Sapanca Gölü'nden Tüpraş'a izinsiz su çektikleri iddiasıyla haklarında dava açılan eski Tüpraş Genel Müdürü Yavuz Erkut ve İzmit Rafineri Müdürü Mustafa Mesut İlter'in yargılanmasına devam edildi.
Körfez 1. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Kocaeli Su ve Kanalizasyon İdaresi'nin (İSU) avukatı Zeynep Kahraman Doğan ile şikayetçi Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) Genel Müdürü Rüstem Keleş, SASKİ Genel Müdürü Yardımcısı Atilla Toprak ile tarafların avukatları katıldı.
Duruşmada söz alan Keleş, Sapanca Gölü'nün bir kısmının yetki alanlarına girdiğini, Tüpraş yetkilisi olan sanıkların gölden karşılıksız, tahsis yetkisi olmadan hukuksuzca su kullandıklarını ve kullanmaya devam ettiklerini, sanık avukatlarının bedelsiz su tahsisi yapıldığına dair mahkemeye resmi belge sunamadıklarını belirterek, sanıkların cezalandırmasını talep etti.
Keleş'in avukatı Şafak Şenaydın da Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) ve diğer ilgili resmi kurumlardan gelen yazılarda Tüpraş'a su tahsisi yapılmadığının anlaşıldığını öne sürerek, "Tüpraş'ın irtifak hakkının bulunması, su tahsisi yapıldığını göstermez. Su alma hakkı vermez. Özelleştirme belgeleri özelleştirilmeden önce kuruluş sözleşmesi ve petrol kanununa baktığımızda Tüpraş'a verilen su tahsisatı yoktur. Hukuki mütalaayı kabul etmiyoruz. Suç unsuru karşılıksız kullanıma değil, nitelikli hırsızlığa girer. Bu nedenle ayrıca mahkemenin, görevsizlik kararı vermesini talep ediyoruz" diye konuştu.
Sanık avukatı Selçuk Boybat ise Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün su tahsisi yetkisinin bulunmadığını, Sapanca Gölü'nün sahipsiz mallardan olduğunu iddia etti.
Sapanca Gölü'nün devletin hüküm ve tasarrufu altında, özelleştirme belgelerine göre hak ve borçların öncesinde de sonrasında da söz konusu olduğunu kaydeden Boybat, "DSİ, Tüpraş'ın ne kadar su kullandığını tespit etmek için debimetre takmıştır. SASKİ tarafından kurumumuza açılan hukuki bir dava yoktur. 1997 yılında Milli Emlak Genel Müdürlüğü Tüpraş'tan ücret talep edilmiş, mahkeme davayı reddetmiştir" ifadelerine kullandı.
Sanık avukatlarından Seyhan Arslan da Milli Emlak Müdürlüğü'nün, Tüpraş'tan sonra kurulduğunu, su kullanım iznini milli emlağın kurulmasından önce alındığını öne sürerek, "Tüpraş ile İSU arasında havzanın korunması için çalışmalar yapılmaktadır. Bu doğrultuda İSU hesaplarına Tüpraş tarafından protokol gereği ödeme yapılmaktadır. Sanayinin kullandığı su arıtılmaktadır. Tüpraş ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesince yapılan protokol gereği, Tüpraş bu suyu da kullanmaktadır. Tesisin masraflarını kurumumuz ödemektedir. Amacımız doğal kaynakları daha az kullanmaktır" şeklinde konuştu.
Arslan, 1959 yılındaki sözleşme, özelleştirme belgeleri ve parçalı su mevzuatı göz önüne alındığında, Tüpraş'ın su kullanım hakkının mevcut olduğunu savunarak, hırsızlık ve karşılıksız yararlanma suçlarının koşullarının oluşmadığını, suçlamaları reddettiklerini ve müvekkillerinin beraatını talep ettiklerini söyledi.
Mahkeme heyeti, davaya müdahil olup olmadığının sorulması için Orman ve Su İşleri Bakanlığı'na yazı yazılması, dosyadaki bazı belgelerin değerlendirilmesi, delillerin incelenmesi ve kurumlardan bazı belgelerin istenmesi amacıyla duruşmayı erteledi.
Körfez Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Erkut ve İlter'in, Sapanca Gölü'nden Tüpraş'a izinsiz su çektikleri iddiasıyla 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.
SASKİ Genel Müdürü Keleş
SASKİ Genel Müdürü Rüstem Keleş, adiye çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, Tüpraş'ın Sapanca Gölü'nden hukuksuz su kullanımıyla ilgili açtıkları davanın devam ettiğini, önceki celselerde olduğu gibi Tüpraş'ın mahkemeye yasal, idari ve hukuki olarak geçerli hiçbir tahsis belgesi sunamadığını dile getirdi.
"Konuyu tamamen farklı mecralara sürükleyerek süreyi uzatıyorlar, süre kazanmak istiyorlar" diyen Keleş, şöyle devam etti:
"Tezlerimizi ortaya koyduk. Bölgemizin birinci sınıf içme suyu kaynağı olan Sapanca Gölü'yle ilgili olarak bir kamu kaynağını bu şekilde kanunsuz, hukuksuz kullanımı gerçekten bizim üzerinde dikkatle durmamız gereken emsal ve önemli bir davadır. Bu dava bu açıdan çok büyük önem taşımaktadır. Kamu kaynaklarının hukuksuz kullanımı bakımından hukuki açıdan önemli bir dava devam ediyor. Bölgemizin en önemli içme suyu kaynağı olan Sapanca Gölü'nün hukuksuz kullanımıyla ilgili bu sürecin durdurulması konusundaki hukuki mücadelemize devam edeceğiz. Çünkü bu dava sadece bugünün değil, gelecek nesillerin de davasıdır. İçme suyu bir ülkenin en önemli stratejik varlığıdır."
"Bakanlık Tüpraş'a dava açtı"
Davayı açmaktaki amaçlarının, Tüpraş'ın Sapanca Gölü'nden direkt su kullanımını önlemek olduğunu vurgulayan Keleş, geçmişe yönelik su kullanımıyla ilgili Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın Tüpraş aleyhine dava açtığını, bunun Sapanca Gölü'nden Tüpraş'ın bedelsiz su almasının hukuki bir temeli olmadığının göstergesi olduğunu ifade etti.
Keleş, bu yıl mevsimin iyi gittiğini, şu anda Sapanca Gölü'nde doluluk oranının hem Sakarya açısından hem de Kocaeli açısından müjdeli bir durumda olduğunu belirtti.
Sapanca Gölü'ndeki suyun birinci sınıf bir içme suyu kaynağı olduğunu ve Tüpraş'ın proses suyu olarak kullandığını dile getiren Keleş, "Bedelsiz olarak yaklaşık 150-200 milyon metreküp su kullanmıştır. Bugün İSU Genel Müdürlüğü'nün sanayi suyu kullanım tarifesiyle çarpın ortaya çıkar gerçek. Kocaeli'deki diğer sanayi kuruluşları nasıl su kullanıyorlar. Bedelsiz olarak direk gölden su mu çekiyorlar yoksa belirli bir hukuki prosedüre bağlı olarak mı su kullanıyorlar. Ben de diyorum ki Türkiye açısından çok büyük stratejik değere sahip diğer sanayi kuruluşları nasıl kullanıyorlarsa Tüpraş da öyle kullansın" değerlendirmesinde bulundu.