AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Abdullah Öcalan\'ın ülkeyi terk etme çağrısıyla ilgili, "Bugüne kadar Türkiye\'yi yoran, ülkemizi birçok sıkıntıya düşüren en önemli meselelerden bir tanesi de silahların susması ve haziran ayı gibi bütün örgüt mensuplarının sınır dışına çıkması Türkiye açısından çok önemle değerlendirilmesi gereken çağrıdır, sonuçtur" dedi.
Ziyaretlerde bulunmak üzere Adapazarı\'na gelen Soylu, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu ile görüştü. Ziyarette gazetecilerin \'\'Abdullah Öcalan\'ın silahları bırakın çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz?\'\' sorusunu cevaplandıran Soylu, çözüm sürecinin bugün sadece ortaya konulan, devletin, istihbaratın yaptığı, siyasi irade olarak ortaya konulan bir hareket tarzı olmadığını ifade etti. Ülkenin kalkınması, gelişmesi, demokratikleşmesi, bir takım anayasal değişiklikler, yeni anayasa hazırlıkları, büyükşehir yasası, kentsel dönüşüm, eğitimdeki dönüşüm ve değişimlerin tamamının Türkiye\'nin yeni bir akılla 21. yüzyıla hazırlanmasının altyapısını oluşturduğunu kaydeden Soylu, şunları söyledi: "Burada temel sorunlardan bir tanesi de Türkiye\'nin yıllarca karşı karşıya kalmış olduğu bu yakıcı sorunudur. Bununla ilgili de yine Türkiye çok önemli bir dönemde adım atmıştır. Bu meselenin demokratik kodlar içerisinde çözülmesi, bunun öncesinde ona hazırlık yaparken olağanüstü halin kaldırılmasından tutun da Kürtçe eğitime kadar, birçok üniversitelerde Kürtçenin öğretilmesine yönelik bölümler açılmasına kadar birçok süreç ortaya konulmuştur. Bizim arzumuz şu olmuştur; Türkiye\'de tabutlar gelmesin, analar ağlamasın. Türkiye\'de yeni genç filizler böyle bir süreç içerisinde hayatlarını kaybetmesin. Biz neyle uğraşalım; Türkiye\'yi kalkındırmakla, zenginleştirmekle, demokratikleştirmekle uğraşalım."
'Ülkeyi yöneten hükümet kargaşa istemez, kaos istemez' diyen Soylu; "Bahara adım attık. Her bahar yeni bir yenilenmedir. Cemre suya ve toprağa düştüğü zaman biz anlarız ki bir tazelenmeyle ve yenilenmeyle karşı karşıya kalacağız. Ortaya çıkan bir sonuç var ki bugüne kadar Türkiye'yi yoran, ülkemizi birçok sıkıntıya düşüren en önemli meselelerden bir tanesi de, silahların susması ve haziran ayı gibi bütün örgüt mensuplarının sınır dışına çıkması Türkiye açısından çok önemle değerlendirilmesi gereken çağrıdır, sonuçtur. Bu demokratik siyaset açısından çok önemlidir. 76 milyon vatandaşın istediği memleketimizin her tarafında birlik ve beraberlik, kardeşlik olsun" diye konuştu.
Türkiye'nin çok önemli bir büyüme ivmesi yakaladığını anlatan Soylu, bunu sağlayabilmek için AK Parti'nin çok önemli bir risk aldığını vurguladı. Silahların susması, örgüt mensuplarının sınırların dışına çıkarılması ve demokratik siyasetin çözüm sürecinin ruhuna uygun olduğunu belirten Soylu, şunları kaydetti: "Bu süreç kendi adına bu saatten sonra yürüyecektir. Çok ayrıntılarla uğraşmamak, çok detaya girmenin, detaylar üzerinden spekülasyon yapmanın olduğu dönemde değiliz. Türkiye bunu aştığı zaman hak ettiği çizgiye, hak ettiği noktaya gelecek. Bunu da demokrasiyle sağlamlaştıracağız."
"Siyaset Belki de Cumhuriyet Tarihinde Hiç Olmadığı Kadar Cesur"
Adalet Bakanlığı ve AK Parti Genel Merkezi'ne yapılan saldırıları da değerlendiren Soylu, Türkiye'de ki kaosun, kargaşanın, ülkenin almış olduğu istikametin kesilmesinin hesabını yapanların boş durmayacaklarını söyledi. Bir taraftan sevgiyi, kardeşliği, bir taraftan kalkınmayı, ekonomik büyümeyi, bir taraftan da birbirlerini daha doğru anlamaya çalışırken birilerinin de 'bu ülkede nasıl kardeşi kardeşe bir şekilde kırdırmaya çalışırım'ın hesabını yaptığını ifade etti.
Güvenlik güçleriyle, istihbaratlarıyla bunları engellemeye çalışacaklarını dile getiren Soylu, "Politikalarımızla da bunları oluşturan iklimi bir şekilde ters düz etmeye çalışacağız. Elbette demokrasiden dün rahatsız olanlar vardı. Bugünde rahatsız olanlar var. Dün nasıl milletin huzuruna müdahale ettilerse, demokratik istikrarına müdahale ettilerse, siyasi partiler istikrarına müdahale ettilerse bugünde ona müdahale edecekler. Bunun Anafartalar Çarşısı'na konulan bombayla, Hrant Dink'in katiliyle, Danıştay saldırısıyla, Rahip Santoro cinayetiyle, bunun gündemimizde olan Sarıkız'dan Ay Işığı'na kadar Balyoz'a kadar birçok organizasyonla arasında her hangi bir farklılık yok. Yanıldıkları bir nokta var. Siyaset belki de cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar cesur ve ciddi bir öz güven içerisinde. Hedefini iyi bir şekilde belirlemiş. Milletiyle de mutabakat içerisinde. Neyin olduğunu tanımladık. Bütün millet tanımladı. Sadece biz 'siyasetle meşgulüz' diye tanımlıyor değiliz. Bütün millet tanımladı ve yolumuza devam ediyoruz" şeklinde konuştu.