Türkiye’de sayılı merkezlerde uygulanabilen TAVI Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Tıp Fakültesi’nde başarıyla uygulanıyor.
Kalbimizde bulunan kapakçıklarda yıllar içerisinde vücutta her dokuda olduğu gibi bozulmalar meydana geliyor. Özellikle aort kapağında meydana gelen dejenerasyon normalde açık kalp ameliyatı ile düzeltilebiliyor. Bu ameliyatta hastanın göğüs kafesi açılıyor, kalbin bozulmuş aort kapağı yenisiyle değiştiriliyor. Ancak ileri yaşlı veya ameliyat riski yüksek hastalarda açık kalp ameliyatı mümkün olmuyor. Bu durumlarda kısa adı TAVI olan Transkateter Aort Valf Implamantasyonu yani ameliyatsız kalp kapakçığının değiştirilmesi yöntemi tek çare olarak ortaya çıkıyor.
Türkiye’de sayılı merkezlerde uygulanabilen TAVI işlemi SAÜ Tıp Fakültesi’nde de başarıyla kullanılıyor. TAVI yöntemiyle ilgili bilgiler veren SAÜ Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Tarık Ağaç, yöntemin açık kalp ameliyatına göre daha az riskli ve daha konforlu bir işlem olduğunu söyledi. Doç. Dr. Mustafa Tarık Ağaç sözlerini şöyle sürdürdü:
“Açık kalp ameliyatında eğer herşey yolundaysa hastalar ortalama bir hafta içerisinde taburcu olabiliyor. Bu işlemde ise hastalar 2-3 gün içinde ayağa kalkabiliyor, normal fonksiyonlarına kavuşabiliyor Açık kalp ameliyatında hastanın göğsü açılıyor, kan dolaşımı birtakım komplike cihazlara bağlanıyor ve sonrasında kalp kapağı değiştiriliyor. Fakat TAVI yönteminde, göğüs açılmadan, narkoz verilmeden, anjiyo yapılıyormuş gibi hastanın kasığından girilerek gerçekleştiriliyor. Her damar bir şekilde kalbe açılır. Kalp-damar devamlılığından yararlanılarak deforme olmuş kapakçığın yerine yenisi yerleştiriliyor. TAVI işlemi 1-1,5 saat içerisinde yapılıyor. Buna karşın açık kalp ameliyatı en az 5 saat süren uzun bir ameliyattır.”
TAVI yönteminin ameliyat riski yüksek ileri yaştaki hastalarda kullanıldığını belirten Doç. Dr. Mustafa Tarık Ağaç “Hastaların ameliyat riskini belirlemek için kullandığımız birtakım algoritmalar var. Güncel kardiyoloji ve kalp-damar cerrahisinde kullanılan hasta risk değerlendirmesini ortaya koyan bir risk skalası var. Her cerrah, hastayı ameliyat etmek istediği zaman bu risk değerlendirmesini yapıyor. Biz de bu risk değerlendirmesini yapıyoruz. Eğer hastanın, eşlik eden başka sorunları varsa, bu risk doğrudan yüksek derecede çıkıyor. Bu risk skalasına göre ameliyat riski yüzde 20’nin üzerinde olan hastalarda, ki çoğu zaman bu hastalar da ileri yaşlı hastalar oluyor, açık kalp ameliyatı yerine TAVI yöntemini kullanıyoruz. Bununla birlikte bu riskin düşük olduğu hastalarda her zaman için açık kalp ameliyatı öneriliyor” şeklinde konuştu.
TAVI yöntemi henüz yeni bir teknik olsa da ileride açık kalp ameliyatına alternatif hale gelebilecek. TAVI yönteminin, şimdilik sadece ameliyat olamayacak hastalarda kullanıldığını belirten Doç. Dr. Mustafa Tarık Ağaç, “İleride muhtemelen daha az riskli hastalarda da bu tedaviyi uygulayacak hale geleceğiz. Fakat tabi henüz daha az riskli hastalarda bu yöntemi şu aşamada önermiyoruz. Bu tamamen tıbbı teknik bir konu. Tıbbın gelişimiyle ilgili bir konu. Ancak ileride daha az riskli hastalarda, daha genç hastalarda da bu yöntemi kullanıyor hale geleceğiz” diye konuştu.