Plastik ve naylon paketlemenin yaygınlaşmasıyla unutulmaya yüz tutan sepet örücülüğü, Sakarya'nın Sapanca ilçesinde kadınların gayretiyle yaşatılıyor.
Sapanca ilçesinde açılan kursa katılan 12 kadın, sadece bıçak ve yargıç kullanarak zeytin, söğüt, şimşir ile fındık ağaçlarından yaptıkları ürünlerle hem sepet örücülüğünü unutturmamaya hem de bütçelerine katkı sağlamaya çalışıyor.
İlçede yaklaşık 200 yıllık tarihi geçmişe sahip olan mesleği sürdürmeye çalışan kadınlar, meslek sahibi olmalarının yanı sıra aile ekonomilerine katkıda bulunuyor.
Sapanca Turizm Derneği Başkanı ve Halk Eğitim Müdürlüğü el sanatları öğretmeni Berrin Yılmazer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluk yıllarında ilçede sepetin çok fazla gündemde olduğunu ancak zamanla unutulmaya yüz tuttuğunu söyledi.
Yılmazer, bu mesleği hareketlendirmek için girişimlerde bulunarak İlçe Halk Eğitim Müdürlüğü bünyesinde kurs açtıklarını anlattı.
- "Amacımız sepetle birlikte ilişkilerimizi de örmek"
Kursta 12 öğrenciyle eğitime devam ettiklerini aktaran Yılmazer, "Sapanca'nın turizmi açısından sepet örücülüğü canlandırmaya çalışıyoruz. Gerçekten çok güzel, yapması çok zevkli bir iş. Herkese tavsiye ediyorum, gelsinler öğretelim. İnsanlar sepetçiliği yapıp yapamayacakları konusunda çok merak saldılar. Sepetçilik, Romanların yapmış olduğu bir el işçiliğiydi. Bizler yapabilir miyiz diye başladık, sevildi. Maddi olarak da dışarıda almaya kalktığınızda örgü sepetleri çok pahalı. Hem kendilerine çok ucuz şekilde mal ediyorlar hem de çok güzel işler çıkarıyorlar. O yüzden çok heveslendiler." diye konuştu.
Kursiyerlerin yaptığı sepetleri ilçedeki Sanat Sokağı'nda Sapanca Turizm Derneği'ne ait iş yerinde satışa sunduklarını kaydeden Yılmazer, yoğun talep aldıklarını belirtti.
Eğitimlere önümüzdeki yıl da devam edeceklerini vurgulayan Yılmazer, "Kadınlarımız yapmış oldukları sepetlerle kendi bütçelerine katkıda bulunuyorlar. Kurslarımız devam edecek çünkü talep çok fazla. Sepet örücülüğünü kesinlikle unutturmayacağız. Daha çok il dışından sipariş alıyoruz. Sapancamızı gezmeye gelen misafirlerimiz, bizim burada sepet ördüğümüzü gördükleri zaman kendilerine de yapmamızı istiyorlar. Geçen hafta Karamürsel'den bir müşterimizden toplu miktarda sipariş aldık. Karamürsel'in sepeti meşhurdur ancak bizimki daha da meşhur oldu." ifadelerini kullandı.
Yılmazer ayrıca, Halk Eğitim Müdürlüğü bünyesinde açılan kurslar sayesinde Roman vatandaşları da topluma kazandırmayı amaçladıklarını dile getirerek, "Amacımız sepetle birlikte ilişkilerimizi de örmek." dedi.
- "Bu çubuk altın değerinde, altın örüyoruz"
Roman vatandaşı kursiyer 47 yaşındaki Pembe Tunç, küçük yaşlardayken ailesinin, köylerde buğday fasulye ve mısır karşılığında sepet örerek geçimlerini sağladığını söyledi.
Örücülüğü kendisine annesinin öğrettiğini anlatan Tunç, Yılmazer'in tavsiyesiyle kursa başladığını aktardı.
Kursta kendini geliştirdikten sonra sepetin her çeşidini yaptıklarını dile getiren Tunç, "Bir yandan da evimize katkı sağlıyoruz. Sepeti yapmak için kullandığım çubukları eşim kesiyor, bana yardımcı oluyor destekliyor. Örgücülük zor ama ekmek parası için yapıyoruz. Gençlerin bunları öğrenmesini isterim, dar zamanda iyi gelir. Bu çubuk, altın değerinde, altın örüyoruz. Öğrenmekte fayda var, geçimimi buradan sağlıyorum." diye konuştu.
Roman vatandaşların bu tür kurslara katılmadığına değinen Tunç, gençlerin bu işlere yönelerek "altın bilezik" sahibi olmaları tavsiyesinde bulundu.