MÜSİAD ABD Başkanı Sakaryalı işadamı Mustafa Tuncer, Batı Medyasında 15 Temmuz kitabı ile 15 Temmuz Darbe Teşebbüsünün ardından batı medyasının Türkiye’yi nasıl gösterdiğini yazdı. Tuncer, “Türkiye’de de sanki Erdoğan karşıtı meşru ordu ülke yönetimini geri alıyor gibi göstermeye çalıştılar. Kitap işte bunların kirli çamaşırlarını ortaya koyuyor” dedi.
SAKARYALI İŞADAMI
Halen MÜSİAD Amerika Kıta Koordinatörlüğü ve MÜSİAD ABD’nin Başkanlığını yürüten Sakaryalı İşadamı Mustafa Tuncer, Batı Medyasında 15 Temmuz kitabı ile darbenin ardından batı medyasında yaşananların analizini yaptı. Darbe teşebbüsünün ardından ABD’de birçok program düzenleyen ve Türkiye’de birçok televizyon programına katılan Tuncer, Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen çalışma ile darbe sürecinde batıda medyanın nasıl tepki verdiğini gözler önüne serdi. Dünyanın önde gelen yayınları, televizyonları ve sosyal medya üzerinde yazılanların derlendiği kitapta arşivlik bir çalışma yapıldı. MÜSİAD USA ve Türkiye Çalışmaları Merkezi tarafında ortak olarak basılan kitap Türkçe ve İngilizce olarak hazırlandı.
BATI MEDYASI
Mehmet Yalçın Yılmaz ve Gökhan Gökçe’nin editörlüğünü yaptığı kitap ile ilgili konuşan Mustafa Tuncer, 15 Temmuz’un ardından Türkiye içinde çok sayıda yayın yapıldığını, FETÖ’nün anlatıldığını ama dünyanın bu yaşananlara nasıl baktığı konusunda detaylı bir çalışma yapılmadığı için bu kitabı hazırladıklarını söyledi. Tuncer, “Kitap 15 Temmuz sürecinde batı medyasının ikiyüzlülüğünü ve uluslararası kamuoyunu nasıl manipüle ettiklerini gösteriyor. 15 Temmuz gecesinden itibaren darbeye darbe diyemeyen bir batı medyası ile karşı karşıya kaldık. Hatta daha da öteye geçerek yazı ve makaleler ile farklı algılar yaratmaya çalıştılar. Kullanılan dil bir Erdoğan düşmanlığı ve FETÖ sempatizanlığıydı. Batı medyası 15 Temmuz konusunda göstermediği yâda gösteremediği reaksiyonlar ile sadece sınıfta kalmamış aynı zamanda medya etiği ve ilkeleri konusunda da büyük bir hezimete uğramıştır. Kitap için yüzlerce veriyi bir araya getirdik. Darbe teşebbüsü sonrasında darbeye adeta destek veren yayınları gözler önüne serdik. Batıda birçok medya kuruluşu darbeye destek verecek şekilde yayınlar yaptı. Batı medyası ellerini ovuşturarak kazasız belasız bir darbe oluyor bizde buna medya desteği verelim dediler. Bu noktada batının demokrasi ve insan hakları konusunda kendisi dışında kalan coğrafyalara neleri hak gördüğünü görmüş olduk. Yani beyaz adam halen batı hariç coğrafyalarda kendisini medeniyet götürecek insan olarak görmeye devam ediyor” dedi.
DARBE TEŞEBBÜSÜ
Tuncer sözlerini şöyle sürdürdü: “Mısır’da ki darbede 3 maymunu oynadılar. Türkiye’de de sanki Erdoğan karşıtı meşru ordu ülke yönetimini geri alıyor gibi göstermeye çalıştılar. Kitap işte bunların kirli çamaşırlarını ortaya koyuyor. Bu bir sivil irade kitabıdır. MÜSİAD ABD’nin kendi imkanları ile entelektüel bir bilinç ile darbe teşebbüsü sonrasında yaşananları ortaya koymak için hazırlanan sivil inisiyatif çalışmasıdır. Bizler işadamları olarak Türkiye’nin sosyopolitik sürecini en yakından takip etmesi gereken insanlardanız. Toplumun bir parçasıyız. Bizim gözümüzden baktığınızda demokrasi ve insan hakları kavramlarının ekonomi için çok önemli olduğunu görebilirsiniz. İş dünyası demokrasi ile kazanır. Bundan dolayı 15 Temmuz Darbe Teşebbüsünün ilk anından itibaren bu hainlere en sert duruşlardan birini MÜSİAD göstermiştir. Bizler darbe teşebbüsünün hemen ardından Amerika’da MÜSİAD USA olarak protesto gösterilerine katıldık. Darbenin yıldönümünde Washington DC’de billboardlar ile demokrasinin kazandığını insanlara duyurmak istedik ancak FETÖ’cü yapılanma buna taş koydu ve yetkililer izin verilmedi. Sayın Cumhurbaşkanımız konuşmasında bize izin verilmediğini ifade ederek duruma tepki göstermişti.”
DESTANSI MÜCADELE
Türkiye’de yaşanan darbe teşebbüsünün ardından ABD’de kurulan bir STK olarak bu destansı savunmayı yurtdışında anlatmak için üzerlerinde bir görev bilinci oluştuğunu belirten Tuncer son olarak şunları kaydetti: “Biz yurtdışında ve ABD’de birçok program gerçekleştirdik. Paneller ve çeşitli
etkinlikler ile FETÖ gerçeğini ortaya koyduk. Türkiye’de siyasi iktidarın tavrı ile darbe teşebbüsünün hemen ardından ekonomik istikrarın devam etmesi son derece önemliydi. Türkiye bu krizi gerçekten çok iyi yönetti. İktidarın kriz becerisini görmüş olduk. Halkın farklı katmanlarının oy versin vermesin seçilmiş iradenin arkasında durması Türkiye’yi büyük bir krizden kurtardı.”