Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Ali Uzun, kara ve su kuşları açısından önemli bir zenginliğe sahip olan Poyrazlar Gölü'nün su altı bitki örtüsünün tehditi altında olduğunu söyledi.
154 kuş türü tespit edilen gölde su altı bitki örtüsünün hızlı büyümesine bağlı olarak sudaki canlıların yaşam alanlarının daraldığını belirten Uzun, dibi kaplayan bitki örtüsünün gölün zamanla bataklığa ardından da karaya dönüşmesine sebep olacağını kaydetti.
SAÜ Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Ali Uzun, CİHAN muhabirine yaptığı açıklamada, 2001 yılından bu yana gölde çalışma yaptığını söyledi. Sakarya Nehri'nin yatak değiştirmesiyle oluşan gölde 154 kuş türü tespit ettiklerini ifade eden Uzun, bu oranın 60 hektarlık bir göl için önemli bir zenginlik olduğuna dikkat çekti. Gece balıkçılı ve ak balıkçılı türlerinin gölde koloni olarak ürediğini anlatan Uzun, gölün doğu kısmında bulunan longozun (su basar orman) kuş türlerine önemli bir barınak oluşturduğunu dile getirdi.
Kuş göç yolu üzerinde bulunması sebebiyle göldeki kuş türü zenginliğinin arttığını belirten Uzun, "Yaptığım çalışmada gölde 154 kuş türü tespit ettik. Bu türlerden 65'i yerli. Yılın 12 ayı gölde duruyor. 47'si sadece yaz aylarında geliyor. 36 kış göçmeni olan kuşlar. Bunlar sadece kış aylarında gölde duruyor. 6 türde transit geçer kuşlar. Bu türler de bir süre gölde kaldıktan sonra gidiyorlar. Gölde bir balıkçıl kolonisi var. Gece balıkçılı ve Küçük Ak balıkçılı dediğimiz kuşlar var. Bu türler gölde koloni olarak ürüyorlar. Gölün doğu kesimde düşük bir longoz var. Longoz küçük olmasına rağmen kuş türlerine önemli bir barınak teşkil ediyor." dedi.
Poyrazlar Gölü derinliğinin çok olmaması ve etrafında ormanlık alan olması sebebiyle kara kuşlarının da zenginliği artırdığını kaydeden Uzun, kuş türlerinin üreme yaptığı alanda gölün dolmaya başladığını vurguladı. Gölün tabanında (özellikle doğu kısmının) dip vejetasyonunun (bitki örtüsü) öbekler halinde büyük adalar oluşturduğunu anlatan Uzun, şunları söyledi: "Bu bitkiler sürekli büyüyüp gelişiyorlar. Her yıl tamamen çürümeyip gölün dibinde biriktiklerinden ve her yıl üzerlerine yenileri büyüyüp geliştiği için göl dolmaya başladı. Suyun azalmasına ve bitkilerin hızlı büyümesine bağlı olarak göl doğu bölümünden başlayarak doluyor. Doğu bölümündeki büyüme 8 yılda 2 katına çıktı. Küçük ve kapalı havza göllerinin sonu hep böyle olur. Rüzgarla toprak taşınır. Kenardan ve dipten bitkiler büyür. Zamanla dolarak önce bataklığa sonra kara parçasına dönüşürler. Göllerin evrimi böyledir. Bu doğal bu süreç."
Gölün dibindeki bitki artıklarının toplanmasının gölün dolma sürecini geciktireceğini ifade eden Uzun; "Suyun içinde bitkilerin fazla artması ve çok yer kaplaması diğer canlıların yaşam alanını kısıtlıyor. Bitkiler hızlı büyümeye bağlı olarak fazla oksijen tüketirler. Esas sıkıntılı yer burası. Fazla oksijen tükettikleri zaman suda çözülmüş oksijene ihtiyaç duyan balık türleri ve diğer canlı türlerinin ölümüne neden olurlar. Bu, üzerinde durulması gereken bir konu. Önlem olarak gölün dibindeki bitki artıklarının toplanması gerekiyor. Kayıklarla ve kepçelerle dipteki bitki artıkları toplanabilir. Bunun kuşların ve balıkların üreme döneminde yapılmaması gerekiyor. Kışın ölü sezonda yapılması gerekiyor. Bu çalışma yapılmadan önce hesaplamalar iyi yapılmalı. Gölden ne kadarlık bir bitki örtüsünün alınacağı iyi hesaplanmalı. Çünkü bitki örtüsünün alınmasıyla göldeki su seviyesi düşecektir. En yakın çözüm bu gözüküyor. Bu çalışma köylülerle birlikte yapılabilir." şeklinde konuştu.