Bilinçsiz kullanılan klimalar ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necati Dedeoğlu, sıcak yaz mevsiminde insanların serinlemek amacıyla yoğun şekilde klima kullandıklarına dikkati çekerek, bilinçli kullanılmadığı takdirde klimaların ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini kaydetti. Klimaların, soğuk havanın insanlara direkt şekilde değil, başlarının üzerinden üfürecek şekilde ayarlanması gerektiğini belirten Dedeoğlu, “Klima havaya üflese de soğuk hava aşağı inecektir” dedi.
Klimanın üflemesinin direkt olarak insanların üzerine gelmesi halinde vücutta tutulmalar, sızlamalar ve ağrılar oluşabileceğini ifade eden Dedeoğlu, klimanın bir diğer olumsuz etkisinin de havayı kurutması olduğunu kaydetti. Klimanın havadaki nemi aldığını vurgulayan Dedeoğlu, şunları söyledi:
“Mesela bazı hastalar, hava kuruduğu zaman balgam çıkaramazlar. Balgam çıkartamadığı için de biriken balgam, solunum tıkanıklığına yol açar. Burnu kurutur, burun kanamasına yol açar. Belli enfeksiyonların daha çabuk yerleşmesine neden olur. Çünkü boğazımızda ufacık kıllar ve mukus var. Onların amacı solunum sistemine gelen bakteri ya da toz benzeri şeyleri dışarı atmaktır. Kuruduğu zaman çok iyi çalışmamaktadır. Çalışmadığı zaman da enfeksiyon riski çok daha fazla olabilmektedir. Klimanın sürekli çalıştığı yerlerde hapşırma, tıksırma gibi durumlar daha çok olabilir.”
LEJYONER HASTALIĞI
Klimaların bazen lejyoner hastalığına da yol açtığına değinen Dedeoğlu, lejyoner hastalığının ev klimalarından daha çok otellerdeki klimalardan bulaştığına dikkati çekti.
Evlerde su depoları ve otellerde soğutma tanklarının lejyoner hastalığı bakterisi taşıyabileceğini ifade eden Dedeoğlu, şöyle konuştu:
“Bu hastalık bir akciğer enfeksiyonudur. Lejyonella bakterisi nemli ve sulu ortamda yaşayıp çoğalıyor. Hastalık kişinin solunum direncini ve genel vücut direncini zayıflatıyor. Lejyonella bakterisi için en uygun sıcaklık 37 derecedir. Bakteri uygun ortamda iki saat içinde iki katına kadar çıkabiliyor.”
Hastalığın kuru öksürük, solunum sıkıntısı, halsizlik, bitkinlik, baş ağrısı, kas kasılmaları ve yüksek ateş gibi belirtiler gösterdiğini kaydeden Dedeoğlu, belirtilerin zatürre ile benzerlik gösterdiğini, uygun tedavi yapılmaması halinde ölüm olabileceğini bildirdi.
Dedeoğlu, bu hastalığa karşı su depolarının ısıtılması ve deponun yıkanması, klorlanması, ozonlanması, yoğun ultraviyole ışığına maruz bırakılması gerektiğini vurguladı. Büyük depo kullanımlarında özel olarak klorlama yapılması gerektiğini ifade eden Dedeoğlu, depolar belli periyotlarla boşaltılıp, yıkanması, duşlar, duş başlıkları ve muslukların rutin olarak temizlenmesi uyarısında bulundu.
KLİMA BAZEN DE CAN KURTARIYOR
Klimaların uygun kullanılması halinde yararları olduğuna da değinen Dedeoğlu, kalp hastalığı, yüksek tansiyonu ve akciğer hastalığı olanlar için sıcak havanın iyi olmadığını, klimaların bu tür insanlar için “can kurtarıcı” rolünün bulunduğunu söyledi.
Klimanın bir diğer faydasının da içindeki filtrenin havayı temizlemesi olduğunu belirten Dedeoğlu, filtrelerin sürekli temizlenmesi durumunda astım, akciğer hastalığı olanların havadaki tozlardan daha az etkileneceğini sözlerine ekledi.