Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Tıp Fakültesi Prof. Dr. Belma Koçer, meme kanserinin bugünkü tanı ve tedavi olanakları ile tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu, bunu için erken teşhisin önemli olduğunu söyledi.
Meme kanserinin dünyada kadınlarda en çok rastlanan kanser türü olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Belma Koçer, her 8 kadından birisinin meme kanserine yakalandığını söyledi. Meme kanseri görülme sıklığının giderek artmasına karşın, erken tanı ve yeni ilaç teknolojileri sayesinde ölüm oranlarının düştüğünü kaydetti. Meme kanserinin nedenlerinin çok çeşitli olduğunu belirten Koçer, bunları şu şekilde sıraladı: “İleri yaşlarda meme kanseri görülme sıklığı artar. Fertil çağın uzun olması, başka bir ifadeyle, adet görmeye erken başlanması ve menopoza geç girilmesi, riski arttıran diğer bir etken. Öte yandan ilk çocuk doğurma yaşı da önemli. İlk çocuğunu 30 yaşından sonra doğuran kadınlarda meme kanseri görülme oranı, 20 yaşında doğuranlara göre iki kat fazladır. Hiç çocuk doğurmayan kadınlarda da risk az da olsa artmaktadır. Sigara, alkol kullanımı, aşırı kilo meme kanserini arttıran diğer etkenler olarak sayılabilir. Ailesinde birinci derece akrabasında meme kanseri olan kadınlarda, meme kanseri riski artar. Bazı meme kanserleri de genetik geçişlidir. Meme kanseri riski yüksektir” ifadelerini kullandı.
Genel olarak tüm kanser türlerinde ve özelikle meme kanserlerinde erken teşhisin çok önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Koçer, kadınların 40 yaşından sonra düzenli olarak yılda bir kez meme muayenesinden geçmesi gerektiğini söyledi. Bunun dışında kadınların her ay kendi kendine meme muayenesi yapmasının önemine işaret eden Koçer şunları ifade etti: “Yaş ilerledikçe kanser riski artıyor. Dolayısıyla ileri yaşlarda kanserin erken teşhisi açısından meme taraması yaptırmak önem kazanıyor. Bu nedenler 20-40 yaş arasındaki kadınların her 3 yılda, 40 yaş üstü kadınların da her yıl düzenli meme muayenesi yaptırması gerekiyor. Yüksek riskli kadınların (birinci derece akrabaları meme kanseri olanlar gibi) daha sık muayene olması gerekir. Bu arada 20 yaşından sonra bütün kadınların kendi kendine meme muayenesi yapması önemli” dedi.
Meme kanserinin tedavisi ile ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Koçer, erken evrede kanserin tespit edilmesinin memenin korunmasında önemli olduğunu belirtti. Kadınların en büyük korkusunun ameliyat sonrası memesiz kalmak olduğunu ifade eden Koçer “Kadınları hastalık tanısı değil, memelerinin yokluğu psikolojik olarak çökertiyor. Çünkü dişilik simgesini kaybettiklerinden, psikolojik olarak yetersizlik duygusu içinde hissediyorlar” diye konuştu. “Hiçbir yöntem hastanın kendi memesinden daha iyi değildir” diyen Koçer, tedavideki en önemli hususun hastanın memesinin korunması olduğuna işaret etti. Prof. Dr. Belma Koçer, gelişmiş Batı ülkelerinde operasyonların büyük kısmının koruyucu yöntemler olduğunu dikkat çekerek “Amerika ve Avrupa’da ameliyatların yaklaşık yüzde 30’u memenin alınması, yüzde 70’i meme koruyucu. Bizde ise tam tersi yaklaşık yüzde 70 meme alınması, yüzde 30 meme koruyucu” ifadelerini kullandı.
Koçer sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun için hastalığı erken evrede tespit etmek önemli. Kanserli doku erken evrede tespit edilirse, sadece kitleyi almak, koltuk altı lenf nodlarını sadece örneklemek ve memeyi koruma şansı yüksek oluyor. Eğer hastanın memesini koruyamıyorsak o zaman protez veya kendi dokusu ile meme oluşturabiliyoruz. Küçük ve orta büyüklükteki memeye, memenin içini boşalttıktan sonra göğüs kaslarının altına protez koyarak meme yapabiliyoruz. Bunu ameliyat sırasında veya hastanın memesini aldıktan medikal tedavisi tamamlandıktan sonra yapıyoruz. Orta büyük boyuttaki memelere hastanın kendi sırt kas dokusundan veya karın kas dokusundan meme yapılabilir. Bu ameliyatı meme konusunda uzmanlaşmış cerrahlar veya plastik cerrahlar yapabiliyor” dedi.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Tıp Fakültesi’nde meme cerrahisi konusunda yetkin bir hizmet verildiğini kaydeden Koçer, Sakarya’da meme kanserine yakalanan kadınların ileri evrelerde hastaneye başvurduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Belma Koçer, kadınların düzenli meme kontrollerine yapmaları ve özellikle ileri yaşlarda muhakkak meme konusunda uzman bir hekime başvurmaları gerektiği uyarısında bulundu.