Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından düzenlenen 'Kültür Dünyamızda Hz. Muhammed' adlı uluslararası sempozyum Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen açılış programıyla başladı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'nun da katıldığı sempozyumun açılışında konuşan SAÜ Rektörü Mehmet Durman, "Yarın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve aynı zamanda mevlit kandili, yani Hz. Muhammed'in doğum günüdür. Sempozyumun böylesi güzel bir gün ile çakışması, bu sempozyumu bizler açısından daha da anlamlı kılmaktadır. Antik çağlardan beri çeşitli inanışların ve filozofların kadın ve kadın-erkek münasebetleri hususunda önemle durdukları bilinmektedir. Başta Aristo olmak üzere filozoflar genellikle kadını küçümseyen ve kadınlar tarafından kabulü mümkün olmayan görüşler ileri sürmüşlerdir. Semavi ve beşeri inanışların kadın konusundaki yaklaşımları ise çok farklı ve zaman zaman çelişkilidir. İnsanlık tarihi boyunca zengin bir tecrübe ve birikimden sonra gelen İslam'ın ve Hz. Peygamber'in kadına bakışı, bu konuda ortaya koyduğu ilkeler ve bizzat kendisinin Müslüman ve diğer kadınlara karşı yaklaşımı değerlendirilecek olursa kadın hakları konusunda nasıl bir iyileştirme gerçekleştirdiği anlaşılacaktır. Peygamberimiz pazarda mal olarak alınıp satılan kadını bu durumdan kurtarmak, kız çocuğu olduğundan utancından toplum içerisine çıkamayacak bir anlayışa sahip olan bir toplumu bu anlayıştan uzaklaştırmak için büyük mücadele vermiş, kız çocuğu olup da onları iyi bir şekilde yetiştiren, eğitimini aldırır hayata hazırlayan anne-baba için cennet kapılarının açık olduğunu söylemiştir. Cennet annelerin ayakları altındadır sözüyle kadının değerini yükseğe çıkarmıştır. Kime itaat edeyim diye soran bir kişiye annene diye cevap vermiş ve bunu üç kere tekrarladıktan sonra babana demiştir" dedi.
Kadın Şeref, Sosyal Statü Kazanmıştır
Durman, "Hz. Peygamber'in ortaya koyduğu ilkelerle kadın vakar, şeref ve sosyal statü kazanmıştır. Bu sayede kadının medeni, sosyal, iktisadi ve hukuk hakları garanti altına alınmış, evlat, eş ve anne olarak statüsü yükseltilerek erkeğin sahip olduğu birçok hak ve imtiyazlar verilmiştir. Doğu toplumundaki Müslüman kadınların geri kalmış, cahil, kişilik hakları olmayan bir grup olarak görülmesinde sorumlu olan İslam değil, bir takım iktisadi, siyasi içtimai ve psikolojik şartlardır. Peygamberimizden sonra sosyal, kültürel çevre ve siyasi şartların tesiri ile ataerkil aile anlayışı ve kadın haklarını kısıtlayan yaklaşımlar, kadınların konumunda gerilemeye neden olmuştur. Hz. Muhammed döneminde kadınların şahsiyet sahibi olduğu, haklarının farkında oldukları ve bilinçli bir şekilde savundukları görülmektedir. Erkek egemenliği altında ezilen, pasif, ikincil statüye sahip Müslüman kadın portresinin zaman içinde gelişen Müslümanların tatbikatlarının ve Batılılarının geliştirdiği klişelerin tezahürü olduğu söylenmelidir" diye konuştu.
Hz. Peygamber, Yararlı Olmayı Yaşayarak Öğretmiştir
Sakarya Valisi Hüseyin Atak ise, "Yüce Allah insanı insan yapan bütün değerleri ve erdemleri kendisinde topladığı Hz. Muhammed'i son peygamber olarak göndermiştir. Hz. Peygamber, hayatı boyunca yüce yaratıcıya iman edip onu içtenlikle sevmeyi ona bağlanarak ibadetlerle hatalarımızı anlamlı kılmayı, dürüstlüğü, emaneti korumayı, insan haklarına uymayı ve saygıyı zayıf ve muhtaçlara yardım etmeyi, yetim ve kimsesizlere kol kanat germeyi herkesin ve her şeyin hakkını gözetmeyi, iyilikle yarışmayı, yararlı olmayı yaşayarak öğretmiştir" dedi.
Peygamber Allah'ın Elçisidir
Hz. Muhammed'i anlatan sempozyumun düzenlemesinin çok önemli olduğunu belirten Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu da, "Hz. Muhammed sizden herhangi biriniz değildir. Abdullah'ın oğlu Kasım'ın babası öyle değildir. O Allah'ın resulüdür. O son peygamberdir. Fark burada onun getirdiği ilahi kelamdır. Sadece güzel bir söz olarak onu anlayamayız. Onun için Batılılar, Hz. Peygamberimizi anlamadılar. Dahi dediler, kurtarıcı dediler, büyük insan dediler, insani birçok vasıfla anlatılar. Ama onların hiçbiri peygamberi ifade edemez. Peygamber Allah'ın elçisidir, Allah'ın resulüdür ve resullerin sonuncusudur. Kur'an'ı getiren resuldür. O kelamı bize açıklayan ona örnek olan bir resuldür" dedi.
Peygamber Sevgisi Müslümanları Toparlayan Etkendir
Bardakoğlu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Hep onun sevgisi, onu tanıma, onu bilme çabası içerisinde İslam medeniyeti yoğruldu. İlk günden itibaren kasideler, naatlar söylendi. Peygamberimiz sevme ve bilme İslam toplumunun temel özelliğidir. Sadece bilme değil, sadece sevmek değil. Dikkat ederseniz İslam toplumunun Hz. Peygamber telakisini Batılılar hiç anlayamadı. Hep Hıristiyanların Hz. İsa telakkisi çerçevesinde anlamaya çalıştı. Öyle olduğu içinde bir karikatür krizi oldu. İfade özgürlüğü dediler ama İslam dünyası 7'siden 70'ine ayağa kalktı. Hiç ummadığımız insanlar ummadığımız tepkiler verdi. Bu tür tepkiler İslam toplumunda peygamberi sevgisi altında toparlanmaya birleşmeye dahi yol açtı. Yani peygamber sevgisi Müslümanları toparlayan en temel etkendir. Her olumlu ya da olumsuz gelişmede bu toparlanmayı görüyoruz."
Bardakoğlu, yarın kutlanacak Mevlit Kandili'nin de Hz. Peygamberi sevgisini canlı tutmada önemli işlev gördüğünü de söyledi. Açılışının gerçekleştiği sempozyumda çok sayıda yerli ve yabancı Hz. Muhammed konulu bildiri yayımlayacak.