran 2021 yılındaki duruşmada yalan beyanda bulunan tanıklardan birine tepki gösterdim. Onlar da bana tepki gösterdiler. Bana hakaret içeren cümleler kullandılar. Bizlere, ‘PKK’li, provakatör’ gibi ithamlarda bulundular. Bizim ölenlerimizi maddi değer konusu yaptılar. Fiyat belirlemeye çalıştılar resmen. ‘Burada 7 kişi öldü ama 250 kişi var çalışan. Aileleriyle beraber 750 kişi yapar 7 kişi için 750 kişiyi mağdur etmeyin’ dediler. 2021’in Aralık ayındaki duruşmada yüzüm mahkeme heyetine dönük şekilde bunları anlatmaya çalıştım. Bize karşı ettikleri hakaretleri mahkeme heyetine anlatmaya çalışırken cümleyi tersine çevirerek ‘bize böyle dedi’, dediler” dedi.
Haklarını arayacaklarını belirten Yılmaz, “Yargı benim hakkımda böyle bir kararı jet hızıyla verebiliyorsa, mahkeme salonunda bir avukatın kamu görevlisi olarak kabul ederek hakkını koruyabiliyorsa bizim duruşmalarda bu fabrikaya usülsüz ruhsat veren de kamu görevlileri. Usülsüz denetim yapan ve görevini yapmayan kamu görevlileri hakkında mahkeme suç duyurusunda bile bulunmadı” dedi.
Yılmaz sözlerini şu şekilde noktaladı: “Bu üstünlerin hukuku mu yoksa gerçekten istediğimiz hukukun üstünlüğü mü olacak? Ben bu davayı ömrümün yettiği sürece takip edeceğim. Kamu kendini korumaya alıyor. Senin devlet memurun yapmadıysa görevini, çeksin cezasını. Niye bizler çekelim?” ifadelerini kullandı.