Dicle Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç Dr. Mazhar Dağlı, töre ve namus cinayetlerinin sadece Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgeleri'nde yaşandığına yönelik yanlış bir kanın olduğunu belirterek, "Bu cinayetler Türkiye'nin tüm bölgelerinde görülüyor" dedi. Dağlı, ayrıca töre ve namus cinayetlerinin sadece hukuki önlemlerle çözülemeyeceğini belirtti.
Sakarya İl İnsan Hakları Kurulu tarafından Ahmet Akkoç İlköğretim Okulu toplantı salonunda 'Töre-namus cinayetleri' konulu panel düzenlendi. Vali Hüseyin Atak'ın da katıldığı panelin oturum başkanlığını Prof. Dr. Musa Taşdelen yaptı. Panelde ilk olarak söz alan Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ertan Özensel, töre ve namus cinayetlerini araştırmak için TÜBİTAK destekli bir proje yürüttüklerini belirterek, "Bu konuda kavram kargaşası var. 2 Mayıs'ta medyada eşini yatakta sevgilisiyle bastı haberi yer aldı. Bu olay Bursa'da gerçekleşti. Ancak genel kanı töre ve namus cinayetlerinin sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri'nde yaşandığına yöneliktir. Gerçekte töre ve namus cinayetleri zannedildiği gibi bir bölgede değil tüm Türkiye'de görülüyor. Sorunun bir bölgeye ait olduğuna yönelik algının oluşmasında medyanın da hatası var" dedi.
Feminist bakış açısıyla töre ve namus cinayetlerinin çözülemeyeceğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Ertan Özensel, "Bu cinayetleri sadece kadın sorunu olarak değerlendirmemek gerekiyor. Sorunun çözümünde namus kavramının, Türkiye'de ne anlama geldiği çok önemli. Doğu toplumlarında namus kadının teninde, cinselliğinde temsil ediliyor. Batıda ise namus kadının zihninde temsil ediliyor. Türk toplumunda bir erkeğe namustan ne anlıyorsun denince, karım, annem, ailem kardeşim cevapları alıyoruz. Anadolu'da eşi zina eden bir erkeğin hakime gidip boşanmak istiyorum demesi çok zor" şeklinde konuştu.
Namus cinayetlerinin arttığını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Ertan Özensel, "Mevcut toplumsal yapı değişiyor, çözülüyor. Bundan dolayı boşluklar doğuyor. Bu boşluktan dolayı en büyük travmayı kadınlar yaşıyor. Geleneksel ve modern değerler arasında kalan kadınlar, erkeklere göre daha fazla bedel ödüyor" dedi.
Töre ve namus cinayetlerinin Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri olduğunu kaydeden Dicle Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç Dr. Mazhar Dağlı ise, "2000 yılında Dicle Üniversitesi'ne gittiğimde şehre gelen akademisyenler ve yabancılar, töre ve namus cinayetleriyle ilgili çalışmalar yapıp yapmadığımızı söylüyorlardı. Biz de bu konuyla ilgili Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgeleri'nde töre ve namus cinayetlerinde dolayı yatan mahkumlarla görüşme izni için Adalet Bakanlığı'na başvurduk. Onlar bize namus ve töre cinayetlerinden yatan mahkumların sadece 11 ilde değil Türkiye'nin diğer bölgesinde bulunduğunu bildirdi. Biz de projemizi değiştirerek, ülke genelindeki 200 mahkumla görüşmeye karar verdik. Şu ana kadar 180 mahkumla görüştük" dedi.
Görüşmeler sırasında Türkiye'de namus ve töre cinayetleri konusunda ciddi bir çalışma yapıldığını gördüklerini ifade eden Doç. Dr. Mazhar Dağlı, "Proje çalışmaları sırasında namus ve töre cinayetleri sorununun daha karmaşık olduğunu gördük. Genelde kadınla ilgili sivil toplum örgütleri bu sorunu hukukla çözme eğiliminde. Bu gerekli ama yeterli değil. Hukuktan çok şey beklemek, hukuku tehdit ediyor. İnsanlar değerlerinden kolay kolay vazgeçmiyor. Yaptığımız görüşmelerde cezalar daha da ağır olsaydı, cinayeti işler miydiniz diye sorunca. Evet işlerdik cevabı alıyoruz. Bu konuda ceza pek caydırıcı değil. Ayrıca cinayetlerin aile kararıyla 18 yaşından küçük çocuklara işletildiğine yönelik genel kanı doğru değil. Cinayetler birbirine tam olarak benzer değil. Benzerlikler var; ancak çok karmaşık. Siirt'te 75 yaşındaki bir mahkumla görüştüm. Konuşmaya başlamadan önce 2 saat ağladı. Kızını gayri meşru ilişkiden dolayı öldürmüş. 'Kızım hem bu dünyamı hem ahiretimi mahvetti. Hacca gitme hazırlığı içindeyken kızımın hamile kaldığını öğrendim. Geç kaldığımızdan dolayı kürtaj yaptıramadık. O olaydan sonra cumaya gittim. Kimse elimi sıkmadı' diyerek yaşadıklarını anlattı. Yani toplumsal gerçekleri de dikkate almamız gerekiyor" şeklinde konuştu.
Töre ve namus cinayetlerine medyanın bakışını eleştiren Dağlı, "Basın mensupları bizimle, proje hakkında konuşuyor. Ancak bizim söylediklerimizi değil, kendi algılamalarını yazıyor. Bundan dolayı da kafalar karışıyor" dedi.
Dağlı, töre ve namus cinayetleriyle ilgili projelerinin tamamlanmasından sonra kamuoyu ile paylaşacaklarını da ifade etti.