Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Sakarya Milletvekili Engin Özkoç’un TÜPRAŞ’ın Sapanca Gölünden su çekmesine ilişkin verdiği yazılı soru önergesine “başlatılan herhangi bir hukuki süreç veya idari soruşturma bulunmamaktadır” diye yanıt verdi.
Özkoç’un daha önce verdiği soru önergesinde de Bakan Eroğlu, bilgi talebine, “TÜPRAŞ ve diğer sanayi kuruluşlarının Sapanca Gölünden su çekmelerine ilişkin bir soruşturma veya mahkeme araştırmasıyla ilgili Bakanlığımda herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır” yanıtı geldi. Bakan Eroğlu, 13 Mayıs 2013 tarihli Sakarya yerel basınına yaptığı açıklamada, Bu konuya el atacağız. Bu meseleye (TÜPRAŞ) bakacağız. Hakikaten bir haksızlık varsa bunu ödeyecekler. Özelleştirme yapılırken su tahsisi yapılıp yapılmadığına bakılacak. Yapılmadıysa her su çekenin parasını ödemesi lazım. Geriye dönük tahsilat konusunda da hukuki olarak bir incelensin. Ona göre gereği yapılır” demişti. Bakan soru önergelerine verdiği yanıtlarla kendisini yalanlamış oldu.
Üst kurula itiraz
Özkoç, yazılı soru önergesi yanı sıra TÜPRAŞ’ın Sapanca Gölünden su çekmesiyle ilgili olarak Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun yanıtlaması talebiyle bilgi edinme dilekçesi de vermişti.
Dilekçede şu sorular yöneltilmişti:
"TÜPRAŞ’ın Sapanca Gölünden su çekmesinin hukuki bir dayanağı var mıdır? Varsa nedir?
TÜPRAŞ’ın Sapanca Gölünden su çekmesinin hukuki bir dayanağı yoksa, yasa dışı sayılacak bu işlem için açılmış bir soruşturma var mıdır?
Sapanca Gölünden su çeken kamu ve özel sanayi kuruluşları nelerdir?
Sanayi kuruluşlarının Sapanca Gölünden su çekmesinin göle verdiği zarar konusunda çalışma yapılmış mıdır? Yapılmışsa bu çalışmaların tarafıma iletilmesini rica ederim.
Sapanca Gölünü besleyen su kaynaklarında kaç adet su dolum ve şişeleme işletmesi mevcuttur? Bu işletmelerin isimleri nedir?
Bu işletmelerin, su kullanım hakkı hangi hukuki dayanakla ve sözleşmeyle devredilmiştir?
Bu işletmelerin göle verdiği zarar konusunda çalışma yapılmış mıdır? Yapılmışsa bu çalışmaların tarafıma iletilmesini rica ederim."
Bakanlık, Özkoç’un sorularına şu yanıtları verdi:
“SEKA, İPRAŞ, İGSAŞ, PETKİM, TÜPRAŞ, gibi KİT’lerin su ihtiyacı, 1950’li yıllarda Yüksek Planlama Kurulu (YPK) tarafından planlanarak, Bakanlar Kurulu kararıyla su ihtiyaçlarını Sapanca Gölü’nden karşılanması kararlaştırılmıştır. Su tahsisi Bakanlar Kurulunca doğrudan yapıldığından verilecek suyun miktarı projeye bağlı olarak DSİ Genel Müdürlüğü tarafından belirlenmiştir.
Sapanca Gölünden, Kocaeli’nin ihtiyacı olan 30 milyon m3 suyun, “Düzce, Sakarya, Kocaeli, Yalova, İstanbul, Tekirdağ İlleri İçmesuyu Entegre Havza Yönetim Master Plan Çalışması” tamamlanıncaya kadar, geçici olarak Kocaeli Büyükşehir Belediyesine tahsis edilmesi uygun görülmüştür.
Sapanca Gölünü besleyen su kaynaklarındaki su dolum ve şişeleme tesislerinin adedi, hangi miktarda su aldıkları ve kiraya verme yetkisi, 03.07.2003 tarihli ve 4916 sayılı “Çeşitli Kanunlarda ve Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun” ile il özel idarelerine verilmiştir.
TÜPRAŞ ve diğer sanayi kuruluşlarının Sapanca Gölünden su çekmelerine ilişkin bir soruşturma veya mahkeme araştırmasıyla ilgili Bakanlığımda herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.”
Yanıtların, soruların doğru karşılığı olmadığından hareketle üst kurul görevi olan Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu Başkanlığına verilen dilekçeye ise aykırı bir husus bulunmadığı yanıtı gelmişti. Oysa Özkoç, hangi mevzuata dayanarak TÜPRAŞ’a su verildiği ya da su çeken diğer kuruluşların kimler olduğu gibi soruların hiçbirisine tam ve açık yanıt verilmediğini öne sürmüştü.
Dava açtı, takipsizlik kararı verildi
Bu gelişmeler üzerine Özkoç, TÜPRAŞ ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu hakkında Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuştu. Ancak Başsavcılık “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı vermişti. Özkoç, geçtiğimiz günlerde karara itiraz etti.
İkinci soru önergesi
Önceki soru önergesi ve bilgi edinme dilekçesi dışında Özkoç, Bakan Eroğlu’nun 13 Mayıs 2013 tarihli yerel basına yansıyan “Bu konuya el atacağız. Bu meseleye (TÜPRAŞ) bakacağız. Hakikaten bir haksızlık varsa bunu ödeyecekler. Özelleştirme yapılırken su tahsisi yapılıp yapılmadığına bakılacak. Yapılmadıysa her su çekenin parasını ödemesi lazım. Geriye dönük tahsilat konusunda da hukuki olarak bir incelensin. Ona göre gereği yapılır” açıklamasına dayanarak ikinci bir soru önergesi vermişti.
İkinci soru önergesinde su sorular yöneltilmişti:
TÜPRAŞ’la ilgili inceleme başlatılmış mıdır? Bu inceleme için resmi ve hukuksal süreç başlamış mıdır?
İnceleme ne aşamadadır?
İncelemenin kapsamı TÜPRAŞ ile sınırlı mıdır yoksa Sapanca Gölüne zarar veren bütün işletmeler inceleme kapsamına alınacak mıdır?
Bakanlık tarafından verilen yanıtta ise, Sakarya Gölü ve Havzasında koruma-kullanma dengesi çerçevesinde, su kalite ve miktarının havza bazında korunması ve iyileştirilmesi maksadıyla Su Yönetimi Genel Müdürlüğü koordinasyonunda Sakarya ve Kocaeli Büyükşehir Belediyeleri ile bir protokol imzalanarak Sapanca Gölü Havzası için “Özel Hüküm Belirleme” çalışması başlattıklarını belirtti. Bunula birlikte Bakan Eroğlu, “TÜPRAŞ’la ilgili olarak yapılmış bir inceleme sonucunda başlatılan herhangi bir hukuki süreç veya idari soruşturma bulunmamaktadır” diyerek daha önce hukuki inceleme başlatacakları açıklamasını yalanlamış oldu.
Maliye Bakanlığı\'ndan yanıt
TÜPRAŞ’ın özelleştirildikten sonra KİT özelliğini kaybetmiş olması dolayısıyla Sapanca Gölünden ücret karşılığı su çekmesi gerektiği, bunun için Maliye Bakanlığının gerekli tespitleri yapması konusunda verdiği dilekçeye de yanıt geldi. Maliye Bakanlığı, “Bakanlığımızca gerekli incelemeler yapılmakta olup, yapılan işlemler sonucunda tarafınıza ayrıca bilgi verilecektir” dedi.
"Sorunun takipçisi olmaya devam edeceğiz"
Bu gelişmeler konusunda Özkoç, “Sakarya’da yapılmak istenen taş ocağı sorunuyla, tarım alanlarının yok edilmesi sorunuyla, köylerimizin hala yaşamakta olduğu su sorunuyla, tarım alanlarının hacizle köylülerin elinden alınmasına, aşırı yapılaşma ve sanayileşme nedeniyle göllerimizin maruz kaldığı tehditlere nasıl uğraşıyorsak bu sorunla da öyle de uğraşacağız. Kamunun zarar ettirilmesi ve hükümetin buna ortak olması hukuk dışıdır. Bu nedenle, tüm kısıtlamalara rağmen bu sorunun da takipçisi olmaya devam edeceğiz” dedi.