Sakarya Üniversitesinde (SAÜ) Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Haluk Selvi, "Ermenilerin Türkiye\'ye karşı girişmiş oldukları faaliyetlerde, eylemlerini neticesiz bırakabilmek için Türkiye ve Azerbaycan\'ın güç birliği yapması gerekiyor" dedi.
Azerbaycan\'ın Dağlık Karabağ bölgesinde 26 Şubat 1992\'de Ermeni askerleri tarafından 613 kişinin öldürüldüğü "Hocalı Katliamı"nın 23. yılı dolayısıyla SAÜ Azerbaycan Öğrenci Topluluğu tarafından Kültür ve Kongre Merkezi\'nde "Hocalı Soykırımı Anma Günü" başlıklı etkinlik yapıldı.
Selvi, etkinlikte yaptığı konuşmada, Ermenilerin son zamanlarda aynı coğrafyada enerji kaynaklarına sahip olmak isteyen büyük devletlerin oyuncağı olduğunu savundu.
Hocalı\'nın, Türk milletini bir araya getirecek ve bu coğrafyada ayrı devletler içinde yaşayan milletleri birleştirecek önemli hareket noktalarından biri olduğunu dile getiren Selvi, ilk kez Avrupa parlamentolarında Hocalı Katliamı\'nın soykırım olarak nitelendirilmesi için önergeler verildiğini anlattı.
Ermenilerin yaptığı gibi Türklerin de diasporada güçlü bir birliktelikle hareket etmesi gerektiğinin vurgulayan Selvi, "Türkler, İslam dünyasına rehberlik edebilecek tek millettir. Ermenilerin Türkiye\'ye karşı girişmiş oldukları faaliyetlerde, eylemlerini neticesiz bırakabilmek için Türkiye ve Azerbaycan\'ın güç birliği yapması gerekiyor" ifadesini kullandı.
- "Ermenistan, Eurovision\'a \'İnkar Etme\' ile katılacak"
Selvi, Ermenistan\'ın bu yıl Eurovision Şarkı Yarışmasına, 1915 olaylarının 100\'üncü yılına atfen "İnkar Etme (Don\'t Deny It)" adlı şarkıyla katılacağını hatırlattı.
Ermenilerin bu şarkıyla dünyaya sesleneceğini aktaran Selvi, şöyle konuştu:
"Uluslararası bir alanda bu tür hadiselerle Amerika, İngiltere, Fransa ve Rusya\'nın desteğiyle kendi varlığını yere oturtmaya çalışan Ermenistan, siyasi olarak faaliyetlerinde bu devletlerin gücüne dayamak için mücadele ediyor. 2015\'te 100\'üncü yıl eylemlerini tam bir siyasi gerginlik içinde yaşatacaklar. ABD ve Avrupa\'daki kamuoyunun düşüncelerini değiştirmek mümkün olmuyor. Soykırım dediğimiz olgu, 1890\'da İslamofobiyle başlayan bugüne kadar devam eden, büyük devletlerin kendi siyasilerinin ve misyonerlerinin inşa ettiği bir olgudur. Güçlü olduğumuz tarihimizi, anlımızın ak olduğu tarihi belge ve bilgileri okumak, bilinçlenmek ve bilgilendirmek zorundayız. Maalesef kendi tarihimize karşı kayıtsızlığımız bugün sosyal olarak içerisinde bulunduğumuz problemlerin temelinde yatıyor. Tarihimizi, kültürümüzü okumak ve aydınlanmak zorundayız çünkü soykırım iddialarının son ayağı biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyız."