Kocaeli ve Sakarya\'nın göz bebeği Sapanca gölü kendi içine doğru çekilmeye devam ediyor. Bir zamanlar ülkenin en temiz gölleri arasında gösterilen ve suyu Sakarya içme suyu olarak kullanılan göl suyu bu yıl maksimum seviyede azaldı.
Bölge insanı gölün kuruma eğilimine girişini birçok nedene bağlıyor. Göle akan dere ve su kaynaklarının çeşitli nedenlerle bağlantılarının kesildiği ve gölün beslenemediğini söylüyor. Kocaeli\'nin Kartepe İlçesi ve Sakarya\'nın Sapanca İlçesi sınırları içinde yer alan göle, çok yakın zamana kadar dağlardan sayısız dere ve su kaynağı akıyordu.
Ancak bölgenin özellikle İstanbullu turizmcilerin keşfinden sonra göl ve çevresinde ciddi anlamda bir yapılanma ve su kaynakları üzerinde Alabalık tesisleri, restoranlar kurma furyası başladı.
Kartepe kayak merkezinin de faaliyete başlamasıyla Maşukiye\'den dağın en zirvesine kadar sayısız tesis inşa edildi. Buna bağlı olarak orman arazisinin de bu hızla artan tesis furyasından etkilendiğini, kiralanan orman arazisinde ağaç kıyımı yapıldığını ve bundan hiç kimsenin rahatsızlık duymadığının da altını çizmek durumundayım. Zira hiç kimse ve hiçbir özel ve tüzel kişilik doğal kaynaklarımızdan daha değerli değildir.
Parası olan dağın eteğine bir tesis konduruveriyor!
Hâsılı kelam hem dağ hem göl bu durumdan olumsuz biçimde etkileniyor. Yaklaşık on beş yıldır bu coğrafyadayım. Ara ara çeşitli vesilelerle her Kartepe\'ye çıkışımda daha önce görmediğim yeni bir restoran veya tesisle karsılaşıyorum. Her biri yanına hem derelerden birini bağlamış, hem de birkaç tane Bungalov ev atmış!
Öte yandan site ve villa sayısının hızla artıyor oluşu, bölgede özellikle hafta sonu bir nüfus sirkülâsyonunu da beraber getirmekte ve bölge nüfus patlaması yaşamaktadır.
Biz ne yazık ki her şeyimizi bozuk para misali harcamakta pek mahiriz. Herkes bugüne odaklanmış, bugünün hesabını yapmakta ve bugün için yaşamakta. Attığımız her adım bugün odaklı, yaptığımız çalışmalar zahiri kurtarmak olunca asırlık plan ve projeler yapamıyoruz. Bu nedenle bir şantiye ülkesi olmaktan hiçbir vakit kurtulamayacağız.
Kendimizi değil de gelecek kuşakları düşünerek adım atmak bizim için neden bu kadar zor, neden imkânsız anlamıyorum. İlgili herkesi Kartepe ve Sapanca Gölü için seferber olmaya çağırıyorum. Marmara\'nın bu saklı bahçesi elden gidiyor ve maalesef muhatap ortada yok.
Sapanca ilçesindeki su şişeleme tesislerini burada saymak istemiyorum bile. İsteyen araştırsın!
Bu ülkede güzel olan bir beldenin tanıtılmasını artık istemiyorum zira nerede güzel bir belde var kısa zamanda tabiri caizse benzetiyoruz! Artık bakir bir yöremiz, el değmedik bir doğalımız kalmadı. Bu kadar dünyevi yaşayıp dünyevi bakmayı bilmem ki kimlerden öğrendik?
Sapanca gölü kirlendikçe azalıyor, azaldıkça kirlenip yok olma sürecine giriyor! Göle gözümüz gibi bakan bizler olup biteni artık sadece seyrediyoruz. Zira yapabileceğimiz bir şey yok!
Serbest piyasa ekonomisi, materyalleşen dünya, herseyi hovardaca harcayıp bencilleşen insanlık, her değeri reye tahvil eden siyasi duruş karşısında birer kelaynak kuşundan farkımız yok! Tek silahımız kalemimiz.
Bir Dilovası harikamız (!) varken Kartepe ilçesinde de kısa zamanda dümdüz arazilere yayılan sanayi kuruluşları mantar gibi çoğalırken, Kartepe görüntü ve fiziksel kirliliğe uğrarken hala kimsenin bunu dert etmiyor olması ne hazindir!
Acilen Kartepe ve Sapanca koruma altına alınmalıdır!
Aksi takdirde Marmara\'nın gözbebeği olan bu bölge de çok kısa zamanda fabrika bacalarının ve dumanların yükseldiği, doğal floranın öldüğü, orman arazilerinin tükendiği bir ikinci Dilovası olacaktır. Bundan hiç kuşku duymuyorum.
Bölgede yaşayan ve bölgeyi çok seven bir doğasever olarak gördüğüm ve tespit ettiğim bunca ihmalkârlık vicdanımı sızlatıyor. Hâsılı kelam göl kuruyor, orman yok oluyor, doğa üç kuruş için talan ediliyor!
İlgili mercilerin bölgede derinlemesine ve detaylı bir tetkik yapması şarttır. Çok geç olmadan, birkaç yıl sonra ah etmemek için, hem Sapanca hem Kartepe fiziksel ve yönetsel bir denetime tabi tutulmalıdır.
Zira yarın çok geç olabilir!