Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Sağlık Yüksekokulu tarafından Kanser Haftası dolayısıyla düzenlenen ‘Kanserli Hastalarda Damgalanma ve Ruh Sağlığı’isimli konferans SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Konferansa, SAÜ Sağlık Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gülgün Durat konuşmacı olarak katıldı. Kanserin en önemli güncel sağlık sorunlarından biri olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Durat, “Kanserin tüm dünyada ve ülkemizde yüzde 22’lik oranla kalp damar hastalıklarından sonra en sık ikinci ölüm nedeni. Bu sonuçlar kanserin önemli bir toplum sağlığı sorunu olduğunu göstermekte ve2005 yılı içinde 12 milyon kişinin kansere yakalandığı biliniyor. 7 milyon kişinin kanser nedeniyle yaşamını yitirdiği, 25 milyon kişinin ise kanserle yaşadığı belirtiliyor” dedi.
2030 yılında 24 milyonkişinin kansere yakalanacağının öngörülmekte olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Durat, “7 milyon kişinin de kanser nedeniyle yaşamını yitireceği, 75 milyon kişinin ise kanserle yaşayacağı düşünülmekte” diye konuştu.
Durat, ülkemizde her yıl 150 bin yeni kanser hastasının olduğunu 2007 yılında yayımlanan Türkiye’de Kanser Kontrol raporuna göre Türkiye’de kansere bağlı kaba ölüm hızı 100 binde 85,7 iken, kadınlarda bu oran 100 binde 58,7 olduğunun altını çizdi.
Hastanın iyileşme sürecini olumsuz etkileyen nedenler
Damgalanmanın kanser hastalarına karşı toplumun tavır alması, onları toplumdan dışlamasına kadar giden davranışlar olduğunu söyleyen Durat, “Toplum tarafından olumsuz değerlendirmeler, küçük düşürücü tarzda olan ayrımcılık zamanla hastanın özgüvenini zedelemekte ve hastaların iyileşme sürecini olumsuz yönde etkilemektedir. Damgalanan hasta, sosyal açıdan tecrit edilir, çalışmak için iş bulamaz, alkol kullanır, madde bağımlısı olur, evsiz kalır, çok sık oranda hastaneye yatırılır ve iyileşme şansını azaltan durumlar yaşar. Ayrıca arkadaş edinmekte ve eş bulmakta zorluk çeker. Kanser olgusu tıbbi-fiziksel bir hastalık olduğu gibi, ruhsal ve psikososyal bileşenleri olan bir sorundur ve bu haliyle kanser bir yıkım olarak algılanır ve en dramatik anlamıyla kişinin psikolojik dengesinde krize neden olur” dedi.
Kanser hastalarında damgalanmanın önlemesi için, hastalara hastalığın getirdiği sorunların ve sınırlamaların kabul edilerek hastalıkların yaşamın bir parçası olduğu, herkesin başına gelebileceğinin anlatılması gerektiğini belirten, Yrd. Doç. Dr. Durat, kanser hastalarının tedavi ve bakımında rol alan tüm sağlık personeli ile ailesinin, hastalığın damgalanma boyutu konusunda bilgilendirilmesi ve toplumun geneline yönelik sağlık eğitim programlarında damgalanma konusunun işlenmesi gerektiğini söyledi.