Türkiye Jeofizik Derneği Onursal Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, deprem riskinin yüksek olduğu Adapazarı'nda kentsel dönüşüm uygulanarak şehrin kuzeye doğru taşınması gerektiğini belirterek, "Sakarya çukurunda 2025 yılına kadar 6 şiddetinden büyük 2 adet deprem olacaktır" dedi.
Türkiye Jeofizik Derneği Onursal Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, 17 Ağustos 1999 depreminde en çok etkilenen Adapazarı ilçesinde Tığcılar, Semerciler ve Yenigün mahalleri, Atatürk Bulvarı, Çark Caddesi ile Erenler ilçesinde bulunan cadde ve sokakları gezdi. Ercan, inceleme gezisi sırasında depremden sonra yıkılmadan ayakta kalan çok katlı binalar ile yıkılan binaların yerine yeni yapılan binaların inşaatlarını kontrol etti.
Hayretler İçerisinde Kaldı
Vatandaşlarla sohbet eden Ercan, çok katlı binalarda oturulduğunu, depremin yıkamadığı 2 katlı ahşap yapılarda oturulmayıp satılığa çıkarıldığını, görünce hayretler içerisinde kaldı. Binalarda kullanılan demirden, çimentoya kadar en ince ayrıntısına kadar inşaatları ve deprem yıkıntılarını inceleyen Ercan, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sakarya çukurunda 2025 yılına kadar, 2 büyük deprem beklediğini belirten Ercan "Bazı bilim adamları Sakarya'da artık 100 yıl deprem yok diye iyimser açıklamalar yaptılar. Ama bu bilimsel gerçeklere tamamen ters. Çünkü Sakarya İstanbul'un deprem sibobudur. Sakarya çukurunda depremler çok olur.
Sakarya, 6 ya da Daha Fazla 2 Adet Deprem Görecek
Aşağı yukarı 7 ile 25 yılda bir Sakarya çukurunda yıkıcı depremler olur. 6 ya da daha büyük depremler oldu. Yapmış olduğumuz enerji hesaplarına göre Sakarya'da 2023 yılına kadar 2 tane 6 büyüklüğünde 6 ya da daha büyük bir deprem beklentim var. 7.6 büyüklüğünde bir deprem olacak mı hayır o büyüklükte bir deprem beklemiyorum. O tür bir depremin olması için 2056 yılına kadar depremsiz geçirmesi gerekiyor. Bu bölgenin bulunduğu Sakarya'nın yer kabuğunun bu kadar gerginliğe karşı dayanacak gücü yoktur. 2023 ve 2025 yılına kadar, belki İstanbul dahi depremini görmeden Sakarya çukuru 6 yada daha fazla 2 adet deprem görecektir" diye konuştu.
Yapısal Hatalar Çok Fazla
Ercan, Adapazarı'nda yapı yer niteliğinin çok düşük olduğunu ifade ederek, bölgenin 3 bölümde incelenmesi gerektiğini söyledi. Ercan, "Adapazarı'nın sorunu düzde yerleşmiş olması ve bu düzün gevşek, sulu ve oynak olmasıdır. Dolayısıyla gelen deprem yüklerini 3, 4 kat büyüterek üst yapıya yansıtmış" dedi.
Adapazarı'nda depremin yıkıcı olmasının en büyük nedeninin yapısal hataların çok fazla olmasından kaynaklandığını iddia ederek, "Bazı yerlerde de yer özellikleri olağanüstü kötü. Bunlardan bir tanesini Elmas Otel'in göçtüğü yerde gördük. Çok derin yapılmış olmasına rağmen, yer altı sularının yalıtılmaması nedeniyle deprem yüklerini tamamen almış ve otel doğrudan doğruya yıkılmış. Elmas Otelin yıkılmasının ana nedeni, temel nedeniyle yeterli beton niteliği düşük ve boğçalama yapılmamasıdır. Burada yapısal hatalar çok fazla.
Bina yüksekliği çok fazla. Mesela Çark Caddesi ve Tığcılar Mahallesi, Erenler Mahallesi'nin bulunduğu kesimdeki yapı yüksekliği, asla 2 kattan fazla olmamalı. Çünkü buralardaki yerin davranış özelliklerini ölçtüğümüz zaman, hem TUBİTAK hem de kendi araştırma kuruluşu tarafından yıllar önce ölçmüştük.
Yaklaşık burada yerin salınım periyodu 3 şıhtır. Bu şıh çıkması 3 saniyede çıkmış olması. Buralarda 1, 2 katı asla geçmemesi gerektiğini söylüyor. Erenlerde şu anda 2 kattan daha yüksek yapı verilmemesini çok olumlu olarak karşılıyorum. Ancak Adapazarı'ndaki yapıların yüzde 95'i mühendislik yapısı değil" diye konuştu.
Adapazarı'nın Güvenli bir Kent Değil, Boşaltılmalı
Adapazarı'nın güvenli bir kent olmadığını şehir merkezinin bin an önce boşaltılarak kuzeye taşınması gerektiğini belirten Ercan, "Ben hayret ediyorum. Bu kadar hatalı yapılar bulunan Adapazarı bu kadar az hasarla bu kadar büyük bir depremi atlatmış. Tabii aynı zamanda sevinçle karşılıyorum ölü sayısının azlığı nedeniyle yaklaşık 4 bin kişi yitirilmişti. Yaklaşık 550 tane yapı yıkılmıştı. Adapazarı hala güvenli bir kent değil. Adapazarı'nın bulunduğu bu kesim boşaltılarak kuzeye doğru Korucuk denilen bölgeye taşınması gerekiyor. Oralarda şehrin yeni merkezleri, çekim alanları oluşturulması gerekiyor. Zaman içinde buraların boşaltılması gerekiyor. Bu Adapazarı'nın son depremi olmadı, ilk depremi de değildi. 1967'deki deprem Adapazarı'nda çok büyük hasara neden olmuştu. 1999 depreminin en büyük hasar yaptığı yerlerden birisi Adapazarı'dır. Eli kulağında başka depremlerde gelecektir. Adapazarı'ndaki yapılar 9. raunttan çıkmış bir boksörün durumunda. Yani yeni bir depremi 1999 depreminden daha kötü koşullarda karşılayacak. Adapazarı evleri bir de depremde egemen ivme yönünün baskın sürme yönünün doğrultusuna bağlı olarak hasarlar bazı sokaklarda daha fazla, bazı sokaklarda ise daha az olmuş. Genellikle hasarların en fazla olduğu doğrultular doğu-batı doğrultusundaki caddede gözüküyor. Bir de yer altı sularının 3 metreye kadar sığ olması sıvılaşma olayını arttırdığı için özellikle üstünde bulunduğumuz Çark Caddesi'nde yan yatmalar, devrilmeler, yıkılmalar ve yapı oturmaları görülüyor. Bu binaların çoğunun halen Tığcılar Mahallesi'nde, Semerciler Mahallesi'nde ayakta durduğunu görüyoruz. Bunların güvenli olmadığı kanısındayım" dedi.
Adapazarı Mutlaka Kuzeye Taşınmalı
Adapazarı'nda yer yapısını değiştirme olasılığının olmadığına değinen Ercan, "Adapazarı'nda yer yapısını değiştirme olasılığı yoktur. Yerin iyileştirilmesi gibi bir olay söz konusu olamaz. O zaman ne olması gerekiyor. Buranın kentsel dönüşüm içine sokularak mahalle ölçeğinde yıkılıp ya da az katlı binalar yapılacak. Ya da buraları yeşil alana dönüştürüp, Adapazarı'nın mutlaka kuzeye taşınması gerekiyor" diye konuştu.
Sakarya Her Türlü Etkilecenecek
Ercan sözlerine şöyle devam etti: "Bilim adamları farklı görüşlerini belirttiler. Yakında 9, 10 yıl içinde 8,5 büyüklüğünde deprem olacak demişlerdi. Ben de olmayacağını sürekli olarak söylemiştim. Marmara'nın depremi olmuştur. Yani 7,5'luk Gölcük depremi bir Marmara, aynı zamanda bir İstanbul depremidir. Çünkü bu bölgede oluşan bir deprem 150 km doğuyu ve batıyı etkiliyor. Dolayısıyla 1999 yılında Adapazarı'nda bir deprem olmadı. Gölcük'te bu deprem oldu. Adapazarı etkilenme alanıdır. Etkilenme alanında bu kadar hasar oluştu. En büyük ivmelerden bir tanesini ve en büyük yer değiştirmelerden bir tanesi hemen Arifiye'de oluştu. Dolayısıyla özellikle Sakarya çukuru içinde ve İstanbul'da olabilecek deprem de Sakarya'yı etkileyecektir. Sakarya'yı etkilemeyecek diye bir olay olamaz. Nasıl Gölcük depremi Avcılar'da 950 kişiyi öldürdüyse, Marmara içinde olacak bir depremde hem Gölcüğü, hem İzmit'i hem Sakarya'yı etkileyecektir. Bu depremin büyüklüğüne bağlı olarak bu etkilenme oranı, ya küçük oranda ya da orta oranda olacaktır. Çok büyük bir oranda olacağı kanısında değilim. Ama yapıların yorgun olması ve aynı zamanda yapıları taşıyan yerin duyarlılığını ve iletsel durumunu yitirmiş olması, depreme karşı dayanımını daha düşük olması beklentisini uyandırıyor. Ben Sakarya çukuru dediğim zaman İzmit'in bulunduğu kesimde Bolu'ya kadar olan kesimi göz önüne alıyorum. Düzce'yi göz önüne alıyorum. Buralarda olan deprem aynı zamanda Adapazarı depremidir. Bu gözden ırak tutulmaması gerekiyor "dedi.
Bilimsel Çalışma Şart
Depremden sonra Adapazarı'nda depremle ilgili bir bilimsel çalışma yapılmadığını bu yönde kendilerine bir istek ulaşmadığına değinen Ercan, "Bilimsel çalışmalar isteğe bağlı. Bu konuda belediyeden yada valilikten bir istek gelecek ki, bilimsel çalışmalar, maliyeti sıfır olan çalışmalar değil. Adapazarı'nda TUBİTAK'ın, Sakarya Üniversitesi'nin ve kendi özel yer altı aramacılık işletmemin kendi çalışmaları oldu. Bunlar bile bedelle yapılmış çalışmalar. Mesela buradaki çökel kalınlığının 750 metre olduğunu bulan kişiyim. Şimdi çökel kalınlığının fazla olması ne yapar. Oynaklığı ve yerin salınım periyodunu etkileyen olaylardır. Topluca bütünleyici bir çalışma olmadı. Sözgelimi buranın bir jeofizik haritası çıkarılmadı. Yani yer altı sularının haritasının çıkarılması, elektrik özdirenç çalışmalarının yapılması ve sismik araştırmalar yaparak s dalgalarının hızının belirlenmesi gerekiyor. Bizim yapmış olduğumuz sınırlı çalışmalarda burada sismik s dalgası hızlarının yaklaşık 150 ile 175 metre/saniye olduğunu gördük. Amerikan toprak sınıflandırmasına göre çok kötü oynak sıvılaşabilir bir toprak demektir. Bu çalışma mahalle ölçeğinde yapılmamıştır" dedi.