Sakarya Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi, YouTube SAÜ SESAM kanalında programlara devam ediyor. Olası depremin ekonomik ve sosyal etkilerinin tartışıldığı yeni programda moderatör SESAM Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Hakan Yavuz, konuşmacı ise SESAM Müdürü Prof. Dr. M. Çağlar Özdemir oldu.
İstatiksel olarak her 30 yılda bir tekrarlanan depremin, pandemi sürecinde gerçekleşme ihtimalinden yola çıkan konuşmacılar, deprem sonrası olası ekonomik ve sosyal sonuçların pandemi ile birlikte daha da ağır olabileceği üzerinde durdular.
Amaç, Farkındalığı Yükseltmek
Programın tedirgin etmek için değil, farkındalığı biraz daha artırmak için yapıldığını belirten M. Çağlar Özdemir, "Deprem konusu hem ülkemiz hem de özellikle Sakarya için her zaman öncelikli bir konu. Amacımız tedirgin etmek değil, farkındalığı artırmak ve akademik sorumluluğumuz olduğu için alınacak tedbirler konusunda konuşmak" ifadelerini kullandı.
Her Tedbirin Ekonomik Bir Maliyeti Var
1999 yılında gerçekleşen Marmara Depreminden yola çıkan Özdemir, "99 yılında önemli tecrübeler edindik. 2003 yılına kadar alınan tedbir ve yapılan olası deprem hazırlıkları günceldi. Ancak şimdi hem pandemi var hem de tedbirler güncelliğini yitirdi. Pandemi, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonomik ve sosyal açıdan krize neden oldu. Depremle birleşmesi halinde kaos daha büyük olacaktır" şeklinde konuştu.
Alınan her tedbirin bir maliyeti olduğunu vurgulayan Özdemir, "Devlet, şu anda pandeminin yol açtığı krize katlanabiliyor, fakat Marmara Depremi büyüklüğünde bir depremin maliyeti çok fazla gelebilir" dedi.
Sakarya İçin Özel Tedbirler Alınmalı
Sakarya'nın sanayi olarak etkin bir bölgede yer aldığına dikkat çeken Özdemir, "Sanayi olarak etkin bir bölgedeyiz. Deprem, hayatın doğal akışı ve doğanın bize getirisi, buna hazırlıklı olmak zorundayız. Son yirmi yıl içerisinde bütün Türkiye'de özellikle inşaat sektöründe konutlardaki ciddi artış, riski daha fazla artırdı. Eskisine nazaran belki daha kaliteli inşaatlarımız var ama deprem çok şiddetli bir olay. Sakarya'nın nüfusu 99 depreminde olduğundan çok daha fazla. Sanayi bölgesi açısından ülkenin lokomotif bir alanı. Dolayısıyla hem şehrin kendi iç dinamiklerinde hem de ülkenin genel yapılanması açısından bu bölgeye deprem konusunda ayrı bir ehemmiyet, tedbir ve özen gösterilmesi kanaatindeyim. Kısa süreli doğalgaz ve elektrik gibi enerjilerin kesilmesinin bile işletmeler açısından maliyeti yüksek olabilir" ifadelerini kullandı.
Eşzamanlılık Tatbikatları Yapılmalı
Deprem tatbikatlarının sürekli yapıldığını söyleyen Özdemir, "Biz böyle eşzamanlı bir depremi İzmir depreminde yaşadık. Marmara depremi büyüklüğünde bir depremin olabileceğini de hesaba katarak deprem tatbikatları sürekli yapılıyor. Ancak pandemi sürecinde gerçekleşebilir olduğu da göz önünde bulundurularak bir pandemi-deprem eşzamanlılığı tatbikatı yapılmalı" diye konuştu.