Sakarya Barosu, Adliye Binası önünde yaptığı basın açıklamasında avukatların yoğun katılımı ile bir kez daha darbe teşebbüsünü lanetledi.
Sakarya Barosu Başkanı Av. Zafer Kazan, Başkan Yrd. Av. Yeliz Aydın, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Avukatların yoğun katılımı ile adliye önünde gerçekleştirilen darbe karşıtı basın açıklamasında tekrar hukukun üstünlüğüne vurgu yapıldı.
Başkan Kazan,Yönetim Kurulu adına yapmış olduğu basın açıklamasına darbe teşebbüsü sırasında bu kalkışmaya karşı koyarken şehit olmuş vatandaşlarımızı anarak başladı. Kazan, Sakarya Barosu olarak şehit ailelerine ve gazilerimize hukuki destek sağladıklarını, olaylar sırasında mağdur olan vatandaşlarımızın da her zaman yanlarında olduklarını sözlerine ekledi.
ADALETİN TECELLİSİ İÇİN
Sakarya Barosu olarak Atatürk ilke ve devrimlerine, demokrasiye, milli egemenliğe dayalı parlamenter sisteme sonuna kadar bağlı olduklarını ve her türlü darbeye karşı olduklarını ifade eden Başkan Kazan, ülke olarak çok zor günler geçirdiğimizi belirterek, bu sıkıntılı süreçte hukuka her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğunu ve hep birlikte evrensel hukuk değerlerinden vazgeçmeden, toplum vicdanını yaralamadan, milletin adalete olan inancını sarsmadan adaletin tecellisi için çalışmamız gerektiğini söyledi.
HUKUK DEVLETİ
Demokratik hukuk devleti olarak yargılamaların şeffaf olması gerekliliğine vurgu yapılan basın açıklamasında, kişilerin savunma hakkı sonuna kadar kullanılmasının esas olduğu ve halk vicdanında en ufak şüpheye yer bırakmayacak şekilde gerçek suçluların tespit edilerek hak ettikleri cezaları almaları için tüm avukatların çok daha büyük titizlikle görevlerini yerine getirmeleri gerektiği belirtildi.
Başkan Kazan, yaşadığımız bu acı günler nedeniyle öfkeli olduğumuzu fakat bu acının ve öfkenin bizi ele geçirmesine, hukuk devletinden ve adil yargılanma hakkından uzağa düşürmesine izin vermeden hain çetenin temizlenmesi gerektiğine vurgu yaptı.
HAİN ÇETEYİ SEVİNDİRMEYELİM
“Yapılan yargılamalarda suçluların arasına masum tek bir insanın karıştırılması, delil olmadan bir tek gün bile bir kişinin gözaltına alınması en çok devlet içerisine çöreklenmiş bu hain çetenin, bu milletin canına kast etmiş kalleş teröristlerin, çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmamızı istemeyen mihrakların işine yarayacaktır. Bu duruma asla fırsat vermemeliyiz.” şeklinde konuştu.
CESUR HALKIMIZ
Tehlikeyi fark ettiği anda tankların karşısında durabilen bu cesur, yüce milletin barış ve huzur içinde yaşamayı fazlasıyla hak ettiğini dile getiren Başkan Kazan geçmişte yapılan hatalarda ders alınarak, ayrışmaktan, kutuplaşmaktan ve aramıza serpilen kin ve nefret tohumlarından kurtulmamız gerektiğini belirttiği konuşmasına birlik beraberlik mesajı ile son verdi.
Sakarya Barosu adına Baro Başkanı Av. Zafer Kazan’ın yapmış olduğu basın açıklamasının tam metni şu şekilde:
ŞEHİT YAKINLARI VE GAZİLERİMİZİN YANINDAYIZ
Ülkemiz, adına kalkışma denilen şimdiye kadar eşi benzeri görülmemiş bir hainlikle karşı karşıya kalmış ve büyük bir terör saldırısı yaşamıştır. Bu saldırı ülkemizi derinden yaralamış ve insanlarımıza tamiri zor bir travma yaşatmıştır.
Öncelikle bu hain kalkışmaya karşı koyarken hayatını kaybeden şehitlerimize Allahtan rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum. Baromuz tüm şehit ailelerimizin ve gazilerimizin yanındadır, onlara ihtiyaç duydukları her türlü hukuki hizmeti,gönüllü olarak vermektedir ve vermeye devam edecektir. Bu itibarla olaylar sırasında mağdur olan kardeşlerimizin her zaman destekçisi olduğumuzu ve olmaya devam edeceğimizi bugün buradan bir kez daha tekrar ediyorum.
HAİN FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜ
Bizler Sakarya Barosu olarak; Atatürk ilke ve devrimlerine, demokrasiye, milli egemenliğe dayalı parlamenter sisteme, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile belirlenen
Anayasal sisteme, laik-demokratik Cumhuriyete sonuna kadar bağlı, her türlü darbe ve darbe girişiminin karşısındayız.
Millet egemenliğinin vücut bulduğu ülkemizin kalbi olan TBMM ye yapılan hain saldırının izlerini Türkiye Barolar birliği ve tüm Barolar ile yapmış olduğumuz geçmiş olsun ziyaretinde acı içinde gördük. TBMM de ki ağır tahribata bizzat şahit olduk. Sadece meclis binamız değil demokrasimiz, bağımsızlığımız egemenliğimiz, kısaca kalbimiz ve ruhumuz yara almıştır. Bunu yapan hain fetö terör örgütünü Türk Milleti sonsuza değin lanet ile anacaktır.
MİNNETLE ANIYORUZ
Sakarya Barosu olarak Hukukun üstünlüğünü, Anayasal düzenin gerekliliğini, parlementer sisteme olan inancımızı, hemen hemen her platformda dile getirdik. Bu gün demokratik sisteme karşı yapılan bu hain girişim; hukukun üstünlüğüne olanbağlılığın, kuvvetler ayrılığının, bağımsız yargıya olan ihtiyacın, tüm yetkilerin anayasaya bağlı olarak kullanılmasının, ifade özgürlüğü ve insan haklarının ne denli önemli olduğunu bir kez daha açıkça göstermiştir. Yediden yetmişe her vatandaşımız bu kavramların önemini yeniden kavramış ve Türk milletine yakışır bir şekilde inançla sahip çıkmıştır. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyen büyük deha Atatürk’ün emanetine ve millet egemenliğine sahip çıkan, tankların karşısına cesaretle duran,güzel vatanımızda egemenliğin kimde olduğunu tüm dünyaya gösteren kahraman milletimize şükranlarımızı sunuyor, bu uğurda hayatını kaybeden şehitlerimizi yine saygı ve minnetle anıyoruz.
BEDELİNİ ÖDEYECEKLER
Bu süreçte halkımız üzerine düşeni yapmış demokrasimize yapılan bu hain girişimi başarı ile defetmiştir. Çok şükür ki Anayasamız halen yürürlüktedir ve demokrasimiz büyük bir tehlikeden kurtarılmıştır.Bu şanlı direnişe katılan halkımız şu anda sadece adalet beklemektedir.Bu millete bunları yaşatmaya reva görenlerin tamamı yaptıklarının bedelini ödemelidir ve ödeyecektir de!
Daha önce de defalarca ifade ettiğimiz gibi bu hain çetenin topluma verdiği en büyük zararlardan biri de halkın adalete olan inancını sarsmasıdır.Hep söyledik yine söylüyoruz. Hukuk herkese lazımdır.Zaman ve şartlar ne durumda olursa olsun demokrasiden hukuk devleti ilkelerinden vazgeçilmemelidir.Bu nedenle şimdiye kadar
yapılan yanlışlardan ders alınmalı,milletimizin adalete olan inancı yeniden tesis edilmeli ve toplumda açılan derin yaralar el birliği ile tamir edilmelidir.
AVUKATLARIN SORUMLULUĞU BÜYÜK
Bu zor süreçte ışığımız Atatürk ilkeleri, rehberimiz Anayasa, yöntemimiz ise hukuk devleti olmalıdır. Evet, çok zor günlerden geçiyoruz. Unutulmamalıdır ki Hukuk asıl zor zamanlarda gereklidir. Bu nedenle evrensel hukuk değerlerinden vazgeçmeden toplum vicdanını yaralamadan, milletin adalete olan inancını sarsmadan hep birlikte Adaletin tecellisi için çalışmalıyız.
Daha önce ve bugün de yaşanılanlar göstermiştir ki Yargı bağımsızlığı, Hukuk devleti ilkeleri, insan hakları, adil yargılanma hakkı, masumiyet karinesi, vazgeçilmez değerlerimiz olmalıdır. Yargılamalar şeffaf olmalı, kişilerin savunma hakkı sonuna kadar kullanılmalı, geçerli ve hukuki sebeplere dayalı iddialar dışında kişilerin Anayasamız ile teminat altına alınmış olan hakları kısıtlanmamalıdır. Avukatlar yargının kurucu unsurudur. Yargılamanın içinde avukat var ise ve görevini özgürce yapabiliyor ise; Kimsenin şüphesi olmamalıdır ki o yargılama şaibeden uzak, evrensel değerlere uygun bir şekilde yapılmış demektir. Bu nedenle bu zor dönemlerde meslektaşlarımıza büyük bir sorumluluk düşmektedir. Yapılacak olan tüm adli işlemlerde görevlerini yaparken her zamankinden daha özenli olmaları ve hukuk devleti ilkelerinden ödün vermeden çalışmaları gerekmektedir. Gerekmektedir ki hukuka ve demokrasiyecanı pahasına sahip çıkan halkın beklediği adalet güçlü bir şekilde tecelli edebilsin
ÖFKELİYİZ!
Hepimiz milletimizin yaşadığı acılar sebebi ile öfkeliyiz. Hepimiz acı içindeyiz. Fakat bu acının bizi ele geçirmesine hukuk devletinden ve adil yargılanma hakkından uzağa düşürmesine izin vermemeliyiz. İzin vermemeliyiz ki bu kara günler geçtiğinde düşlerini kurduğumuz hukuk devletine ve bağımsız yargıya kavuşabilelim. Şundan herkes emin olmalıdır. Yapılan yargılamalarda suçluların arasına masum tek bir insanın karıştırılması, delil olmadan bir tek gün bile bir kişinin gözaltına alınması en çok devlet içerisine çöreklenmiş bu hain çetenin, bu milletin canına kast etmiş kalleş teröristlerin, çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmamızı istemeyen mihrakların işine yarayacaktır. Bu duruma asla fırsat vermemeliyiz. Bu millet ölümü görüp sıtmaya razı olmaktan, yarım yamalak yürütülen demokrasilerden, senin adamın benim adamım anlayışından, ayrıştırmalardan, kaostan artık bıkmıştır. Herkesin huzur içinde
yaşadığı, demokrasinin hakim olduğu, hukuk devleti ilkelerinin tam anlamıyla işlediği, çağdaş Atatürk ilkelerine bağlı aydınlık bir Türkiye’yi bu millet hak etmektedir.
HEP BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ
Yaşananlardan herkesin payına düşen dersleri aldığını ümit ederek, aramıza serpilen kin tohumlarından uzaklaşarak, ülkemizi el birliği ile bu açmazdan çıkaracağımıza inancımız tamdır. Bu süreçte üzerimize düşen her sorumluluğu yerine getireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Tüm sorunların çözümü milli birlik ve bütünlük içinde olmakta, gerçek ve eksiksiz demokrasidedir.
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir”.Hep birlikte başaracağız. Biliyoruz ki muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızda ki asil kanda mevcuttur.