Sakarya’nın Arifiye İlçesi Ümit Erdal Endüstri Meslek Lisesi’nde görev yapan bir öğretmene yönelik şiddeti eleştiren Eğitim İlke-Sen MYK Üyesi Beytullah Önce, mevcut okul ve eğitim sistemindeki anlayışın da şiddeti beslediğine dikkat çekti.
Eğitim İlke-Sen (İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Dayanışma Sendikası) MYK Üyesi Beytullah Önce, “Okul ve şiddet kelimelerinin son yıllarda daha sık gündeme gelmesi tedirgin edici bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Bugüne dek birçok defa aldığımız haberlere, Sakarya’nın Arifiye ilçesinde bulunan Ümit Erdal Endüstri Meslek Lisesi’nde meydana gelen darp vakası eklenmiştir. Bir öğrenci yakınının, okulda çıkardığı kavgayı ayırmak üzere araya giren öğretmen arkadaşımıza saldırması üzüntü verici bir hadisedir. Saldırıyı kınıyor, öğretmen arkadaşımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Saldırıyla ilgili kayıtların ekranlara servis edilmesini rencide edici bir durum olarak değerlendiriyor, böylesi önemli bir sorunun magazinel bir unsura dönüştürülerek geçiştirilmek istenmesini doğru bulmuyoruz. Artan güvenlik önlemlerine, her yerin kameralarla donatılarak insanların sürekli kayıt altına alınmasına ve toplum üzerinde adeta sürekli bir denetlenme baskısı oluşturulmak istenmesine rağmen şiddetin giderek artıyor olması, sorunun çözümünün başka noktalarda aranması gerektiğini göstermektedir” dedi.
Eğitim sisteminin şiddet olgusunu yaygınlaştırdığını iddia eden Beytullah Önce, açıklamasının devamında şu görüşlere yer verdi:
“İnsanların siyasal ve iktisadi egemenliğin altında ezildiği, adeta köleleştirilerek hiçleştirildiği, insanlığının saldırı altında olduğu bir vasatta yaşıyoruz. Toplumsal ilişkilerin çözüldüğü, insani değerlerin yalnızca ekonomik olarak ölçüldüğü ve hiyerarşinin aynı zamanda bir güç gösterisine dönüştüğü bu zeminden eğitim sistemi de etkilenmektedir. Küçük yaştan itibaren şiddetin farklı türlerine maruz kalan nesiller, gücü kutsayan bir akılla büyümektedir. Dolayısıyla eğitim sistemi şiddeti beslemekte, sürdürmektedir. Dahası, tüm ilişkilerin yalnızca ezmek ya da ezilmek şeklinde tanımlandığı böylesi bir zeminde maalesef herkesin gücü yettiğini baskılaması fikri, eğitim sisteminin önemli bir sorununu teşkil etmektedir. Eğitim yönetiminden öğretim programlarına ve ders içi yaşantılara kadar sirayet eden bu sorun idareci, öğretmen, öğrenci, personel ve veli arasındaki karşılıklı etkileşimi maalesef uyumdan rekabete, çözümden çatışmaya doğru yöneltmektedir. Eğitim İlke-Sen olarak eğitimde şiddet meselesinin çok boyutlu olarak ele alınması gerektiği kanaatindeyiz. Yoksa çözüm sadece ‘güvenlik tedbiri’ maddesine indirgenecek, bu da yeterli olmayacaktır. Zorunlu eğitim sisteminin bizatihi kendisinin bir şiddet olduğu unutulursa insanlar devlet ya da sermaye piyasasının tercihlerine göre şekillendirilmek istenirse, ‘büyüme’ saplantısı ile okullar sürekli olarak büyütülürken içindeki insani ortamın zedelendiği atlanırsa, şiddete yönelik getirilmek istenen çözümler sadece ‘güvenlik tedbiri’ maddesine indirgenecek; gerçekçi bir çözüm üretilemeyecektir.”