Sakarya Üniversitesi öğrencisi genç kız, profesörünün kendisine tecavüz ettiği iddiasıyla üniversite yönetimine ve savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. O dava Hürriyet Gazetesi\'nde tekrar gündeme getirildi.
İşte Hürriyet Gazetesi\'ndeki O Haber;
Sakarya Üniversitesi öğrencisi genç kız, profesörünün kendisine tecavüz ettiği iddiasıyla üniversite yönetimine ve savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Rektörlük, olaya önce “Özel hayatı ilgilendirir” diyerek tepkisiz kaldı, ardından “uyarı” cezası vermekle yetindi. Profesör hakkında savcılık soruşturma başlattı.
Sakarya Üniversitesi\'nde yaşanan ilginç olaylar zinciri iddiaya göre şöyle gelişti. Prof. Dr. A., yüksek lisans yapan T.G.’yle (26) yakınlaşmak istedi. Öğrencisini her fırsatta odasına çağırarak eşiyle sorunlar yaşadığını ve boşanacaklarını anlatan A.S., genç kıza ilgi duyduğunu söyledi. T.G., Prof. A.S.’nin ilgisinden rahatsız oldu ve bir süre okula gitmedi. Ancak A.S. bu kez öğrencisini telefonla taciz etmeye başladı. Sık sık T.G.’yi arayan ve konferanslarına davet eden Prof Dr. A., her defasında olumsuz yanıt aldı. 7 Haziran 2011’de İstanbul’a konferansa gelen Prof. Dr. A, T.G.’yi arayarak, mutlaka görüşmek istediğini söyledi.
Ailene söylerim tehdidi ile çağırdı
Bir ay sonra Mardin’de bir konferansa konuşmacı olarak davet edilen Prof. Dr. A., T.G.’yi de buraya davet etti. Ancak T.G. ailesinden izin alamayacağını söyleyerek teklifi reddetti. A. bu kez genç kıza, “Sen benim karımsın. Ben nereye istersem oraya gelmek zorundasın. Eğer gelmezsen ailene anlatırım” dedi. Genç kız A.S.’nin bu tepkisi karşısında Mardin’e gitmek zorunda kaldı. T.G. konferansın ardından otel odasına çıktı. Birkaç dakika sonra odaya gelen A.S., kendisine direnmesine rağmen .....
Olaydan üç ay sonra ise Prof Dr. A., kızı telefonla arayarak, “İlişkimizin sonu yok. Ben ayrılmak istiyorum” dedi. Şok olan genç kız, Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Adli tıpta yapılan incelemede, T.G.’nin bekâretini kaybettiği ancak olayın üzerinden aylar geçtiği için bunun zorla olup olmadığının tespit edilemediği belirtildi. Savcılık soruşturmaya delil yetersizliği nedeniyle takipsizlik verdi. Genç kız yılmadı. Önce rektörlüğe, ardından Başbakanlığa, sonra yeniden Sapanca Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe verdi ve soruşturma açılmasını sağladı.
Rektörlük: "Özel hayatı ilgilendirir"
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın takipsizlik vermesi üzerine T.G. üniversite rektörlüğüne olayı anlatan bir dilekçeyle başvurdu. Rektörlük, yapılan inceleme sonucunda A. ile T.G. arasında yaşananların özel hayatı ilgilendirdiği ve herhangi bir cezaya gerek olmadığını resmi bir yazıyla genç kıza bildirdi. T.G. bu cevap üzerine bu kez Başbakanlığa bir dilekçeyle başvurdu. A.’nin kendisine tecavüz ettiğini söyleyen T.G. cezalandırılmasını talep etti. Başbakanlık, “acil” uyarısıyla durumu YÖK’e bildirdi. YÖK, üniversite yönetimine yeniden soruşturma yapılması yönünde talimat verdi. Komisyon, iki tarafı da dinledikten sonra, Prof. A.’ya, 13 Ağustos 2012 tarihinde YÖK Disiplin Yönetmeliği’nin 6. Maddesi’nde yer alan, “Hizmet dışında resmi sıfatın gerektirdiği itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak” sucundan “kınama” cezası verdi. Ancak A.’nin daha önceki sicili gözönünde bulundurularak ceza, “uyarı” olarak düzenlendi.
“Öğrencilerine seks tuzağı kuran bu kişinin cezalandırılmasını istiyorum”
T.G., üniversiteye itiraz dilekçesi verdi. Aynı zamanda Sapanca Cumhuriyet Başsavcılığı’na yeniden suç duyurusunda bulunan T.G., A.’nın kendisini evlenme vaadiyle kandırarak zorla tecavüz ettiğini söyledi. Nikah yapıldığına dair belge ve bilgileri savcılığa veren T.G., ifadesinde, “Öğrencilerine seks tuzağı kuran bu kişinin cezalandırılmasını istiyorum” dedi. İfadeye çağırılan A., üniversitede verdiği bilgilerin aksine, nikah kıymadıklarını ve T.G.’ye tecavüz etmediğini söyledi. Savcılığın olayla ilgili başlattığı soruşturma devam ediyor.