SAÜ'de Din, Siyaset Kültürü ve Yönetim Erki konuşuldu
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Ortadoğu Enstitüsü (ORMER), Bilgi Kültür Gençlik Derneği ve Uluslararası İlişkiler Topluluğu (ULİT) tarafından “Din, Siyaset Kültürü ve Yönetim Erki” isimli bir konferans düzenlendi.
SAÜ Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nde düzenlenen ve din-devlet ilişkisi, dinin devlet yönetimine etkisi gibi konuların ele alındığı konferansa Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün konuşmacı olarak katıldı.
Batıdaki ve Müslüman coğrafyadaki dini gelişim arasında fark olduğunu söyleyen Prof. Dr. Düzgün, “Batıda anlayış din-devlet, din-ticaret her şey ayrı olacak yönde. Batıda İslam’la ilgili yazanların hemen hemen ortak kanaati, İslam’da din ve devlet arasında bir ayrımın mümkün olmadığıdır. Nedeni de Hz. Peygamber’in dinde öncü olmasıyla birlikte devleti de yönetmesidir. Böyle olmasaydı Hz. Peygamber kendine en güvendiği adamı seçerek diyelim ki Hz. Ebu Bekir, ilk halife olarak ona yöneticiliği vererek arka planda peygamber olarak dururdu” diye konuştu.
Din devleti, İslam devleti gibi olguların olmadığını belirten Prof. Dr. Düzgün, “Siyaset kültürü dine dayanırsa bence bir zarar gelmez. Mâtürîdî’nin söylediği gibi, siyasi kişi hükmederken, yönetirken takvasını takınmalıdır yani Allah’tan korkmalıdır. Allah’tan korkan bir insan sevmediği bir insana haksızlık yapamaz veya bunun hesabını vereceğini bilir. Yani siyasi kültüre bir zararı yok diyebiliriz. Ama dinin devlet kurmak ve devlet eliyle devlet erkini kullanarak, devlet aparatlarını kullanarak dini hayata geçirmek gibi bir misyonu var derseniz orda ayrı düşeriz” şeklinde konuştu.
Konferans soru-cevap bölümü ardından sona erdi.
SAÜ Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nde düzenlenen ve din-devlet ilişkisi, dinin devlet yönetimine etkisi gibi konuların ele alındığı konferansa Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün konuşmacı olarak katıldı.
Batıdaki ve Müslüman coğrafyadaki dini gelişim arasında fark olduğunu söyleyen Prof. Dr. Düzgün, “Batıda anlayış din-devlet, din-ticaret her şey ayrı olacak yönde. Batıda İslam’la ilgili yazanların hemen hemen ortak kanaati, İslam’da din ve devlet arasında bir ayrımın mümkün olmadığıdır. Nedeni de Hz. Peygamber’in dinde öncü olmasıyla birlikte devleti de yönetmesidir. Böyle olmasaydı Hz. Peygamber kendine en güvendiği adamı seçerek diyelim ki Hz. Ebu Bekir, ilk halife olarak ona yöneticiliği vererek arka planda peygamber olarak dururdu” diye konuştu.
Din devleti, İslam devleti gibi olguların olmadığını belirten Prof. Dr. Düzgün, “Siyaset kültürü dine dayanırsa bence bir zarar gelmez. Mâtürîdî’nin söylediği gibi, siyasi kişi hükmederken, yönetirken takvasını takınmalıdır yani Allah’tan korkmalıdır. Allah’tan korkan bir insan sevmediği bir insana haksızlık yapamaz veya bunun hesabını vereceğini bilir. Yani siyasi kültüre bir zararı yok diyebiliriz. Ama dinin devlet kurmak ve devlet eliyle devlet erkini kullanarak, devlet aparatlarını kullanarak dini hayata geçirmek gibi bir misyonu var derseniz orda ayrı düşeriz” şeklinde konuştu.
Konferans soru-cevap bölümü ardından sona erdi.
7 yıl önce
Yorumlar
[İlk yorum yapan siz olun]
ede56b3d8f053d9620c4693271e541c3@