Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç, dünyada kadın hakları konusunda Türkiye'nin ayrı noktada durduğunu belirterek, "En büyük ilerlemeler aslında 2002'den bu yana atılan birtakım adımlarda gerçekleşiyor. Kadına karşı şiddet ve istismar konusunda tavizsiz bir mücadelenin olduğunun altını çizmek gerekiyor." dedi.
Serdivan Belediyesi konferans salonunda düzenlenen Sakarya'nın Güçlü Kadınları Zirvesi'nde konuşan Oruç, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü denilince 1857'de daha eşit haklar için hayatını ortaya koyan ve Suriye'de Esed mezalimi tarafından zor duruma düşürülen kadınların hatırlanması gerektiğini, bugünün tüketim toplumu aracı olarak kullanılmaması gerektiğini söyledi.
Oruç, 2002 yılında AK Parti'nin iktidara gelmesiyle kadın hakları alanında önemli gelişmeler yaşandığına dikkati çekerek, "2002'den itibaren hayata geçirilen reformlarla kadınların özgürlük alanının da genişlediğini görüyoruz. Önce yüzde 5'i dahi bulmayan kadın milletvekili oranı, Cumhuriyet tarihinde ilk kez 2007 seçimlerinde yüzde 10'a yaklaşıyor, 2011 seçimlerinde de bu oran yüzde 14'ü geçiyor." diye konuştu.
AK Parti'nin şu anda biri büyükşehir belediye başkanı olmak üzere 8 kadın belediye başkanı, 978 belediye meclis üyesi, 33 il genel meclis üyesi olduğuna işaret eden Oruç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İstihdamdaki kadın oranı 2005'teki yüzde 22,7 seviyesinden geride bıraktığımız temmuz ayı itibariyle yüzde 34,3'e yükseliyor ve 2023'te bu rakamı yüzde 41'e taşıma gibi bir hedef söz konusu. Yani 1934'te seçme ve seçilme hakkı tanınıyor diye tarihin yazdığı bir şey, aslında Cumhuriyet tarihinde gerçek anlamda kadın hakları, kadının siyasetteki temsili, seçilebilme yeteneği de burada AK Parti 2002 iktidarıyla birlikte gündeme geliyor."
- "Kadın haklarında en büyük ilerleme AK Parti ile oldu"
Kız çocukların okullaşma oranının ilköğretimde yüzde 92, ortaöğretimde yüzde 82'nin üzerine çıktığını vurgulayan Oruç, 2002'yle karşılaştırıldığında neredeyse iki katı artış olduğunu gördüklerini söyledi.
Medyada kadına karşı şiddetin körüklendiğine dikkati çeken Saadet Oruç, "Adeta istismar konusu gibi medyanın burada oldukça sorumsuz bir yayın yaptığı görülüyor. Medyada kadın bakışı ve kadın dilinin geliştirilmesi de toplumdaki özellikle bu algının değişmesi anlamında önemli olacak gibi görünüyor." ifadelerini kullandı.
Oruç, Türk toplumunda kadının yerini 15 Temmuz'da gördüklerini dile getirerek, şunları kaydetti:
"O gece benim hissettiğim duygu, gerçekten bir toplumun hayatında yaşayabileceği en karanlık nokta gibi ama aynı zamanda en aydınlık nokta gibi bir gece. Zira direniş anlamında, darbenin bastırılması anlamında milletimiz dünya demokrasi tarihine altın harflerle geçecek bir direniş sergiledi. O gece kadınlarımız gerçekten etkili bir direniş sergilediler. Zeytin Dalı Harekatı devam ediyor, orada da mücadele eden çok sayıda kadın güvenlik görevlimiz var, özel harekatçılar var. Kısacası aslında dünyada kadın hakları konusunda ülkemiz ayrı noktada duruyor ve en büyük ilerlemeler aslında 2002'den bu yana atılan birtakım adımlarda gerçekleşiyor. Kadına karşı şiddet ve istismar konusunda tavizsiz bir mücadelenin olduğunun altını çizmek gerekiyor."
Batı toplumlarının her zaman kendilerine örnek gösterildiğini ancak kadına karşı şiddet rakamlarına bakıldığında coğrafya, kültür ya da ilerlemenin hiçbir etkisinin olmadığını gördüklerini vurgulayan Oruç, bu konuda Batı toplumlarının da oldukça olumsuz kayıtlarının olduğunu sözlerine ekledi.
Konuşmaların ardından 15 Temmuz gazisi Fadime Çalık, açtığı pastanede birçok kişiye istihdam sağlayan kadın girişimci Huzur Zan ve down sendromlu milli yüzücü Fatma Çağla Demir, başarı hikayelerini salondakilere anlattı.