Sakaryalı yazar, 23 edebiyatçıya şair Cahit Koytak'ı sordu

Star Gazetesi Pazar ekinde Sakaryalı Yazar Fahri Tuna'nın, 23 edebiyatçıyla yaptığı söyleşi yer aldı.

İşte o yazı:

''Yüreğiyle haykıran bir suskun şair Cahit Koytak. Kültür Bakanlığı Kültür ve Sanat Özel Ödülü’nü alan üstat, “En büyük vasfım yazdığım şiirlerdir” diyor. Dünyadan, olan bitenlerden bahsetmeyi şiirle okur arasına girmek gibi gören Koytak, “Bu sebeple topluluklar içine çıkmaktan imtina ettim ve münzevi bir hayatı tercih ettim” sözleriyle gizli dünyasının perdesini aralıyor. Biz de şairin dünyasına bu aralıktan bakan 23 edebiyatçıya üstadı soruyoruz.

 Adem Turan (şair/portre yazarı): Şiirini hasretle beklediğimizi, şiirini okuduğumuzda da uçsuz bucaksız topraklarda yedi iklim dört bucak at koşturduğumuzu, denizlerde ise Nuh Nebinin gemisiyle bir tufanı yaşadığımızı hatırlıyorum... Selam olsun o büyük ustaya.

Ahmet İşler (şair): Cahit Koytak günümüzde Sezai Karakoç ve diğer 2’nci Yenicilerin ekolünü devam ettirerek şiirseverlere engin bir şiir hazinesi armağan etmiştir.

Ayşe Akpınar (şair): Genetiği bozulmamış şiirdir Koytak. Tribünlere oynayan kelime tüccarlarının yolundan yürüyemeyeceği kadar derindir içi. Sessizdir. Onu okuyanlar iyi bilir...

Ayşe Sevim Günay (şair): Yazdığı şiirlerin yanında yaşamıyla da şiir olan şair.

Yrd. Doç. Dr. Bahtiyar Aslan (şair/hikâyeci/akademisyen/yayıncı): Şiirle felsefe arasında, şiirle ve felsefeyle duran, dokunduğu metne şiirsellik katan bir işçi...

Cihat Zafer (yazar): Cahit Koytak, şiirini bağdaş kurarak okuyan şairdir. 24 Şubat 2010 akşamı, Alay Köşkü’ndeki Edebiyat Meclisi’nde “Yoksulların ve Şairlerin Kitabı”ndan şiirler okumuştu, salonun ortasındaki halıya oturup.

Fahri Tuna (portre yazarı): Şiir yazan, şiir bakan, şiir yaşayan, şiir konuşan, ‘şiir adam’dır o. Şiiri hayatı olan adam.Her sözü, her ifadesi şiirdir. Öfkesi şiir, övmesi şiir, öznesi şiirdir; ‘özü şiirdir’ çünkü. Dik duruşu, mertliği, tevazuu, vakarı ‘şiirinden’dir. Dize dize, sükût sükût, çığlık çığlık görürsünüz onda bunu. Cahit Koytak, şiir adam.

Haydar Ergülen (şair): Cahit Koytak şiirleri tehlikeli ve sıcak şiirlerdir. Cahit Koytak’ın şiirini ben ‘tehlikeli ustalık ürünleri’ olarak görüyorum. O kendini ortaya sürmeyen bir şairdir. Yavaş yavaş beliren ve bugün artık sözünü ciddi söyleme noktasına gelmiş bir şairdir. Cahit Koytak bir bakıma siyasetler üstü, bir bakıma çevreler üstü bir şiir yazıyor.

İbrahim Eryiğit (şair): Cahit Koytak, şiirlerinde, ötelerin sesine yüreğinin rengini katarak sesleniyor duyarlı ve içli gönüllere. Bu yüzden, öze dair coşku makes buluyor derdi olan güzel yüreklerde. Yaşadığımız çağın çok önemli bir şairidir Cahit Koytak.

İhsan Deniz (şair) Cahit Koytak, dünyadaki hemen her şeye, her olguya, her hadiseye dikkat kesilerek hassasiyetle algılayan ve bütün bunları ‘şiir’e dönüştürürken narrativ unsurları öne çıkarması dolayısıyla dil coğrafyası genişleyen bir şairdir.

Mahmut Bıyıklı (yazar/TYB İstanbul Şubesi Başkanı): Şiirlerinden önce muhteşem çevirileriyle tanımak bahtiyarlığına erdiğim Koytak görünme alanlarından popüler mecralardan uzak durarak saygınlığını daima muhafaza eden bir isim. Toplumsal meselelere karşı duyarlı olması, insanlığın acılarına bigane kalmaması bakımından çağdaşı şairlerin her zaman önünde yürümekte, usta şair olmanın bütün hususiyetlerini üzerinde hakkıyla taşımaktadır. Gazze Risalesi başta olmak üzere birçok şiiriyle insafını kaybetmiş bu buhran çağına vicdan çağrısını sürdürmektedir.


Mehmet Aycı (şair/portre yazarı): Kelimeleri suyun, toprağın, ateşin ve rüzgarın diliyle emziren şair.

Mehtap Altan (hikâyeci): Ayıp ama, bakın, Tanrı konuşmak için /Sizin susmanızı bekliyor’ diyerek; susmanın âdabını içe dönüşün şiirsel çığlığı ile anlatır. Koytak’ın, insana uzak durarak gerçek yakınlığın meâlini vermesi de görmek isteyene açık mektubudur!

Prof. Dr. Muharrem Dayanç (akademisyen): Dilin rüyasını gören Türkçe’yi giyinen şair.

Mustafa Everdi (roman yazarı): Mekke’ye giden yolda mütercim, hakikate giden yolda şairimiz. Müezzinimiz; minarede vurulan. Şiiri duruşuyla taçlanan, burçlara çektiğimiz sancak.

Yrd. Doç. Dr. Mustafa Hatipler (şair/akademisyen): O, şiirin kanatlarının hışırtısını, ‘rüzgârın, gecenin, denizin; kalemin, fırçanın ya da mızrabın sesi; sessizliğin sesi, uyumun ve kaosun sesi…’ olarak tanımlayandır.  

Mustafa Uçurum (şair/hikâyeci): Mazlum coğrafyaların en gür sesli şairi. Sesinin gürlüğü imanından. Bir kuleye tırmanan ince, yanık sesli müezzin! Sanki başka bir alemden seslenir gibi.

Prof. Dr. Nurullah Genç (şair): Yiğit ve aynı zamanda naif; coşkun ve aynı zamanda sessiz; bedii ve aynı zamanda derin bir kalp arıyorsanız, Cahit Koytak’ı bulmalısınız…

Prof. Dr. Ümit Meriç (sosyolog): ‘El-Harizmi’nin gözde tilmizi’, ‘yıldız bilimci şair Harranlı Leon’un evlad-ı hakikisi, gurub rengi bir fular gibi boynuna ölümü yakıştıran aczin yol arkadaşı. Ne desem ahiri ‘İlahiri, ilahiri, ilahir’ ile çelenkleşecek bir destanın ‘yedi dilde konuşan, üçünde yazan bozan’ Rakik vicdanlı suskun entelektüeller’in hasm-ı bi-amanı, ‘karanlıkta iğneye iplik geçiren’ irfan, ‘yürürken meleklere çarpan’ ve ‘Tanrı’nın rüzgârlara, yağmurlara ve yalnızlara öğrettiği kelimelerle konuşan’ adam… Antik çağda Iyonya’da doğan Homer, geçen asrın Fransa’sında yaşayan Hugo, Tanrı’nın aynasını omuzlarıyla kıran ve cehdiyle Cennet’e varan yolun Zafer Tak’ı altında okurunun elinden tutan Koytak…

Roni Margulıes (şair): Geçende anneme anlatıyordum Cahit Koytak’ı. ‘Kim o?’ dedi. Valla anlatamam, ermiş gibi bir adam dedim.

Selvigül K. Şahin (hikâye/roman yazarı): Erzurum’un yalazlı soğuklarından coğrafyaya içli duyarlı yakarışlarla akan şiirlerin şairi. Cahit Koytak yaşantısı gibi bereketi, hasbiliğin, erdemin ve soylu duruşların şairidir.

Süheyla Karaca Hanönü (hikâyeci/ Edebiyat öğretmeni): İkinci yeninin hakkını veren şiir duruşu. ‘Kucaklaşmamız nemli bir bezin nadide bir vazoyu sarması gibi sessiz’ diye dizeleri vardı. İşte şiir gibi şiir. Güzel benzetme zarif imgelerin şairi.

Prof. Dr. Yılmaz Daşçıoğlu (şair): Cahit Koytak’ın şiirlerinde, dingin bir duyarlılığın, huzurlu bir algının söyleyişleriyle karşı karşıya olduğumuzu görürüz.''
<font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2"><br />Mehmet Aycı (şair/portre yazarı): Kelimeleri suyun, toprağın, ateşin ve r&uuml;zgarın diliyle emziren şair.<br /><br />Mehtap  Altan (hik&acirc;yeci): Ayıp ama, bakın, Tanrı konuşmak i&ccedil;in /Sizin susmanızı  bekliyor&rsquo; diyerek; susmanın &acirc;dabını i&ccedil;e d&ouml;n&uuml;ş&uuml;n şiirsel &ccedil;ığlığı ile  anlatır. Koytak&rsquo;ın, insana uzak durarak ger&ccedil;ek yakınlığın me&acirc;lini  vermesi de g&ouml;rmek isteyene a&ccedil;ık mektubudur! <br /><br />Prof. Dr. Muharrem Dayan&ccedil; (akademisyen): Dilin r&uuml;yasını g&ouml;ren T&uuml;rk&ccedil;e&rsquo;yi giyinen şair.<br /><br />Mustafa  Everdi (roman yazarı): Mekke&rsquo;ye giden yolda m&uuml;tercim, hakikate giden  yolda şairimiz. M&uuml;ezzinimiz; minarede vurulan. Şiiri duruşuyla ta&ccedil;lanan,  bur&ccedil;lara &ccedil;ektiğimiz sancak.<br /><br />Yrd. Do&ccedil;. Dr. Mustafa Hatipler  (şair/akademisyen): O, şiirin kanatlarının hışırtısını, &lsquo;r&uuml;zg&acirc;rın,  gecenin, denizin; kalemin, fır&ccedil;anın ya da mızrabın sesi; sessizliğin  sesi, uyumun ve kaosun sesi&hellip;&rsquo; olarak tanımlayandır. &nbsp;<br /><br />Mustafa  U&ccedil;urum (şair/hik&acirc;yeci): Mazlum coğrafyaların en g&uuml;r sesli şairi. Sesinin  g&uuml;rl&uuml;ğ&uuml; imanından. Bir kuleye tırmanan ince, yanık sesli m&uuml;ezzin! Sanki  başka bir alemden seslenir gibi.<br /><br />Prof. Dr. Nurullah Gen&ccedil; (şair):  Yiğit ve aynı zamanda naif; coşkun ve aynı zamanda sessiz; bedii ve  aynı zamanda derin bir kalp arıyorsanız, Cahit Koytak&rsquo;ı bulmalısınız&hellip;<br /><br />Prof.  Dr. &Uuml;mit Meri&ccedil; (sosyolog): &lsquo;El-Harizmi&rsquo;nin g&ouml;zde tilmizi&rsquo;, &lsquo;yıldız  bilimci şair Harranlı Leon&rsquo;un evlad-ı hakikisi, gurub rengi bir fular  gibi boynuna &ouml;l&uuml;m&uuml; yakıştıran aczin yol arkadaşı. Ne desem ahiri  &lsquo;İlahiri, ilahiri, ilahir&rsquo; ile &ccedil;elenkleşecek bir destanın &lsquo;yedi dilde  konuşan, &uuml;&ccedil;&uuml;nde yazan bozan&rsquo; Rakik vicdanlı suskun entelekt&uuml;eller&rsquo;in  hasm-ı bi-amanı, &lsquo;karanlıkta iğneye iplik ge&ccedil;iren&rsquo; irfan, &lsquo;y&uuml;r&uuml;rken  meleklere &ccedil;arpan&rsquo; ve &lsquo;Tanrı&rsquo;nın r&uuml;zg&acirc;rlara, yağmurlara ve yalnızlara  &ouml;ğrettiği kelimelerle konuşan&rsquo; adam&hellip; Antik &ccedil;ağda Iyonya&rsquo;da doğan Homer,  ge&ccedil;en asrın Fransa&rsquo;sında yaşayan Hugo, Tanrı&rsquo;nın aynasını omuzlarıyla  kıran ve cehdiyle Cennet&rsquo;e varan yolun Zafer Tak&rsquo;ı altında okurunun  elinden tutan Koytak&hellip; <br /><br />Roni Margulıes (şair): Ge&ccedil;ende anneme anlatıyordum Cahit Koytak&rsquo;ı. &lsquo;Kim o?&rsquo; dedi. Valla anlatamam, ermiş gibi bir adam dedim.<br /><br />Selvig&uuml;l  K. Şahin (hik&acirc;ye/roman yazarı): Erzurum&rsquo;un yalazlı soğuklarından  coğrafyaya i&ccedil;li duyarlı yakarışlarla akan şiirlerin şairi. Cahit Koytak  yaşantısı gibi bereketi, hasbiliğin, erdemin ve soylu duruşların  şairidir.<br /><br />S&uuml;heyla Karaca Han&ouml;n&uuml; (hik&acirc;yeci/ Edebiyat &ouml;ğretmeni):  İkinci yeninin hakkını veren şiir duruşu. &lsquo;Kucaklaşmamız nemli bir bezin  nadide bir vazoyu sarması gibi sessiz&rsquo; diye dizeleri vardı. İşte şiir  gibi şiir. G&uuml;zel benzetme zarif imgelerin şairi.<br /><br />Prof. Dr. Yılmaz  Daş&ccedil;ıoğlu (şair): Cahit Koytak&rsquo;ın şiirlerinde, dingin bir duyarlılığın,  huzurlu bir algının s&ouml;yleyişleriyle karşı karşıya olduğumuzu g&ouml;r&uuml;r&uuml;z.''  </font>
6 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]
16c693c01dd0ffb0037717a532419f1d@