Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO) Başkanı Akgün Altuğ; "Yüksek enflasyon ve zamlar tüm sektörlerin ve iş dünyasının dengesini onarımı zor bir şekilde bozdu" dedi.
SATSO Ağustos Ayı Olağan Meclis Toplantısı Meclis Başkanı Erdem Ercan Başkanlığında Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün Altuğ, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Meclis Üyelerinin katılımıyla Erol Öztürk Hacıeyüpoğlu Meclis Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi.
Ağustos Ayı Olağan Meclis Toplantısında yoklama ve gündem maddelerinin oylanmasının ardından 1211 no’lu meclis oturumuna ait tutanak görüşülerek oy birliği ile kabul edildi. Temmuz ayı Kat’i Mizan ve ekleri ile Bütçe İzleme Raporu, Hesapları İnceleme Komisyonu Başkanı Tuncay Cebeci’nin sunumunun ardından oylanarak, meclis üyeleri tarafından tasdik edildi.
Yönetim kurulunun aylık faaliyetleri ve gündeme ilişkin bilgiler vermek üzere kürsüye gelen SATSO Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün Altuğ, açıklamalarında şunlara değindi:
Ekonomi
Son bir yıldır özellikle dile getirdiğim gibi ülkemiz zor bir süreçten geçiyor. Yüksek enflasyon ve zamlar tüm sektörlerin ve iş dünyasının dengesini onarımı zor bir şekilde bozdu. Enerjiden, gıdaya, otomotivden konuta, akaryakıttan ara mamullere kadar günlük yaşamı alt üst eden bir enflasyon ve zam silsilesi içindeyiz. Hükümetimizin bu zorlu süreçten çıkmak adına gayretlerini elbette görüyoruz. Ekonomiyi düzene sokma adına atılan adımların uluslararası arenada somut ve olumlu yansımalarını da görmeye başladık.
Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek’in de öngördüğü üzere ekonomideki bu olumsuz gidişatın 2024’ün sonuna doğru şiddetini azaltacağı beklentisi iş dünyasına da olumlu yansıyor ancak merkez bankasının enflasyonla ilgili gelecek üç yıla ait tahminlerini yukarı yönlü revize etmesi de bu sürecin reelde ne kadar vadeye yayılabileceğini bizlere göstermektedir.
Bildiğiniz gibi, enflasyon hem ülke ekonomisinin hem de iş dünyasının önünü görebilmesi açısından önemli bir parametre. Enflasyonun tek haneye düşürülmesi üretim kademelerinden, uluslararası güvenilirliğimize, sosyal yaşamın devamlılığına kadar hayatın her alanında önem arz etmektedir ve bu dönemde ciddi bir engel olarak karşımızda duruyor. Karar alma süreçlerimizi zorlaştırıyor, kaynakların rasyonel alanlara yönlendirilmesini engelliyor.
Temennimiz bu yükselen ivmenin 2024 yılı sonu itibariyle düşmeye başlaması ve bu yönde alınan aksiyonların hızlandırılmasıdır. Ayrıca beklentimiz, enflasyonun düşmesiyle üretim kapasitesinin artması ve yatırımların canlanmasıdır. Ülke ekonomisinin içinden geçtiği bu zorlu süreç hem işveren ve hem çalışan kesim açısından değerlendirildiğinde; üst gelir ve alt gelir arasındaki makasın giderek açıldığı bir gerçek olmakla birlikte işveren artan maliyetler ve asgari ücret yükü altında zor bir dönem geçiriyor.
Aynı şekilde çalışan kesimin de mağduriyeti söz konusu. İşverene yük olan asgari ücret, çalışanların yaşam standardını koruması anlamında ise asla yeterli görünmüyor. Diğer taraftan bakıldığında içeride bu ve benzeri gündemler hayatımızın merkezinde iken uluslararası gidişatta Türkiye’nin kredi notlarının olumlu yönde revize edileceğine dair çıkan beyanlar yapılan çalışmaların doğru sonuçlar doğurduğunu da göstermektedir. Ayrıca merkez bankasının, "sadeleşme" adımları kapsamında "Türk lirası mevduatlarını artırıp, kur korumalı mevduat'ı azaltmaya yönelik uygulaması da iş dünyası tarafından olumlu karşılanmıştır.
Deprem
17 Ağustos Marmara Depreminin 24. Yıl dönümüydü. 24 yıl çok uzun bir süre. Uzmanlar Marmara Bölgesinde bir depremin beklendiğini hemen her gün dile getirirken, gerek bireysel, gerekse bütün olarak buna duyarsız kalmak mümkün değil. Her zaman söylediğim gibi hiçbir gündemimiz deprem gündeminin önüne geçmemeli. Depremlerin engellenmesi mümkün değil. Fakat afet risklerini azaltmak sağlıklı ve sürekli bir gelişmenin en can alıcı unsurudur. Biz bu bilinçle hareket etmeliyiz.
Sakarya Dış Ticaret Verileri
Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından açıklanan 2023 Temmuz ayı ihracat verilerine göre ihracatımızda bir önceki aya göre %6 düşüş, 2022 temmuz ayına göre ise %63’lük yükseliş performansı gösterdi. Temmuz ayını 447.6 milyon dolarlık ihracatla kapattık. Yılın ilk 7 ayında kümülatif olarak 3.2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren Sakarya, geçen yılın 7 aylık dönemine göre %10,3 oranında artış göstermiştir. Türkiye istatistik kurumu tarafından açıklanan Haziran ayı ithalat verilerine bakıldığında ise; ithalat bir önceki aya göre 22 düşüşle 308.2 milyon dolar olarak ihracatın ithalatı karşılama oranı ise %164,5 olarak gerçekleşti.
Fındık Rekolte Tahmini
Bu ayın başında fındık fiyatları fındığın cinsine göre 82.5 TL ve 84 TL olarak açıklandı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden gelen rekolte tahmin çalışmalarına göre genel olarak il genelinde fındık veriminin bir önceki yılla benzerlik gösterdiği belirtilmiştir. Buna göre bu yıl Sakarya’da toplam 771 bin 636 dekar alanda 100 bin ton (100031.58) fındık üretimi beklenmektedir. Alan üretim oranına bakıldığında ise dekar başına 129 kg fındık verimi beklenmektedir. Fındık bizim şehrimiz için önemli bir tarım girdisidir. Bu rakamların üreticiye ve tüccara hayırlı olmasını diliyorum. Neticede şehrimize ciddi oranda bir ekonomik gelir söz konusudur.
Mısır fiyatları
Fındık üretimi gibi mısır üretimi de şehir ekonomisine önemli girdi sağlayan tarım ürünlerimizden bir tanesi. Ancak açıklanan mısır fiyatları itibariyle üretici açısından bir sıkıntı olduğu görünüyor. 6000 TL/ton olarak açıklanan rakamın geçen yıla göre artış oranı %5.26. Bu fiyatlar serbest piyasada 4000 TL/ton ye kadar düşebilir. Üreticiler bu durumda zarar görecektir. Üretici kesimden gelen tepki Sakarya ovasının seneye kavak ve fındık dikili hale gelmesi noktasındadır. Yani mısır üreticileri üretim alanlarını seneye ekememe durumuyla karşı karşıya.
Bu fiyatların üreticiyi mağdur etmeyecek ölçüde yeniden revize edilmesi ya da buğday da olduğu gibi üreticiye sattığı ürün miktarına göre ton başına 1500 tl destek verilmesi bekleniyor. Her zaman dediğimiz gibi tarım sektörü yerine ikamesi olmayacak kadar önemli bir alandır. Ancak tarımın devamlılığı için üreticinin küstürülmemesi ve desteklenmesi gerekiyor.
Turizm Verileri
Turizm Bakanlığı’ndan gelen verilere göre işletme belgeli, yatırım belgeli, basit konaklama işletme belgeli olmak üzere toplam 3 kategoride 486 konaklama tesisimizle Türkiye’de 9. Sırada yer alıyoruz. 16 bin yatak kapasitemiz var. Yatak kapasitesi ile de 15. Sırada yer alıyoruz. Turizm potansiyelimizin değerlendirilmesi açısından bu anlamlı bir altyapı demektir.
Ortalama konaklama süresine baktığımızda 1.91 gün ile 29. Sıradayız. 1. Sırada 3.67 ile Antalya yer almaktadır. Bu durum bize turizm çeşitliliğini artırmamız gerektiğini gösteriyor. Bu bağlamda hizmet kalitesi ve turistlerin kalma süresini uzatacak aktivitelerle turizm gelirlerimiz arttırılabilir.
Karasu Limanı
Bildiğiniz gibi 2019 yılından beri liman içerisinde odamıza ait geçiş belgesi dağıtım ofisimiz faaliyet gösteriyor. RO-RO gemileriyle çevre ülkelere gidecek nakliye araçlarına belge tahsis ediyoruz. Haftada 3 gün Rusya’ya gerçekleşen seferler bugün itibariyle 4’e çıkıyor. Ayrıca ekim başı gibi Romanya’nın Köstence Limanına seferler başlaması ön görülmektedir.
Karasu limanımız aynı zamanda 120 milyon dolardan fazla bütçeye sahip yeni bir yatırıma hazırlanıyor. Ulaştırma bakanlığı koordinasyonunda ilerleyen yatırımlarda limanın doğu ve batısından 400 dönümlük arazinin bakanlıkça tahsisi yapılmış, imar ve ÇED çalışmalarına geçilmiştir. Bu yatırımla birlikte şu an 5 olan gemi kapasitesi 11 adete çıkacak. Depolama ihtiyacına yönelik de hem liman yönetiminin hem de özel sektörün çevrede yatırımları olacak. Tamamlandığından yaklaşık 300 bin ton depolama tesisi olacak. Bu da şehir ekonomisine ciddi katkı sağlayacak.
Milletvekilleri ile Toplantı
Geçtiğimiz hafta Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, Ak Parti Milletvekillerimiz, Büyükşehir Belediye Başkanımız, ve İl Başkanının katılımı ile bir istişare toplantısı gerçekleştirdik.
Bu toplantımızda Sakarya’nın planlı kentleşmesi, geleceğe yönelik gelişimini destekleyecek projeler ve 17 ağustos depreminin yıldönümü öncesinde depreme hazırlık kapsamında yapılan ve yapılması gereken çalışmalar ile ilgili istişarede bulunduk.
Genel bir çerçeveden bakıldığında Sakarya’mız yatırım fırsatları, lojistik avantajları, iklim olanakları, alt yapı imkanları, coğrafi konumu, rekabetçi ekonomik yapısı işgücü potansiyeli ile yatırımcıları her açıdan kendine çeken bir şehir konumundadır. İstanbul ve Kocaeli’nin sanayi ve üretim alanları çerçevesinde durumu malum. Sanayileşme alanları dolmuş durumda. İlimize doğru çok önemli talepler var. Biz bu talepleri planlı bir şekilde hazırladığımız sanayi alanlarına yönlendirmeli, teknolojik, doğru ve temiz üretim yapan yatırımları seçmeliyiz.
Şehrimiz ancak planlı bir sanayileşme ile büyürse kalkınabilir. Güçlü yatırımların ilimizde olması, demografik yapıyı, sosyal yaşamı, ticari faaliyetleri de pozitif yönde etkileyecektir. Nitelikli göçleri beraberinde getirecektir. Ancak, bu büyümenin kontrollü bir şekilde gerçekleşmesi için gelen yatırımcıların seçerek doğa harikası Sakarya’mızın doğal dengesine zarar vermesini engelleyebiliriz.
O yüzden biz yatırım taleplerini yeşil organize sanayi bölgeleri temelinde değerlendirerek ki bundan sonraki yapacağımız bütün OSB’leri Yeşil OSB olarak planlıyoruz. Sistemli bir büyüme ile şehrin önümüzdeki 30-40 yılını şimdiden planlamaya gayret ediyoruz.
Sayın vekillerimizle de bu konuda görüş alışverişinde bulunduk. Verimli bir toplantı oldu.
Biz, ilimizin gelişmişlik düzeyinin artırılması için yerel yönetimler ve merkezi yönetimler ile güçlü bir iletişim halindeyiz. İl olarak başarının, büyümenin ve gelişmenin sırrını biliyoruz. Başarının formülü birlik ve beraberlikten geçiyor. Bu doğrultuda şehrin tüm paydaşlarıyla ortak akıl çerçevesinde güçlü bir kurumsal iletişim çerçevesinde çalışıyoruz