Sakarya'da Ulusal Tıp Kongresi düzenlendi

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) Genel Müdürü Dr. Rüstem Keleş, Sakarya Üniversitesi (SAÜ) III. Ulusal Tıp Kongresine katıldı.

SAÜ Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilen programda Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Akdemir ile akademisyenler ve çok sayıda öğrenci yer aldı. Kongrede ‘Suyun Geleceği’ konulu bir sunum gerçekleştiren Dr. Rüstem Keleş, suya dönük risklerin ortadan kaldırılması adına herkesin su’dan taraf olması gerektiğini vurguladı. Konuşmasında dünyadaki su varlığının çok küçük bir kısmının içilebilir olduğunu belirten SASKİ Genel Müdürü Dr. Rüstem Keleş, “Günümüzde su, tarihte hiç olmadığı kadar önemli ve stratejik hale geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu geçte olsa 2010’lu yıllarda suyun temel insan hakkı olduğunu vurgulamaya başladı. Su konusunda çok büyük trajedilerin yaşandığı bir dünyadayız. Bunlar bizim sürekli basından, sosyal medyadan gördüğümüz gerçekler. Dünyada insanlığın tüm gelişmişliğine rağmen 7 milyarlık dünya nüfusunun 3’te 1’i içilebilir suya erişmekten mahrum. Bu rakamın yarısı hiçbir suya erişemiyor” dedi.

Dr. Rüstem Keleş, “Su, hayatın devamını sağlayan en önemli kaynak. Gıda güvenliğini direk etkileyen bir unsur. Enerji güvenliği ile de bire bir ilişkili. İktisadi anlamda su arzı sabit ancak talep sürekli artıyor. Artık su güvenliği gıda güvenliğinin temel teminatı olmuş durumda. Fakat günümüzde kim su kıtlığından söz ediyorsa doğruyu söylemiyor. Dünyada var olan tatlı su kaynakları ve miktarı tüm insanlara ve tüm canlılara yeterlidir. Sorun su yönetimidir. Küresel bazda adaletsizliğin ortaya çıkarmış olduğu gelişmeler bize bunu bu şekilde ifade ediyor. Eğer olaya adalet ve merhamet çevresinde yaklaşılırsa mevcut su varlığı tüm insanlığın ve ekosistemin ihtiyacını karşılayacaktır” diye konuştu. Türkiye’nin su varlıkları bakımından riskli bir bölgede yer aldığını dile getiren Keleş, “Su varlığı bakımından riskli bölgede yer alıyoruz. Küresel iklim değişikliğinin yansımaları da bölgemizi etkileyecek durumda. Bu anlamda yeni barajlar inşa edilerek tatlısu depolama kapasitemizi arttırıyoruz. Türkiye’de yılda yaklaşık 7 milyar metreküp su veriliyor. Ancak kayıp kaçaklar nedeniyle bu miktarın yarısı toprağa karışıyor. Bu durum mevcut su varlığının korunması adına çok büyük bir risk. Kurum olarak bu konuda çok ciddi çalışmalar yapıyoruz. Kayıp kaçak oranını minimuma indirmek adına önemli projeleri hayata geçirdik” şeklinde konuştu.

Dr. Rüstem Keleş, “Sapanca Gölü, tüm değerleri ve kirlenme riskleri açısından Türkiye’de düzenli bir şekilde kontrol edilen ve en iyi korunan göllerden biri. Şehrimizin birçok noktasında içmesuyu artıma tesisleri inşa etmek için büyük çabalar sarf edildi ve edilmeye de devam ediyor. Türkiye’nin en iyi arıtma tesislerini şehrimiz için inşa ettik. Şu anda 12 adet arıtma tesisimiz var, yeni bir tanesini daha devreye alacağız, iki tanesinin daha inşası sürüyor. Bütün bölgelerimizde aynı standartlarda, tartışmasız içilebilir su vermenin gayreti içerisindeyiz. Bunu gerçekleştirebilmek içinde yoğun bir şekilde çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. Keleş, “Su kaynaklarının korunmasından güvenli bir şekilde vatandaşlarımıza ulaştırılması ve atıksuların zararsız hale getirilmesine kadar sorumluklarımızı en üst düzeyde yerine getiriyoruz. Yaptığımız bütün faaliyetleri sistemli bir şekilde, yönetim modelimizde bir yere oturacak şekilde, bilinçli bir sistemle yürütüyoruz. SASKİ olarak tüm faaliyetlerimizi su’dan taraf olarak gerçekleştiriyoruz ve bu noktaya çok önem veriyoruz. Bu anlamda tüm insanlık için mücadele veriyoruz. Bugün modern dünyada bahsettiğimiz suya dönük tüm bu sorunların hallolması için kesinlikle herkesin sudan taraf olması gerekiyor” dedi.

 

Dr. Rüstem Keleş:

“Su, hayatın devamını sağlayan en önemli kaynak. Gıda güvenliğini direk etkileyen bir unsur. Enerji güvenliği ile de bire bir ilişkili. İktisadi anlamda su arzı sabit ancak talep sürekli artıyor. Artık su güvenliği gıda güvenliğinin temel teminatı olmuş durumda. Fakat günümüzde kim su kıtlığından söz ediyorsa doğruyu söylemiyor. Dünyada var olan tatlı su kaynakları ve miktarı tüm insanlara ve tüm canlılara yeterlidir. Sorun su yönetimidir. Küresel bazda adaletsizliğin ortaya çıkarmış olduğu gelişmeler bize bunu bu şekilde ifade ediyor. Eğer olaya adalet ve merhamet çevresinde yaklaşılırsa mevcut su varlığı tüm insanlığın ve ekosistemin ihtiyacını karşılayacaktır” diye konuştu. Türkiye’nin su varlıkları bakımından riskli bir bölgede yer aldığını dile getiren Keleş, “Su varlığı bakımından riskli bölgede yer alıyoruz. Küresel iklim değişikliğinin yansımaları da bölgemizi etkileyecek durumda. Bu anlamda yeni barajlar inşa edilerek tatlısu depolama kapasitemizi arttırıyoruz. Türkiye’de yılda yaklaşık 7 milyar metreküp su veriliyor. Ancak kayıp kaçaklar nedeniyle bu miktarın yarısı toprağa karışıyor. Bu durum mevcut su varlığının korunması adına çok büyük bir risk. Kurum olarak bu konuda çok ciddi çalışmalar yapıyoruz. Kayıp kaçak oranını minimuma indirmek adına önemli projeleri hayata geçirdik” şeklinde konuştu.

Dr. Rüstem Keleş, “Sapanca Gölü, tüm değerleri ve kirlenme riskleri açısından Türkiye’de düzenli bir şekilde kontrol edilen ve en iyi korunan göllerden biri. Şehrimizin birçok noktasında içmesuyu artıma tesisleri inşa etmek için büyük çabalar sarf edildi ve edilmeye de devam ediyor. Türkiye’nin en iyi arıtma tesislerini şehrimiz için inşa ettik. Şu anda 12 adet arıtma tesisimiz var, yeni bir tanesini daha devreye alacağız, iki tanesinin daha inşası sürüyor. Bütün bölgelerimizde aynı standartlarda, tartışmasız içilebilir su vermenin gayreti içerisindeyiz. Bunu gerçekleştirebilmek içinde yoğun bir şekilde çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. Keleş, “Su kaynaklarının korunmasından güvenli bir şekilde vatandaşlarımıza ulaştırılması ve atıksuların zararsız hale getirilmesine kadar sorumluklarımızı en üst düzeyde yerine getiriyoruz. Yaptığımız bütün faaliyetleri sistemli bir şekilde, yönetim modelimizde bir yere oturacak şekilde, bilinçli bir sistemle yürütüyoruz. SASKİ olarak tüm faaliyetlerimizi su’dan taraf olarak gerçekleştiriyoruz ve bu noktaya çok önem veriyoruz. Bu anlamda tüm insanlık için mücadele veriyoruz. Bugün modern dünyada bahsettiğimiz suya dönük tüm bu sorunların hallolması için kesinlikle herkesin sudan taraf olması gerekiyor” dedi.

<p>&nbsp;</p><p><font size="2"><font face="arial,helvetica,sans-serif">Dr. R&uuml;stem  Keleş: </font></font></p><p><font size="2"><font face="arial,helvetica,sans-serif">&ldquo;Su, hayatın devamını sağlayan en &ouml;nemli kaynak. Gıda g&uuml;venliğini  direk etkileyen bir unsur. Enerji g&uuml;venliği ile de bire bir ilişkili.  İktisadi anlamda su arzı sabit ancak talep s&uuml;rekli artıyor. Artık su  g&uuml;venliği gıda g&uuml;venliğinin temel teminatı olmuş durumda. Fakat  g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde kim su kıtlığından s&ouml;z ediyorsa doğruyu s&ouml;ylemiyor. D&uuml;nyada  var olan tatlı su kaynakları ve miktarı t&uuml;m insanlara ve t&uuml;m canlılara  yeterlidir. Sorun su y&ouml;netimidir. K&uuml;resel bazda adaletsizliğin ortaya  &ccedil;ıkarmış olduğu gelişmeler bize bunu bu şekilde ifade ediyor. Eğer olaya  adalet ve merhamet &ccedil;evresinde yaklaşılırsa mevcut su varlığı t&uuml;m  insanlığın ve ekosistemin ihtiyacını karşılayacaktır&rdquo; diye konuştu.  T&uuml;rkiye&rsquo;nin su varlıkları bakımından riskli bir b&ouml;lgede yer aldığını  dile getiren Keleş, &ldquo;Su varlığı bakımından riskli b&ouml;lgede yer alıyoruz.  K&uuml;resel iklim değişikliğinin yansımaları da b&ouml;lgemizi etkileyecek  durumda. Bu anlamda yeni barajlar inşa edilerek tatlısu depolama  kapasitemizi arttırıyoruz. T&uuml;rkiye&rsquo;de yılda yaklaşık 7 milyar metrek&uuml;p  su veriliyor. Ancak kayıp ka&ccedil;aklar nedeniyle bu miktarın yarısı toprağa  karışıyor. Bu durum mevcut su varlığının korunması adına &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir  risk. Kurum olarak bu konuda &ccedil;ok ciddi &ccedil;alışmalar yapıyoruz. Kayıp ka&ccedil;ak  oranını minimuma indirmek adına &ouml;nemli projeleri hayata ge&ccedil;irdik&rdquo;  şeklinde konuştu.</font></font></p><p><font size="2"><font face="arial,helvetica,sans-serif">Dr.  R&uuml;stem Keleş, &ldquo;Sapanca G&ouml;l&uuml;, t&uuml;m değerleri ve kirlenme riskleri  a&ccedil;ısından T&uuml;rkiye&rsquo;de d&uuml;zenli bir şekilde kontrol edilen ve en iyi  korunan g&ouml;llerden biri. Şehrimizin bir&ccedil;ok noktasında i&ccedil;mesuyu artıma  tesisleri inşa etmek i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;k &ccedil;abalar sarf edildi ve edilmeye de devam  ediyor. T&uuml;rkiye&rsquo;nin en iyi arıtma tesislerini şehrimiz i&ccedil;in inşa ettik.  Şu anda 12 adet arıtma tesisimiz var, yeni bir tanesini daha devreye  alacağız, iki tanesinin daha inşası s&uuml;r&uuml;yor. B&uuml;t&uuml;n b&ouml;lgelerimizde aynı  standartlarda, tartışmasız i&ccedil;ilebilir su vermenin gayreti i&ccedil;erisindeyiz.  Bunu ger&ccedil;ekleştirebilmek i&ccedil;inde yoğun bir şekilde &ccedil;alışıyoruz&rdquo;  ifadelerini kullandı. Keleş, &ldquo;Su kaynaklarının korunmasından g&uuml;venli bir  şekilde vatandaşlarımıza ulaştırılması ve atıksuların zararsız hale  getirilmesine kadar sorumluklarımızı en &uuml;st d&uuml;zeyde yerine getiriyoruz.  Yaptığımız b&uuml;t&uuml;n faaliyetleri sistemli bir şekilde, y&ouml;netim modelimizde  bir yere oturacak şekilde, bilin&ccedil;li bir sistemle y&uuml;r&uuml;t&uuml;yoruz. SASKİ  olarak t&uuml;m faaliyetlerimizi su&rsquo;dan taraf olarak ger&ccedil;ekleştiriyoruz ve bu  noktaya &ccedil;ok &ouml;nem veriyoruz. Bu anlamda t&uuml;m insanlık i&ccedil;in m&uuml;cadele  veriyoruz. Bug&uuml;n modern d&uuml;nyada bahsettiğimiz suya d&ouml;n&uuml;k t&uuml;m bu  sorunların hallolması i&ccedil;in kesinlikle herkesin sudan taraf olması  gerekiyor&rdquo; dedi.</font></font></p>
Sakarya'da Ulusal Tıp Kongresi düzenlendi
Sakarya'da Ulusal Tıp Kongresi düzenlendi
Sakarya'da Ulusal Tıp Kongresi düzenlendi
Sakarya'da Ulusal Tıp Kongresi düzenlendi
7 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]
52c54b06d15695465b20f0217a808389@