Sakarya'da kültür sanat etkinlikleri sürüyor

29 Mayıs Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Feridun Emecen, Yavuz Sultan Selim’in, Safevi devletine, o günlerde yeni unsurlar ortaya koyarak ekonomik ambargo uyguladığını söyledi.

Emecen, Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından Adapazarı Kültür Merkezi’nde, kültür sanat etkinlikleri kapsamında düzenlenen ‘Tarihte Bir Dönüm Noktası-Yavuz Sultan Selim’ konferansına katıldı. Yavuz Sultan Selim’in, tahta geçmeden hemen önce meydana gelen karışıklıklardan söz ederek, konferansına başlayan Prof. Emecen, Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarından Yavuz Selim dönemine kadar dini gruplar olduğunu belirtti. Yavuz döneminde, Şah İsmail’in dini grupları siyasi kalıbın içine sokmaya başlaması ile sıkıntılar başladığını ifade eden Emecen, “O zamana kadar Şii, Sünni ayrımı da söz konusu değildi. İnsanlar hangi tarikat Sünni’dir, hangisi Şii’dir çok da ilgilenmezlerdi. Örneğin, II. Bayezid her tarikata eşit bir şekilde yardımcı olurdu. 1500 yılında Şah İsmail ile birlikte siyasi ve dini kargaşanın baş gösterdiğini görüyoruz. İsyanlarla beraber bu kargaşa önemli ölçüde ilerledi. Aynı süreçte II. Bayezid döneminde Balkanlarda da bir hareketlenme görüyoruz. Şah İsmail’in bunu kullanmaya çalıştığının farkında olan Yavuz Selim, bu tehditle mücadele etmeye karar vermiştir.” diye konuştu.
Yavuz Selim’in, şehzadelik döneminde kargaşayı iyi tahlil ettiğini belirten Prof. Emecen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yavuz, kargaşanın devlet için nasıl bir tehdit oluşturduğunun bilinci içindeydi. Daha şehzadelik dönemlerinden tahta çıkacağı davranışlarından ve sözlerinden açık bir şekilde belliydi. Hatta Yavuz, bazı görüşlere göre babasının tahtına göz diken bir şehzade olarak göründü ve Yavuz, yaşamı boyunca bunun ağırlığını taşımak zorunda kaldı. Yavuz, tahta çıkarken hedeflediklerine, tahtta olduğu süre içerisinde ulaştı. Hedeflerinden birincisi tahtını sağlama almak, ikincisi ise devleti için büyük bir tehdit olan Safevileri ortadan kaldırmak. Yavuz, ayrıca, tahtta olduğu süre içerisinde Anadolu’daki tehditleri de ortadan kaldırmıştır.”

Memlûkluların ortadan kaldırılması ve Yavuz’un hilafeti devralma meselesine de değinen Feridun Emecen, “Yavuz, ilk Safevi Seferi’nin ardından ikinci bir sefer düzenleyerek askeri planlarıyla tamamen bu tehdidi ortadan kaldırmak istiyordu. Güzergâh üzerinde ekonomik ambargo koydu. Eskiden uygulanmayan yeni unsurları ortaya koydu. İkili mektuplarında da çok saygılı bir dille neden bu uygulamaya gittiğini de anlattığını görüyoruz. Mercıdabık’ta yapılan savaş, ardından Şam’a giriş ve peşinden ikinci büyük savaş, Ridaniye’de. Üstelik Kahire’de de çok büyük bir direnişle karşı karşıya kalmıştır. Zorlu bir mücadeleyle Mısır ele geçirildi ve Memluk Sultanlığı da ortadan kaldırıldı.” diye konuştu.
<font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2">Yavuz Selim&rsquo;in,  şehzadelik d&ouml;neminde kargaşayı iyi tahlil ettiğini belirten Prof.  Emecen, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;: &ldquo;Yavuz, kargaşanın devlet i&ccedil;in nasıl  bir tehdit oluşturduğunun bilinci i&ccedil;indeydi. Daha şehzadelik  d&ouml;nemlerinden tahta &ccedil;ıkacağı davranışlarından ve s&ouml;zlerinden a&ccedil;ık bir  şekilde belliydi. Hatta Yavuz, bazı g&ouml;r&uuml;şlere g&ouml;re babasının tahtına g&ouml;z  diken bir şehzade olarak g&ouml;r&uuml;nd&uuml; ve Yavuz, yaşamı boyunca bunun  ağırlığını taşımak zorunda kaldı. Yavuz, tahta &ccedil;ıkarken  hedeflediklerine, tahtta olduğu s&uuml;re i&ccedil;erisinde ulaştı. Hedeflerinden  birincisi tahtını sağlama almak, ikincisi ise devleti i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;k bir  tehdit olan Safevileri ortadan kaldırmak. Yavuz, ayrıca, tahtta olduğu  s&uuml;re i&ccedil;erisinde Anadolu&rsquo;daki tehditleri de ortadan kaldırmıştır.&rdquo;<br /><br />Meml&ucirc;kluların  ortadan kaldırılması ve Yavuz&rsquo;un hilafeti devralma meselesine de  değinen Feridun Emecen, &ldquo;Yavuz, ilk Safevi Seferi&rsquo;nin ardından ikinci  bir sefer d&uuml;zenleyerek askeri planlarıyla tamamen bu tehdidi ortadan  kaldırmak istiyordu. G&uuml;zerg&acirc;h &uuml;zerinde ekonomik ambargo koydu. Eskiden  uygulanmayan yeni unsurları ortaya koydu. İkili mektuplarında da &ccedil;ok  saygılı bir dille neden bu uygulamaya gittiğini de anlattığını  g&ouml;r&uuml;yoruz. Mercıdabık&rsquo;ta yapılan savaş, ardından Şam&rsquo;a giriş ve peşinden  ikinci b&uuml;y&uuml;k savaş, Ridaniye&rsquo;de. &Uuml;stelik Kahire&rsquo;de de &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir  direnişle karşı karşıya kalmıştır. Zorlu bir m&uuml;cadeleyle Mısır ele  ge&ccedil;irildi ve Memluk Sultanlığı da ortadan kaldırıldı.&rdquo; diye konuştu.</font>
Kendisini Halife İlan Etmedi

Yavuz’un, Mısır’da uzun bir dönem kaldığını ve kendisine Mekke ve Medine’nin anahtarları teslim edilerek, Harameyn’in hizmetçisi sıfatı verildiğini dile getiren Emecen, “Yavuz Selim, o dönemden sonra kendisini Mekke ve Medine’nin hizmetçisi olarak tanıtmıştır. Yavuz, bölgeyi tamamen ele geçirdikten sonra halifeyi de İstanbul’a göndermiştir. Yavuz, bu tercihi ile artık hilafet merkezinin Kahire değil, İstanbul olduğu mesajını veriyordu. Yavuz Sultan Selim’in, Ayasofya’da düzenlenen bir törenle halifelik haklarını devraldığı kaynaklarda mevcut değildir. Yavuz Selim, kendisini halife olarak takdim etmemiş sadece kendisini Mekke ve Medine’nin hizmetçisi olarak tanıtmıştır.” şeklinde konuştu.

Yavuz Sultan Selim’in kişisel özelliklerinden bahseden Prof. Dr. Feridun Emecen, şunları anlattı: “Yavuz, kalite itibariyle çok farklıydı. Kaynaklara baktığımızda Yavuz’un çok iyi bir strateji takip ettiğini görüyoruz. Planları hep kendisi yapmış, aklına gelen fikirleri bizzat paşaları ile görüşmüştür. Divanda paşalarla sürekli tartıştığına kaynaklardan ulaşabiliyoruz. O kadar sert tartışıyor ki bazen küsüp gittiğini görüyoruz. İdam ettikleri var. Mesela Ridaniye gibi zorlu bir yolda bazı paşaların propagandasına karşı olarak bir toplantı yapmış ve Hüsam Paşa’nın şiddetli muhalefeti sonrası ‘Hüsam Paşa’yı çöl zahmetinden kurtarın’ diyerek idamını emretmiştir. Yavuz Selim, adalet için çok sert ve şiddetli denildiği kadar aynı zamanda çok merhametliydi.”

Sakarya Barosu Başkanı Recep Hacıeyüpoğlu, konferansın sonunda Prof. Dr. Feridun Emecen’e teşekkür ederek, kendisine hediye takdim etti.
<font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2"><strong>K<font size="2">endisini</font> H<font size="2">alife</font> İ<font size="2">lan</font> E<font size="2">tmedi</font></strong><br /><br />Yavuz&rsquo;un,  Mısır&rsquo;da uzun bir d&ouml;nem kaldığını ve kendisine Mekke ve Medine&rsquo;nin  anahtarları teslim edilerek, Harameyn&rsquo;in hizmet&ccedil;isi sıfatı verildiğini  dile getiren Emecen, &ldquo;Yavuz Selim, o d&ouml;nemden sonra kendisini Mekke ve  Medine&rsquo;nin hizmet&ccedil;isi olarak tanıtmıştır. Yavuz, b&ouml;lgeyi tamamen ele  ge&ccedil;irdikten sonra halifeyi de İstanbul&rsquo;a g&ouml;ndermiştir. Yavuz, bu tercihi  ile artık hilafet merkezinin Kahire değil, İstanbul olduğu mesajını  veriyordu. Yavuz Sultan Selim&rsquo;in, Ayasofya&rsquo;da d&uuml;zenlenen bir t&ouml;renle  halifelik haklarını devraldığı kaynaklarda mevcut değildir. Yavuz Selim,  kendisini halife olarak takdim etmemiş sadece kendisini Mekke ve  Medine&rsquo;nin hizmet&ccedil;isi olarak tanıtmıştır.&rdquo; şeklinde konuştu.<br /><br />Yavuz  Sultan Selim&rsquo;in kişisel &ouml;zelliklerinden bahseden Prof. Dr. Feridun  Emecen, şunları anlattı: &ldquo;Yavuz, kalite itibariyle &ccedil;ok farklıydı.  Kaynaklara baktığımızda Yavuz&rsquo;un &ccedil;ok iyi bir strateji takip ettiğini  g&ouml;r&uuml;yoruz. Planları hep kendisi yapmış, aklına gelen fikirleri bizzat  paşaları ile g&ouml;r&uuml;şm&uuml;şt&uuml;r. Divanda paşalarla s&uuml;rekli tartıştığına  kaynaklardan ulaşabiliyoruz. O kadar sert tartışıyor ki bazen k&uuml;s&uuml;p  gittiğini g&ouml;r&uuml;yoruz. İdam ettikleri var. Mesela Ridaniye gibi zorlu bir  yolda bazı paşaların propagandasına karşı olarak bir toplantı yapmış ve  H&uuml;sam Paşa&rsquo;nın şiddetli muhalefeti sonrası &lsquo;H&uuml;sam Paşa&rsquo;yı &ccedil;&ouml;l  zahmetinden kurtarın&rsquo; diyerek idamını emretmiştir. Yavuz Selim, adalet  i&ccedil;in &ccedil;ok sert ve şiddetli denildiği kadar aynı zamanda &ccedil;ok  merhametliydi.&rdquo;<br /><br />Sakarya Barosu Başkanı Recep Hacıey&uuml;poğlu,  konferansın sonunda Prof. Dr. Feridun Emecen&rsquo;e teşekk&uuml;r ederek,  kendisine hediye takdim etti.</font>


11 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]
9d2d1dea9dcdcafc511972d979e48dc7@