Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu 541. Hafta açıklamasında Davos’nun zengin bir azınlığın insanlığı her gün daha fazla yoksullaştırdığı küresel kapitalizmin zirvesi olduğuna dikkat çekti. Açıklamada mültecileri mağdur edecek davranışlardan sakınılması çağrısı da yapıldı.
Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu 541. Hafta açıklamasında Davos Zirvesi’ni, sosyal adaletsizlikleri, Suriye krizini ve başta mültecilik olmak üzere sebep olduğu insani sorunları gündemine aldı. Platform adına Diriliş Saati Dergisi’nden Muhammed Emin Duman’ın okuduğu açıklamada “Küresel kapitalizmin sermayedarları, entelektüelleri ve siyasetçileri Davos'ta toplandı. Davos buluşmasını Siyonizm'in ve küresel kapitalizmin sorunlarına çözüm aradığı gizemli toplantılar olarak nitelendiren İslami ve sol kesime mensup birçok şahsiyetin son yıllarda Davos yollarına düşmesini çok manidar buluyoruz… Uluslararası yardım kuruluşu Oxfam'ın raporuna göre dünyanın en zengin 62 kişisinin serveti dünya nüfusunun yarısı olan 3,6 milyar insanın toplam servetine denk geliyor. Dünyada gelir dağılımının ne denli adaletsiz olduğu bu rakamlarla bir kez daha ortaya çıkıyor. Küresel kapitalizmin insanlığı getirdiği nokta açıkça ortadadır. Küresel kapitalizm ile yüzleşmeden kalkınma edebiyatı yapan siyasetçilerimiz ve aydınlarımızın nasıl bir yanılgı içinde oldukları da aşikar.” ifadeleriyle, uygulanan ekonomi politikaları eleştirildi.
Kıyıya vuran mülteci cesetleri
Platformun 541. hafta açıklamasında Suriye ve Libya krizlerinin can güvenliğini tehdit ettiği milyonlarca insanın Avrupa’ya sığınma yolunda her gün hayatlarını kaybettiğine vurgu yapılırken, sığınmacılara yönelik bazı yanlış davranışlar da eleştirildi. Konuyla ilgili “Mülteci krizi olanca yakıcılığı ile devam ediyor. Türkiye ve Yunanistan deniz sahasında batan mülteci botları ve kıyıya vuran mülteci cesetleri ile ilgili haberler hemen her gün gazete ve televizyonlarda yer buluyor. Diğer tarafta ülkemizde yaşam mücadelesi veren, barınma ve iş problemlerini çözmeye çalışan milyonlarca mülteci... Suriye ve Iraklı mülteciler konusunda halkımızın duyarlılığı Batılı ülkelere örnek olacak cinsten... Ancak zaman zaman bize yakışmayan bazı hataların da yapıldığını vurgulamak istiyoruz.” denilen açıklamada “Mültecilere evlerini kiralayanların bu insanların mağduriyetlerini dikkate almaları, talep fazlalığını bahane ederek kira bedellerini normalin üstüne çıkarmamaları bir insani ve İslami bir sorumluluktur. Çalışan mültecilere haklarının tam olarak ödenmesi ve emeklerinin sömürülmemesi de önemli sorumluluklarımızdan.” vurgusu yapıldı.
Suriye sorununun barış müzakereleri ile çözüme ulaştırılması çağrısı yapılan açıklamada “Viyana müzakerelerinin devam etmesi ve Suriye'de barışın tesisi milyonlarca mültecinin yegane umududur. Türkiye dahil, Viyana müzakerelerinde taraf olan ülkelerin birtakım kırmızı çizgiler oluşturarak barış görüşmelerini tıkaması büyük bir vebaldir. Suriye'de savaşı tetiklemeye devam etmek milyonlarca mülteciye ihanettir. Suriye'de sürekli kırmızı çizgiler koyarak barışı engellemek Ege Denizi'nde daha fazla mültecinin boğulmasının önünü açmak demektir. Bölgemizdeki gerilimin, iç savaşların yegane galibi Amerika ve İsrail'dir. İslam coğrafyasındaki mezhebi ve etnik fay hatlarının böylesine kırıldığı başka bir tarihi dönem bilmiyoruz. Bu depremin acilen aşılarak yaraların sarılması ve ümmet bilincinin tekrar yeşertilmesi zaruridir. Ülkemizde ve bölgemizde sorunlu alanlarda barış masasının tekrar kurulmasından başka çözüm yolu yoktur. Ülkemizde Kürt sorunu, bölgemizde Suriye, Irak, Yemen, Libya, Bahreyn gibi ülkelerdeki sorunlar için barışı öne çıkarmak amacıyla mücadele etmek hepimizin sorumluluğudur.” denildi.