Sakarya'da Hava Kirliliği Problemi Var

Gümrükçüoğlu, CİHAN muhabirine yaptığı açıklamada, Sakarya'da ulaştırma, ısınma, endüstri ve diğer sektörlerden kaynaklanan hava kirletici emisyonların belirlenmesi ile insan sağlığı ve ekonomi üzerine etkilerinin ortaya çıkarılması amacıyla bir proje başlattıklarını kaydetti. Sakarya Hava Kalitesi Koruma ve İyileştirme (SAHAKK-İ) Projesi'nde hava kalitesinin yanı sıra hava kirliliğinin halk sağlığına etkilerinin de inceleneceğini ifade eden Gümrükçüoğlu, Sakarya Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi ile birlikte yürütülen projesinin toplam maliyetinin 552 bin YTL olduğunu vurguladı.

Projenin hava kalitesi, sağlık, ekonomi ve eğitim çalışma grupları olmak üzere dört ana gruptan oluştuğunu anlatan Gümrükçüoğlu, "Biz üniversite olarak çalışmamızı başlattık. Projenin koordinatörlüğünü Yrd. Doç. Dr. Şeref Soylu yapıyor. Projede hava kirliliği ölçümlerini yapacak olan bir ekip var. Onun yanında sağlık ekibi var. Bu ekip hava kirliliğinin sağlık üzerindeki etkilerini, belli hastalıkları arttırıp artırmadığını ve akut etkilerini araştıracak. Ekonomik grubumuz hava kirliliğinin şehre ve insanlara nasıl bir yük getirdiğini ortaya koyacak. Çalışmamız uzun soluklu olacak. Sürekli kendini yenileyecek bir çalışma olarak planladık. Projenin sonunda sorunları tespit edeceğiz ve çözüm önerilerini sunacağız. Alınması gereken tedbirleri söyleyeceğiz." dedi.

KÖMÜRÜN NEDEN OLDUĞU HAVA KİRLİLİĞİ EN ÇOK SERDİVAN KEMALPAŞA MAHALLESİ'NDE

Proje kapsamında taşıtlardan ve ısınmadan kaynaklanan hava kirliliği konusunda bir çalışma yaptıklarını ifade eden Gümrükçüoğlu, ilk tespitlerde kömürden kaynaklanan hava kirliliğinin fazla olduğunu belirlediklerini vurguladı.

Kömürün neden olduğu hava kirliliğinin en çok Serdivan ilçesi Kemalpaşa Mahallesi'nde görüldüğünü anlatan Gümrükçüoğlu, şunları söyledi: "Bazı mahallelerde belirli sokaklar seçtik. Doğalgaz kullanan mahallelerin ve sokakların sınıflandırılması yapıldı. Kim ne kadar kömür kullanıyor? Hangi mahallede doğalgaz var? Buna göre emisyonları çıkarıldı. Isınmada doğalgazdan kaynaklanan kirlilik en fazla Serdivan İstiklal Mahallesinde görüldü. Kömürden kaynaklanan kirlilik ise en fazla Kemalpaşa mahallesinde görüldü. Kömür doğalgaza göre daha fazla kirlilik yaratıyor. Kömürden kaynaklanan kirlilik belli bölgelerde yoğunlaşıyor. Bu kullanılan kömürün kalitesine göre değişiyor. Bütün şehrin doğalgaza geçmesi demek hava kirliliğini ortadan kaldırmak anlamına gelmiyor. Diğer kirletici unsurlarında önlenmesi gerekiyor. Ulaşımın yarattığı kirliliği trafiğin en yoğun olduğu caddelerde araştırdık. Sanayinin yarattığı kirlilikle ilgili çalışmaya yeni başladık."

ÇİMENTO FABRİKASI KURULURSA ADAPAZARI YAŞANMAZ HAL ALIR

Sakarya'da çok ciddi hava kirliliği probleminin bulunduğunu bildiren Gümrükçüoğlu, kirliliğin neden olduğu sağlık problemlerinin çok yavaş ortaya çıktığını belirtti.

Karaman bölgesine kurulması düşünülen çimento fabrikasının yapılması durumunda Adapazarı'nın yaşanmaz bir hal alacağını dile getiren Gümrükçüoğlu, "Çimento fabrikası için dünyanın en temiz teknolojisini bile kullansalar Adapazarı yaşanmaz bir hal alır. Çünkü bölgenin çok ciddi bir handikabı var. Adapazarı bir ova. Ovada sirkülasyonu sağlamak çok zor. Ovanın orta yerine bu şekilde bir şey yapılması bence cinayetle eş değer. Bu fabrika uzun vadede insanları etkileyecektir. Kalp hastalıkları, bronşit ve akciğer hastalıklarını artıracaktır." diye konuştu.

DOĞALGAZ ÇEVRİM SANTRALLERİ, TARIMDA REKOLTEYİ DÜŞÜRECEK

Adapazarı'ndaki doğalgaz çevrim santralinin hava kirliliği açısından sorun olduğunu anlatan Gümrükçüoğlu, doğalgaz çevrim santrallerinin atmosfere bıraktığı su buharının bölgesel iklim değişikliklerine neden olduğunu söyledi. Gümrükçüoğlu, santralden alınan azot oksidin bir süre sonra asit yağmurlarına dönüşeceği uyarısında bulundu.

Asit yağmurlarının tarımda rekolteyi düşüreceğini kaydeden Gümrükçüoğlu, şöyle konuştu: "Amacımız doğalgaz santralini kötülemek değil. Ancak bu santraller yapılırken yerleşim ve tarım alanlarından uzak yerlere kurulması gerekiyor. Doğalgaz çevrim santralinden kaynaklanan bir azot oksit gibi bir sıkıntı var. Doğalgaz çevrim santrallerinin en önemli atığı azot oksittir. Azot oksitlerin uzun vadede büyük etkileri vardır. Azot fazlalığı bir süre sonra asit yağmurlarına neden olacaktır. Asit yağışının artması bitki örtüsüne, binalara ve insanlara zarar veriyor. Kısa vadede gösterdiği etki tarımsal rekoltede ortaya çıkıyor. Tarımsal rekoltede düşüşler meydana gelecek. Bunun yanında santraller atmosfere su buharı bırakıyorlar. Su buharının kirletici bir yönü yok ama bir sera etkisi yapıyor. Buda uzun vadede bölgesel iklim değişiklikleri yani karın daha az görülmesi, nem oranının artması gibi nedenlere sebep olacaktır. Bu nedenle mevcut santrallerde salımların azaltılması için önlemler alınması gerekiyor."

TEMİZ ENERJİ KAYNAKLARI KULLANILMALI

Sakarya'nın sanayi açısından çok yoğun bir kent olduğunu ifade eden Gümrükçüoğlu, sanayide atmosfere salınan atık ısıların değerlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.

Türkiye'de temiz enerji kaynaklarının en iyi şekilde değerlendirilmediğini kaydeden Gümrükçüoğlu, "Endüstriyel tesislerin atık ısılarından yararlanılması gerekiyor. Her sanayinin bir atık ısısı var. Bunu atmosfere atıp sera etkisi oluşturulacağına şehiri ısıtabiliriz. Bu sayede kirliliği minimize etmiş olabiliriz. Bunlar saniye tesisleri kurulurken düşünülmesi gerekiyor. Her yanı fay kırığıyla dolu bir ülkede yaşıyoruz. Fay kırığının çok olması demek yer altı sıcak su kaynaklarının bol olması demek. Bu kaynaklardan yeterince faydalanmıyoruz. Türkiye'deki enerji üretimin içinde jeotermal yüzde 1'lik bile yer almıyor. Jeotermal endüstride, seraların ısıtılmasında, evlerde ve daha bir çok yerde kullanılabilir. Sadece kurulumu sırasında masrafı var, işletimi kolay. Yine elektrik üretecek güneş enerjisi tesisleri kurabiliriz. Bu kadar temiz enerji kaynağı varken biz yatırım yaparak kirletici enerjileri kullanıyoruz." şeklinde konuştu.