Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) hain darbe girişimi sırasında Sakarya Valiliği'nin işgaline ilişkin 222 sanıklı davada sona yaklaşıldı.
İlk duruşması 3 Nisan 2017'de gerçekleştirilen Sakarya'daki darbe girişimi davasında, sanık ve avukatlarının savunmalarıyla müşteki ve tanıkların ifadelerinin alınmasının ardından cumhuriyet savcısı 30 Mart 2018'de esas hakkındaki mütalaasını açıkladı.
Cumhuriyet savcısı mütalaasında, eski 1. Motorlu Piyade Tugay Komutan Vekili Piyade Kurmay Albay Uğur Coşkun, eski Kurmay Albay Bahri Gürhan ve eski Sakarya İl Jandarma Komutan Vekili Yarbay İlhan Aysan'ın da aralarında bulunduğu 86'sı tutuklu 127 sanığın "Anayasa'yı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.
Mütalaada, 3 sanığın "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 5 yıldan 15'er yıla kadar, "Anayasa'yı ihlal" suçundan da ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları istenirken, soruşturma safhasında adli kontrol kararıyla tahliye edilen 15 sanık ile yargılama aşamasında tahliye edilen 29 sanık için yakalama kararı çıkartılması talep edildi. Mütalaada, 92 tutuksuz sanık hakkında ise beraat talebinde bulunuldu.
İddia makamı ayrıca Sakarya Valiliği'nin kuşatılmasına yönelik yönetici durumunda oldukları değerlendirilen ve ihraç edilen 9 askerin, "silahlı örgütü kurmak ve yönetmek" ile "öldürmeye teşebbüs" suçlarından da cezalandırılmalarını istemişti.
Sanıkların ve avukatlarının 29 Haziran-27 Temmuz tarihlerinde mütalaaya karşı savunmalarının alınmasının ardından mahkeme heyeti, karar için ara verdi.
Mahkemenin kararını 15 Ağustos Çarşamba günü açıklaması bekleniyor.
Sakarya Valiliğinin işgali sırasında yaralanan 15 Temmuz gazileri, darbecilerin en ağır cezaya çarptırılmasını istiyor.
15 Temmuz gazisi Sakarya Büyükşehir Belediyesi 1. Hukuk Müşaviri avukat Mehmet Akyazıcı, yaptığı açıklamada, darbe girişimiyle Türkiye'nin önemli bir badire atlattığını anımsattı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin bir vatandaşı olmaktan onur duyduğunu vurgulayan Akyazıcı, "Bu noktada Rabbim bizi vatanına, milletine sahip çıkan tarafta eyledi, bu bizim için nimet. O geceki sıkıntı atlatıldıktan sonra yargılama süreci yaklaşık 2 yıl sürdü. Bu süreç zarfında gerek bizim gerek sanıkların ifadeleri anlamında mahkemenin uluslararası standartlardaki yargılama normuna uyduğunu düşünüyorum. Savunmaları yapmaları anlamında hiçbir kısıtlama meydana getirilmedi her türlü savunma hakkı tanındı, devletin sağlamış olduğu teknolojiler de sonuna kadar kullanıldı. 200'ün üzerinde sanığın olduğu bir yargılamada iki yıl gibi bir süreyle bu davanın bitirilmesi de devletin teknoloji anlamında yargılamada belli bir mesafeye gelmesinin çok büyük bir katkılarının olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.
"Tereddüt ve şüphem yok"
Akyazıcı, yargılama sırasında sanık ve yakınlarının lakayıt davranışlarının kendilerini üzdüğünü dile getirerek, Sakarya'da yargılamada sergilenen davranışla ülkenin diğer illerindeki yargılamalarda sergilenen davranışın birbirine benzerlik gösterdiğini, gaziler ve şehit yakınlarının tahrik edilmeye çalışıldığını söyledi.
24 Haziran seçimlerinden önce sanıklara birilerinin umut pompalandığını aktaran Akyazıcı, "Bu umut pompalanmasıyla birlikte onlar davaları uzatıp seçimden sonraya sarkıtmak için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini düşünüyorum ancak bu seçimde beklediklerini alamayınca şu anda zaten FETÖ'cülerin içindeki bir kişinin ülkeyi terk edin demesiyle birlikte 24 Haziran seçimlerinden sonra ülkeden kaçan, sınırda yakalanan FETÖ'cülerin sayısında ciddi bir artış olduğunu da hepimiz biliyoruz." dedi.
Yargılamanın sonuna gelindiğini, 15 Ağustos'ta kararın açıklanacağını, sanıklar hakkında birçok suç isnadının bulunduğunu belirten Akyazıcı, anayasal düzeninin silah zoruyla kaldırılması halinde verilecek cezanın kanunda tanımlandığını, bunun da ağırlaştırılmış müebbet olduğunu, gerekli cezaların verileceği noktasında şahsen tereddüt ve şüphesinin bulunmadığını dile getirdi.
"Adil bir yargılama oldu"
Akyazıcı adil bir yargılama yapıldığını düşündüğünü aktararak, şöyle devam etti:
"Verilecek cezanın gerek biz gaziler gerek şehit yakınları ve vatana sahip çıkan insanları tatmin edici bir ceza olacağını düşünüyorum çünkü kanunda bu cezanın karşılığı bellidir. Şunu gördük; İstanbul'daki darbe girişimi davasında mahkeme cezayı açıkladıktan sonra sanıklar işi şova dökme noktasında geri kalmamaktadır. Bu, devlete hakarettir, devletin nizamlarını, kanunlarını takmama anlamına gelmektedir. Devletin böyle bir şeye müsaade etmemesi gerektiğini, buna ilişkin gerekli önlemleri alacağını, alması gerektiğini düşünüyorum. Verilecek kararın da inşallah kamu vicdanını da rahatlatacağını düşünüyorum."
Akyazıcı, karar açıklanırken kendilerinin de duruşma salonunda olacağını sözlerine ekledi.
"Umarım ilahi adalet tam manasıyla tecelli eder"
15 Temmuz gazisi Ali Kasımoğlu da Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğini söyledi.
O yüzden yargılama sürecinin zor ve yavaş işlediğini belirten Kasımoğlu, "Devletimize karar açısından güvendiğimiz için ve en başında ilahi adalete güvendiğimiz için dava sonucunda bir sıkıntı çıkacağını sanmıyoruz, müebbet yiyeceklerdir büyük ihtimalle çünkü hain bir kalkışma yaptılar. Hain ve gaddarca davranarak insanları taradılar o yüzden davanın sonucunun ilahi adalete uygun olacağını ümit ediyoruz." diye konuştu.
Kasımoğlu, duruşmalara katıldıklarında mahkemenin ne kadar yoğun olduğunu gördüklerini aktararak, 15 Ağustos'ta kendilerini sevindirecek güzel bir kararın çıkacağını düşündüklerini dile getirdi.
Yargılama sürecinde talepleri açısından zorlandıkları tek bir husus olduğunu, kamera görüntüleriyle alakalı bir sıkıntı oluştuğunu dile getiren Kasımoğlu, "Sakarya'da vurulma görüntülerinin içeriğini barındırdığı 10 dakikalık görüntüler kesildi. Birileri tarafından kesildiğini düşünüyoruz. Bununla alakalı mahkemeye talepte bulunduk, TÜBİTAK'a incelemeye gitti ancak TÜBİTAK yoğun olduğundan dolayı incelemeyi yapamayacağını belirtmek üzere Sakarya Emniyet Müdürlüğü'nde incelemeye alındı. Oradan da bir bilirkişi raporuyla herhangi bir veri kaybının olmadığı söylenmesine rağmen harddiskler üzerinde oynama yapılarak bir kesinti olduğunu düşünüyoruz ve bunun için de incelemelerin de yapılmasını talep etmemize rağmen henüz bir sonuç alamadık. Davada işleyiş konusunda yaşadığımız tek sıkıntı budur açıkçası." diye konuştu.
Kasımoğlu, adaletin yerini bulacağına inandığını dile getirerek, "Biz mağdur olduk, bütün vatandaşlar mağdur olabilirdi, şehitlerimiz var, onların analarının yadigarları geride kalmayacak, onları gözü yaşlı bırakmayacak şekilde adaletli bir kararın olmasını temenni ediyorum. Umarım adalet hakkaniyetli bir şekilde tecelli eder. Mağdur olan bizleriz ama belki onların arasında da hala suçsuz olup da duranlar vardır, onlar da salınır, suçlu olanlar da gerekli cezayı bulur. Yani biz tek taraflı olarak bakmıyoruz. Umarım ilahi adalet tam manasıyla tecelli eder." ifadelerini kullandı.