Sakarya Üniversitesi (SAÜ) tarafından Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen "9.Dil, Yazın ve Deyişbilim Sempozyumu'nda konuşan Nusret Tutan, insanların toplumların eski yaşam tarzlarından, sanat ve estetik anlayışlarından duyma, düşünme ve algılama biçimlerinde kullandıkları dil sayesinde haberdar olduklarını ifade ederek, ''Yazın ve deyişbilim birbirlerini destekleyen ve kesişme noktaları dil olan alanlardır. Yazın yani edebiyat, ortaya çıkardığı dilin ve kültürün ürünüdür. Dili işleyen, hayat veren şair ve yazarlarımız ortaya koydukları ürünlerle yazını oluştururken deyişbilim için de malzeme sunarlar.'' dedi.
Tutan, 2001 yılında düzenlenmeye başlayan sempozyuma daha önce Denizli, Adana, Eskişehir, Çanakkale, İstanbul, Isparta, Konya ve İzmir'in ev sahipliği yaptığını hatırlattı.
Sempozyumla farklı disiplinlerden akademisyenler ve yazarların bir araya getirilerek, Türk dil bilimi araştırmalarına önemli katkılar sağlandığını kaydeden Tutan, şöyle konuştu: ''Kültürün temelinde yer alan ve kültürü besleyen en önemli kaynaklardan birisi dildir. Dil, kültürleri tanımak, yazılı ve sözlü ürünleri anlamak için gerekli bir olgudur. Her şeyden önce dil kültürün taşıyıcısı ve tanığıdır. Kültürün yaratıcısı insan gibi dil de doğar ve gelişir. Bir milletin yaşayışına dair her türlü maddi ve manevi değerler dil ile ifade edilir. Yine bu değerler tarihten günümüze, günümüzden de gelecek kuşaklara dille taşınmaktadır.''
SAÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Durman ise 150 akademisyenin katıldığı uluslararası etkinliğe ev sahipliği yapmaktan gurur duyduğunu belirtti.
Bilimsel çalışmalar içinde dil ve edebiyatın önemli rolü bulunduğunu dile getiren Durman, her türlü bilim hareketinin sağlam bir dile ve üsluba dayanmak zorunda olduğunun altını çizdi.
Durman, '9. Uluslararası Dil, Yazın ve Deyişbilim Sempozyumu'nun disiplinler arası alanlarda elde edilen kazanımların paylaşılacağı önemli bir platform olacağına inandığını aktardı.
Bilimin, dilin desteği olmadan gelişemeyeceğine işaret eden Durman, ''Dil yeteneği gelişmiş bilim insanlarının alanlarında daha başarılı oldukları, diğer dillerin verilerinden yararlanma noktasında birkaç adım önde olduklarını biliyoruz. Diğer taraftan yazın da denilen edebiyat zevki sayesinde insanlarımız güzel sanatlar dünyasına açılmakta, anlatım biçimlerinin çeşitliliği içinde kendilerini bulma ve geliştirme şansı bulmaktadırlar. Bilim ve sanat iç içedir. Sanatsız bilim yavandır. Sempozyumun, disiplinler arası alanlarda elde edilen kazanımların paylaşılacağı önemli bir platform olacağına inanıyorum.'' şeklinde konuştu.